incilTurK.com

 
 
 

 
 

 

 
 
 
 

 

Incil - Sevinc Getirici Haber

Incil
Thomas Cosmades Cevirisi


 

LUKA

SEVİNÇ GETİRİCİ HABER

(Tanrı’nın Mesih’i: İnsanoğlu)

 

Önsöz

Yazar Luka’ya yaklaşık 80 yılında esinlenen bu İncil parçası, Mesih inancının yüzeye gelmesini ve gelişmesini inceleyen yazarın sunduğu ilk yazıdır. İkincisi Habercilerin İşleri’dir. Yazma yeteneği çok güçlü olan bu doktor-tarihçi, Mesih’in insanlığın kurtarıcısı olarak dünyaya gelişini ve esinlediği inancın yayılışını kaleme aldı. Amacı okuyucunun imanına tarihsel temel ve kanıt sağlamaktı. Bunu önsözüyle belirtiyor ve yazılarını Teofilos adlı o günün ileri gelen bir kişioğluna sunuyor (1:1-4). Luka, Haberci Pavlos’a gezilerinde yol arkadaşlığı yapmış, onun deneyimlerini, görgülerini ayrıntılarıyla kaleme almış (Habercilerin İşleri 16:10; Koloseliler 4:14; Filimon 24; II.Timoteos 4:11), ilgi çekici yaklaşımla çeşitli yönlerini yazan bir aydındır. Tanrı’ca esinlenmiş olmanın yanı sıra tarih bilgisi geniş ve kanıtlıdır.

 

Luka İsa’nın yaşam ve hizmet öyküsünü dile getiriyor. Önündeki ana konuya nesnel açıdan eğilerek, okuyucuyu Mesih’in yeryüzündeki bedeni olan inanlılar topluluğunun (kilisenin) doğuşuna doğru götürüyor. İsa’yı yetkin insan olarak tanıtan Luka’nın temel konusu Rab’bin kurtuluş sağlayan Sevinç Getirici Haberi’dir (4:17-19; 19:10). Burada Tanrı insanlığı kurtarmaya gelen kurtarıcıdır (22:19,20). Engin yüreklileri yükselten, açları güzel şeylerle doyuran O’dur (1:52,53). Luka İsa’nın on dokuz mucizesine değinir.

 

Bu yazı şöyle özetlenebilir:

I.                   Giriş, İsa’nın yeryüzüne gelişi 1:1-4:13

II.                Kamu hizmetinin başlaması (özellikle Galile’de) 4:14-9:50

III.             Başlıca Perea’da geçen kamu hizmeti 9:51-19:28

IV.              İsa’nın çarmıha çakılmasıyla ilgili olaylar 19:29-23:55

V.                 İsa’nın dirilişinden sonraki olaylar 24:1-53

 

Giriş 1-4

1

Saygıdeğer Teofilos,

Aramızda tümlüğe gelen olayları birçok kişi sırasıyla anlatmayı amaç edinerek derlemeye koyuldu. 2Başlangıçtan beri tanrısal söze görgü tanığı ve hizmet edici bireylerin bize aktardıkları gibi, 3ilkinkilerden başlayarak tüm gelişimleri ayrıntılarıyla yakından izleyen biri durumunda, sırasıyla sana yazmak bana da uygun göründü. 4Öyle ki, eğitildiğin konularla ilgili gerçeği bilesin*.

 

TANRI MELEĞİ ARACILIĞIYLA BİLDİRİLEN İKİ DOĞUM: YAHYA İLE İSA

 

Zekeriya’ya Bildirilen Haber 5-25

 5Yahudiye kralı Herodes’in günlerinde, Abiya’nın rahipler sınıfından Zekeriya adında bir rahip [a] vardı. Eşi Elizabet, Harun kızlarındandı. 6Her ikisi de Tanrı önünde doğru kişilerdi. Rab’bin tüm buyrukları ve kuralları uyarınca kusursuz bir yaşam sürerlerdi. 7Ne var ki, çocukları olmamıştı. Çünkü Elizabet kısırdı; üstelik her ikisinin de yaşı ilerlemişti.

 8Kendi sınıfı görev yaptığı dönemde, Zekeriya Tanrı önünde rahiplik etmekteydi. 9Rahiplik töresi uyarınca, Rab’bin tapınağına girip buhur sunma sırası kura sonucunda ona düştü. 10Buhur yakıldığı sırada tüm halk topluluğu dışarıda dua ediyordu. 11Tanrı’nın bir meleği buhur sunağının sağında durarak Zekeriya’ya göründü.

 12Görmeyle karşılaşan Zekeriya’nın yüreği kalktı, içini korku sardı. 13Ama melek, “Korkma, Zekeriya” dedi. “Çünkü duan işitildi. Eşin Elizabet sana bir oğul doğuracak, adını Yahya [b] koyacaksın. 14Sana sevinç ve kıvanç getirecek. Onun doğumuna çok kişi sevinecek.

 15Çünkü Rab’bin önünde yüce bir insan olacak. ‘Şarap ve alkollü içki kullanmayacak.’ Daha annesinin karnındayken Kutsal Ruh’la dolacak.

 16İsrailoğulları’ndan birçoğunu Tanrı’ları Rab’be döndürecek.

 17‘O’nun önünde, ruh ve güç bakımından İlyas peygamber gibi yürüyecek; Babaların yüreklerini çocuklara, söz dinlemezleri doğru kişiler anlayışına döndürmek, Rab’be hazırlanmış bir halk yetiştirmek için..’”

 18Zekeriya meleğe sordu: “Bunu nasıl bileceğim? Kendim yaşlı bir insanım, eşimin yaşı da ilerledi.” 19Melek, “Ben Tanrı’nın katında duran Cebrail’im” diye yanıtladı, “Sana bunu söylemeye ve Sevinç Getirici Haber’i müjdelemeye gönderildim. 20Şu anda dilin tutulacak ve bunlar gerçekleşinceye dek hiç konuşamayacaksın. Çünkü saptanan vakitte yerine gelecek olan bu sözlerime iman etmedin.”

 21Halk Zekeriya’yı bekliyordu. Tapınağın kutsal bölümünde niçin böylesi uzun kaldığını merak ediyorlardı. 22Zekeriya dışarıya çıkınca onlara bir söz söyleyemedi. Onun tapınağın kutsal bölümünde bir görme görmüş olduğunu anladılar. Zekeriya onlarla işaretler kullanarak konuştu. Dili tutuk kaldı.  23Görev süresi son bulunca evine gitti.

 24Bir süre sonra eşi Elizabet gebe kaldı. Beş ay kendisini gizledi. 25“Rab durumumu gördü, insanlar arasında utancımı üzerimden kaldırma günlerinde bana bu işi uyguladı” diyordu.

 

Meryem’e İletilen Haber 26-38

 26Altıncı ay melek Cebrail Tanrı tarafından Galile’de Nasıra kentine, 27Davut soyundan Yusuf adlı biriyle nişanlı erden bir kıza gönderildi. Erden kızın adı Meryem’di. 28Melek ona geldi, “Selam, ey kayraya [c] kavuşan!” dedi. “Rab seninledir.” 29Meryem bu söze şaşırdı, böyle bir selamın ne anlam taşıyabileceğini düşünüp taşındı. 30Melek ona konuştu:  “Korkma, Meryem. Çünkü Tanrı’nın kayrasına kavuştun.

   31İşte gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını da İsa* koyacaksın.

     32O ulu olacak ve kendisine,

 En Yüce Olan’ın Oğlu denecek.

 Rab Tanrı O’na atası Davut’un tahtını verecek.

   33‘Yakup’un evi [d] üzerinde sonsuz çağlar boyu hükümran olacak.

 Hükümranlığının sonu hiç gelmeyecek.’”

 34Meryem meleğe sordu: “Bu nasıl olabilir ki? Çünkü hiçbir erkekle ilişkim olmadı.” 35Melek onu yanıtladı:

 “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek,

 Yüce Olan’ın gücü sana gölge salacak;

 Bu nedenle, doğacak olan kutsal kişiye Tanrı Oğlu denecek.

 36İşte akraban Elizabet, o da yaşlıyken bir oğula gebe kaldı. Kısır diye tanınan kadının altıncı ayıdır bu. 37Çünkü Tanrı katında olanaksız hiçbir şey yoktur.” 38Meryem, “İşte Rab’bin hizmetçisi!” dedi. “Sözüne göre bana dediğin gibi olsun.” Bunun üzerine melek onun yanından ayrıldı.

 

Meryem Yahya’nın Annesine Gidiyor 39-45

 39O günlerde Meryem Yahuda’nın dağlık bölgesindeki bir kasabaya gitmek üzere ivedilikle yola çıktı. 40Zekeriya’nın evine girip Elizabet’i selamladı. 41Elizabet, Meryem’in selamını duyunca karnındaki çocuk sıçradı. Elizabet Kutsal Ruh’la doldu. 42Yüksek sesle, “Sen kadınlar arasında kutlu olansın” diye bağırdı. “Karnının ürünü de kutludur. 43Rab’bimin annesi bana gelsin. Bu nasıl bir bağış? 44İşte selamının sesi kulaklarıma değer değmez karnımdaki çocuk kıvanç duydu ve sıçradı. 45Rab’bin kendisine bildirdiği sözlerin doğru çıkacağına iman eden kadın mutludur.”

 

Meryem’in ‘Yüceltme’ İlahisi [e] 46-56

  46Meryem bir ilahi söyledi:

 “Canım Rab’bi yüceltir

  47Ve ruhum kurtarıcım Tanrı’da kıvanç bulur.

  48Çünkü O, alçakgönüllü hizmetçisinin durumunu gördü.

 İşte bundan böyle bütün kuşaklar bana mutlu diyecek.

    49Çünkü güçlü Tanrı bana görkem işleri uyguladı. O’nun adı kutsaldır.

   50Acıyışı kuşaktan kuşağa kendisinden korkanların üzerindedir.

  51Bileğinin gücüyle egemenlik sağladı.

 Yüreklerinin tasarıları içinde büyüklenenleri darmadağın etti.

  52Güçlü kişileri tahtlarından aşağı indirdi. Engin yüreklileri yükseltti.

   53Açları güzel nesnelerle doyurdu, varlıklıları da bomboş gönderdi.

  54Acımasını anımsayarak uşağı İsrail’i destekledi.

   55Atalarımıza –İbrahim’e ve soyuna– verdiği bu söz sonsuz çağlar boyuncadır.”

 56Meryem yaklaşık üç ay Elizabet’le kaldı, sonra evine döndü.

 

Yahya’nın Doğumu 57-66

 57Elizabet’in doğurma vakti gelince dünyaya bir oğul getirdi. 58Komşularıyla akrabaları Rab’bin ona ne denli acıdığını duyunca kendisiyle birlikte sevindiler. 59Sekizinci gün çocuğu sünnet etmeye geldiler. Ona babası Zekeriya’nın adını koymak istediler. 60Ama annesi, “Hayır, adı Yahya konulacak” dedi. 61Onlar, “Hısımların içinde bu adı taşıyan kimse yok” dediler. 62Bunun üzerine çocuğa hangi adı koymak istediğini işaretle babasına sordular. 63Zekeriya bir taş tahta istedi ve, “Adı Yahya’dır” diye yazdı. Herkes şaşırıp kaldı. 64O anda Zekeriya’nın ağzı açıldı, dili çözüldü. Tanrı’yı yücelten sözler söyledi.

 65Tüm komşuları korku sardı. Bütün bunlar Yahudiye’nin tüm dağlık bölgesinde konuşulmaya başlandı. 66Olayı duyanların hepsi, “Acaba nasıl bir çocuk olacak bu!” diye meraklanıyorlardı. Çünkü Rab’bin eli gerçekten Yahya ileydi.

 

Zekeriya’nın ‘Kutlama’ İlahisi [f] 67-80

 67Yahya’nın babası Zekeriya Kutsal Ruh’la doldu ve peygamberlik sözleri söyledi: 

   68“İsrail’in Tanrısı Rab kutlu olsun.

 Çünkü halkının arasına geldi ve onlara kurtulmalık sağladı.

  69 Uşağı Davut’un evinden bizlere güçlü bir kurtarıcı [g] yükseltti.

  70Çok öncelerden kutsal peygamberlerinin ağzından,

   71Düşmanlarımızdan ve bize kin besleyenlerin tümünün elinden bizi kurtaracağını,

 72Atalarımıza acıyıp kutsal antlaşmasını anımsayacağını bildirdi.

 73Bize neler sağlayacağına ilişkin atamız İbrahim’e ant içti.

  74Düşmanlarımızın elinden kurtulup korkusuzca kendisine tapınmamızı,

 75O’nun önünde yaşamımızın tüm günlerinde kutsal ve doğru olmamızı sağlayacağına

 ant içti.

   76Sen de ey çocuk, Yüce Olan’ın peygamberi diye çağrılacaksın.

 Çünkü Rab’bin önünden O’nun yollarını hazırlamaya gideceksin;

 77O’nun halkına, günahlarının bağışlanması için kurtuluş bilgisi vermeye..

 78Tanrımız’ın sınırsız acımasıyla yücelerden üzerimize gün ışığı doğacak,

 79Karanlıkta ve ölümün gölgesinde oturanlara parlayacak,

  Ayaklarımızı barış yoluna doğrultacak.”

 80Çocuk Yahya gelişiyor ruhça güçleniyordu. İsrail’e açıklanacağı güne dek çöllerde kaldı.

 

İsa’nın Doğumu 1-7

(Matta 1:18-25)

2

O günlerde Kayser Avgustus’tan, tüm dünyanın sayımını amaçlayan yazılı bir buyruk çıktı. 2Bu ilk sayım Kirinius’un Suriye valiliği döneminde oluyordu. 3Herkes sayıma katılmak üzere kendi kentine gitti. 4Yusuf da Galile’nin Nasıra kentinden Yahudiye’de Davut’un kentine, Beytlehem diye bilinen yere gitti. Çünkü Davut’un soyundan ve aile kuşağındandı. 5Amacı çocuk bekleyen nişanlısı Meryem’le birlikte sayıma katılmaktı. 6Onlar oradayken Meryem’in doğurma vakti geldi. 7İlk oğlunu dünyaya getirdi. O’nu kundağa sarıp hayvan yemliğine yatırdı. Çünkü handa kendilerine yer bulamamışlardı.

 

Göksel Topluluğun ‘Tanrı’ya Görkem’ İlahisi [h] 8-20

 8Bu bölgede gece kırda nöbetleşerek sürülerini gözleyen çobanlar vardı. 9Rab’bin meleği onlara göründü ve Rab’bin görkemi çevrelerinde parladı. Büyük bir korkuyla sarsıldılar. 10Melek onlara, “Korkmayın” dedi. “İşte size tüm insanlığı ilgilendiren çok sevindirici haberi müjdeliyorum. 11Çünkü bugün size Davut’un kentinde bir kurtarıcı doğdu. Rab olan Mesih’tir O. 12Belirtiyi size bildiriyorum: Hayvan yemliğinde yatan, kundağa sarılı bir bebek bulacaksınız.” 13O anda, Tanrı’yı öven göksel bir topluluk meleğin yanında yer alarak hamtlar sundu:

 14“En yücelerdeki Tanrı’ya yücelik,

 Yeryüzünde O’nu hoşnut eden insanlara esenlik..”

 15Melekler yanlarından ayrılıp göğe çekilince, çobanlar birbirlerine, “Haydi gelin” dediler. “Beytlehem’e varalım, Rab’bin bize açıkladığı bu olayı görelim.” 16Koşarak geldiler; Meryem’i, Yusuf’u ve yemlikte yatan bebeği buldular. 17Olayı görünce çocuğa ilişkin kendilerine açıklanan haberi yaydılar. 18Tüm duyanlar çobanların anlattıklarına şaşıp kaldı. 19Öte yandan Meryem bütün bunları yüreğinde saklıyor, derin derin düşünüyordu. 20Çobanlar kendilerine açıklandığı gibi, duydukları gördükleri her şey için Tanrı’yı yücelterek ve överek geri döndüler.

 

Çocuğa İSA Adı Konuyor 21

 21Çocuğun sünneti için gerekli sekiz gün dolunca, anne karnına düşmeden önce melek aracılığıyla bildirildiği gibi O’na İsa [i] adı verildi.

 

Çocuk İsa Tapınak’ta 22-28

 22Musa’nın ruhsal yasasına göre paklanma günü gelince, Yusuf’la Meryem çocuğu Yeruşalim’e Rab’be sunmaya götürdüler. 23Rab’bin ruhsal yasasında, “İlk doğan her erkek Rab için kutsal sayılacaktır” diye yazılı olduğundan,  24bir çift kumru ya da iki güvercin yavrusu sunmaya gelmişlerdi. Bu, Rab’bin ruhsal yasasında belirtilmiştir.

 25Yeruşalim’de Simeon adında bir adam vardı. Doğru ve tanrısayar biriydi o. İsrail’in avunç bulacağı günü beklemekteydi. Kutsal Ruh onun üzerindeydi. 26Rab’bin Mesih’ini görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla kendisine bildirilmişti. 27Simeon Ruh yönetiminde tapınağa geldi. Anneyle baba ruhsal yasanın gereğini uygulamak üzere çocuk İsa’yı tapınağa getirdiklerinde 28Simeon O’nu kucağına aldı; Tanrı’ya yücelikle yüklü sözler söyledi:

 

Simeon’un ‘Gayrı Bırak Ayrılayım’ İlahisi [j] 29-38

 29“Ey egemen Rab, verdiğin söz uyarınca gayrı uşağını esenlikle bu yaşamdan

 ayırabilirsin.

 30Çünkü gözlerim kurtarışını gördü.

 31Tüm insanlığın önünde hazırladığın bu kurtarış uluslara

 32Tanrı açıklamasını sağlayan ışık ve halkın İsrail’e yüceliktir.”

 33Annesiyle babası çocuk için bildirilen sözlere şaştılar.

 34Simeon onları kutsayarak çocuğun annesi Meryem’e, “İşte bu çocuk İsrail’de birçoklarının düşmesi ve kalkması içindir” dedi. “Hem de ona karşı konuşulacak bir belirtidir. 35Bir kılıç senin canını da delip geçecek*. Öyle ki, birçok kişinin yüreğindeki düşünceler açığa çıksın.”

 36Orada Anna adında bir peygamber de bulunuyordu. Fanuel’in kızıydı kendisi. Aşer oğulları kuşağından çok yaşlı bir kadın. Kızlığından sonra eşiyle yalnızca yedi yıl yaşamıştı. 37Seksen dört yıldır da duldu. Tapınaktan hiç ayrılmaz, gece gündüz oruçla duayla Tanrı’ya tapınırdı. 38Anna o saatte yaklaşıp Tanrı’ya şükrederek, Yeruşalim’in kurtuluşunu gözleyen herkese İsa’dan söz etti.

 

Nasıra’ya Dönüyorlar 39-40

 39Anneyle baba, Rab’bin yasası uyarınca gereken her şeyi yaptıktan sonra, Galile’ye, kendi kentleri Nasıra’ya döndüler. 40Çocuk bilgiyle dolarak gelişiyor, güçleniyordu. Tanrı iyiliği O’nun üzerindeydi.

 

İsa’nın Bilgeliği 41-52

 41İsa’nın anası babası [k] her yıl Passah Kutlayışı’nda [l] Yeruşalim’e giderlerdi. 42İsa on iki yaşına girince, kutlama töresi uyarınca kente çıktılar [m] . 43Orada gerektiği kadar kaldılar. Geri dönmek için yola koyulduklarında çocuk İsa Yeruşalim’de kaldı. Anasıyla babası bunu bilmiyorlardı. 44O’nun yolcular arasına katıldığını sanmışlardı. Bir günlük yol yürüdükten sonra, akrabalarla tanışlar arasında kendisini aradılar. 45Bulamayınca, O’nu aramak için gerisin geriye Yeruşalim’e döndüler. 46Üç gün sonra O’nu tapınakta öğretmenler arasında oturur buldular. Onların dediklerini dinliyor, kendilerinden sorular soruyordu. 47O’nu dinleyenlerin tümü anlayışına ve verdiği yanıtlara şaşırıyordu.

 48Onlar O’nu görünce şaşırdılar. Annesi, “Çocuğum, neden bunu bize ettin?” dedi. “Bak, babanla ben kaygı içinde seni arıyoruz.” 49İsa, “Nasıl olur da beni ararsınız?” dedi. “Babamın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor musunuz*?” 50Gelgelelim, onlar kendilerine söylediklerinden bir anlam çıkaramadı.

 51İsa onlarla birlikte yola koyuldu. Nasıra’ya gelip kendilerine bağımlı oldu. Annesi bütün sözleri yüreğinde tutuyordu. 52İsa bilgice ve boyca gelişiyor, Tanrı ve insanlar önünde iyilik buluyordu.

 

KAMU HİZMETİNE BAŞLAMADAN ÖNCEKİ OLAYLAR

 

Yahya’nın Bildirisi 1-20

(Matta 3:1-12; Markos 1:1-8; Yuhanna 1:19-28)

3

Kayser Tiberius’un imparator oluşunun on beşinci yılında, Pontios Pilatus Yahudiye ülkesinde valiydi. Herodes Galile’de ülkenin dörtte birini, kardeşi Filippos İturea ve Trahonitis kesiminde ülkenin dörtte birini, Lisanias da Abilin’de ülkenin dörtte birini yönetmekteydi. 2Hanna ile Kayafas’ın başrahipliği döneminde, Zekeriya oğlu Yahya’ya çölde Tanrı sözü geldi.

 3Yahya Ürdün Irmağı çevresindeki tüm bölgeyi dolaşarak günahların bağışlanması için günahtan dönüp vaftiz edilme gereğini yayıyordu. 4Yeşaya peygamberin sözlerini içeren kitapta yazılı olduğu gibi:

 “Çölden bir ses yükseliyor:

 ‘Rab’bin yolunu hazırlayın,

 O’nun geçitlerini düzleyin.

   5Her koyak doldurulacak.

 Dik tepe ve tümsek hep alçaltılacak.

 Eğrilikler büğrülükler düzene bürünecek.

 İnişli çıkışlı yerler dümdüz yola dönüşecek.

  6Ve her can Tanrı’nın kurtarışını görecek.’”

 7Yahya’nın eliyle vaftiz edilmeye koşan toplulukları o,  “Engerekler soyu!” diye kınadı. “Gelecek öfkeden kaçmanızı size kim öğütledi? 8Günahlarınızdan döndüğünüzü kanıtlayan ürünler getirin. Kendi kendinize, ‘Atamız İbrahim’dir’ demeye koyulmayın. Çünkü size diyorum ki, Tanrı İbrahim’e şu taşlardan çocuklar yükseltebilir. 9İşte balta şimdiden ağaçların kökü dibinde duruyor. İyi ürün vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır.”

 10Topluluklar kendisine, “Öyleyse ne yapmalıyız?” diye sordu. 11Yahya yanıtladı: “İki kat üst giysisi olan olmayana versin. Yiyeceği olan da aynısını yapsın.”

12Vergi parası toplayanlar [n] da vaftiz edilmeye geldi. Yahya’ya, “Öğretmen, ne yapmalıyız?” diye sordular. 13Yahya yanıtladı: “Size buyrulandan daha çok para toplamayın.”

 14Bu kez askerler, “Ya biz ne yapmalıyız?” diye sordu. Yahya, “Kimsenin malını yağmalamayın, kimseyi yalan yere suçlamayın” diye onları öğütledi. “Size verilen geçim parasıyla yetinin.”

 15Halk umutlanıp beklemekteyken herkes Yahya için, “Acaba Mesih bu mu?” diye içinden soruşturuyordu. 16Yahya hepsini şu sözlerle yanıtladı: “Ben sizi suyla vaftiz ediyorum. Ama benden güçlü olan geliyor. Ben O’nun çarıklarının bağını çözmeye bile yaraşık değilim. O sizi Kutsal Ruh’la ve ateşle vaftiz edecek. 17O’nun yabası elindedir. Harman yerini tertemiz edecek, buğdayı ambarına toplayacak. Samanı ise hiç sönmeyen ateşle yakacak.” 18Yahya öğütle yüklü daha birçok sözle Sevinç Getirici Haber’i halka yaydı. 

 19Ne var ki, ülkenin dörtte birini yönetmekte olan Herodes, yengesi Herodya [o] sorunu ve kendi yaptığı bir sürü kötülük yüzünden Yahya’ca kınandığından, 20tüm kötülüklerine bir tanesini daha ekledi; Yahya’yı cezaevine kapattı.

 

İsa’nın Ürdün Irmağı’nda Vaftizi 21-22

(Matta 3:13-17; Markos 1:9-11)

 21Halktan herkes vaftiz edilince, İsa da vaftiz edildi. Dua ediyordu ki, gök açıldı. 22Kutsal Ruh bedensel durumda güvercin gibi İsa’nın üzerine indi ve gökten bir ses duyuldu:

“Sen sevgili Oğlum’sun; senden hoşnutum.”

 

İsa’nın Soyu 23-38

(Matta 1:1-17)

 23İsa atandığı işe başladığında yaklaşık otuz yaşındaydı.Yusuf’un oğlu olduğu sanılıyordu: Heli oğlu, 24Mattat oğlu, Levi oğlu, Melki oğlu, Yannay oğlu, Yusuf oğlu, 25Mattatya oğlu, Amos oğlu, Nahum oğlu, Esli oğlu, Naggay oğlu,   26Maat oğlu, Mattatya oğlu, Semein oğlu, Yoseh oğlu, Yoda oğlu, 27Yoanan oğlu, Risa oğlu, Zerubbabel oğlu, Şealtiel oğlu, Neri oğlu, 28Melki oğlu, Addi oğlu, Kosam oğlu, Elmadam oğlu, Er oğlu, 29Yeşu oğlu, Eliezer oğlu, Yorim oğlu, Mattat oğlu, Levi oğlu, 30Simeon oğlu, Yahuda oğlu, Yusuf oğlu, Yonam oğlu, Elyakim oğlu, 31Melea oğlu, Menna oğlu, Mattata oğlu, Natan oğlu, Davut oğlu, 32Yesse oğlu, Obed oğlu, Boaz oğlu, Salmon oğlu, Nahşon oğlu, 33Amminadab oğlu, Admin oğlu, Arni oğlu, Hetsron oğlu, Perets oğlu, Yahuda oğlu, 34Yakup oğlu, İshak oğlu, İbrahim oğlu, Terah oğlu, Nahor oğlu, 35Serug oğlu, Reu oğlu, Peleg oğlu, Eber oğlu, Şela oğlu, 36Kainan oğlu, Arfakşad oğlu, Sam oğlu, Nuh oğlu, Lamek oğlu, 37Metuşelah oğlu, Hanok oğlu, Yared oğlu, Mahalaleel oğlu, Kainan oğlu, 38Enoş oğlu, Şit oğlu, Adem oğlu, Tanrı oğlu.

 

İsa’nın Çölde Denenmesi 1-13

(Matta 4:1-11; Markos 1:12,13)

4

İsa, Kutsal Ruh’la dolu olarak Ürdün Irmağı’ndan döndü ve Ruh’un yöneltmesiyle çöle gitti. 2Kırk gün süreyle iblis tarafından denendi. Bu günler boyunca ağzına hiç yiyecek koymadı. Süre sona erince açlık duydu. 3İblis O’na, “Eğer Tanrı’nın Oğlu’ysan” dedi, “Söyle şu taş ekmek olsun.”

  4İsa, “‘İnsan yalnız ekmekle yaşamaz’ diye yazılmıştır” diyerek karşılık verdi.

 5Bu kez iblis, İsa’yı yüksek bir dağa çıkardı.Yeryüzünün tüm ülkelerini bir anda O’na göstererek, 6“Bu yetkinin tümünü de, bu ülkelerin sanını da sana vereceğim” dedi. “Çünkü o bana verilmiştir, ben de onu her istediğime veririm. 7Eğer önümde bana tapınırsan, bütün bunlar senin olacak.”

 8İsa onu, “‘Tanrın Rab’be tapınacak ve yalnız O’na ruhsal hizmet sunacaksın’ diye yazılmıştır” diyerek yanıtladı.

 9İblis O’nu Yeruşalim’e götürdü; tapınağın kulesine çıkarıp, “Eğer Tanrı’nın Oğlu’ysan kendini aşağıya at” dedi. 10“Çünkü, ‘Seni korusunlar diye meleklerine senin için buyruk verecek’ diye yazılmıştır.

  11“Bunun yanı sıra,

 ‘Seni elleri üzerinde taşıyacaklar

  Ve ayağın taşa çarpmayacak’ diye de yazılıdır.”

 12İsa onu şu sözle yanıtladı:

 “‘Tanrın Rab’bi denemeyeceksin’ diye buyrulmuştur.”

 13İblis deneylemenin her çeşidini bitirince belirli bir süreye dek O’nu bıraktı.

 

GALİLE’DE KAMUYA HİZMET

 

Hizmetin Başlangıcı 14,15

(Matta 4:12-17; Markos 1:14,15)

 14İsa Ruh’un gücüyle Galile’ye döndü. Ünü bölgeye bağlı tüm çevrede yayıldı. 15Onların sinagoglarında [p] öğretiyor, herkesçe yüceltiliyordu.

 

İsa Nasıra’da Yadsınıyor 16-30

 16İsa büyüdüğü Nasıra kentine gitti. Şabat [q] günü alışkısı olduğu gibi sinagoga girdi, okumak amacıyla ayağa kalktı. 17Kendisine Yeşaya peygamberin kitabı verildi. İsa kitabı açtı, şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu:

  18“Rab’bin Ruhu üzerimdedir.

 Çünkü beni yoksullara Sevinç Getirici Haber’i yaymam için meshetti [r] .

 Tutsaklara özgürlüğü, körlere gözlerinin açıldığını bildirmem için

 beni gönderdi; baskı altında ezilenleri özgür edeyim..

  19Rab’bin kutlu kıldığı bağış yılını bildireyim diye.”

 20Kitabı kapadı, görevliye geri verip oturdu. Sinagogda herkesin dikkati O’na doğrultulmuştu. 21İsa onlara anlatmaya başladı: “Bugün, siz dinlerken bu Kutsal Yazı yerine geliyor.”

 22Herkes O’nun için iyi tanıklıkta bulunuyor, ağzından çıkan, cana can katan sözlere şaşıyordu. “Yusuf’un oğlu değil mi bu?” diye soruşturuyorlardı. 23İsa onlara, “Kuşkusuz, bana şu halk deyimini aktaracaksınız” dedi: “‘Ey doktor, kendini sağlığa kavuştursana. Kafernahum’da yapıldığını duyduğumuz işleri burada, kendi ülkende de yapsana!’”

 24İsa sözlerini sürdürdü: “Doğrusu size derim ki, hiçbir peygamber kendi ülkesinde kabul edilmez. 25Ama gerçek adına size bildiriyorum: Peygamber İlyas’ın günlerinde göğün üç yıl altı ay kapandığı ve tüm yere kırıcı bir kıtlık düştüğü dönemde İsrail’de pek çok dul kadın bulunuyordu. 26Ama İlyas bunlardan hiçbirine gönderilmedi. Yalnız Sayda bölgesinde, Zarefat’taki dul bir kadına gönderildi. 27Elişa peygamberin günlerinde İsrail’de pek çok cüzamlı vardı. Ama bunlardan hiçbiri paklanmadı. Yalnız Suriyeli Naaman paklandı.”

 28Sinagogtakiler bu sözleri duyunca öfkelendi. 29Ayağa kalkıp O’nu kentten dışarı çıkardılar. Kentin kurulu olduğu tepenin yamacına götürdüler; öyle ki kendisini başaşağı atabilsinler. 30Ama İsa aralarından sıyrılıp gitti.

 

İsa Cin Ruhunu Çıkarıyor 31-37

(Markos 1:21-28)

 31İsa Galile’nin bir kenti olan Kafernahum’a vardı. Şabat günü onlara öğretiyordu. 32Öğretisine şaşırıp kaldılar. Çünkü sözü yetkiyle yüklüydü. 33Sinagogta kötü ruha –cin ruhuna– tutulmuş bir adam vardı. Yüksek sesle bağırdı: 34“Ah, Nasıralı İsa! Bizden ne istiyorsun? Bizi mahvetmeye mi geldin? Senin kim olduğunu biliyorum: Tanrı’nın Kutsalı’sın!” 35Ama İsa onu payladı: “Daha fazla konuşma; onun bedeninden çık!” Cin herkesin önünde adamı yere fırlatıp ona hiçbir kötülük etmeksizin dışarı çıktı.

 36Herkes şaştı kaldı. Birbirlerine, “Bu da nasıl söz?” diyorlardı; “Çünkü yetki ve güçle kötü ruhlara buyruk veriyor, onlar da çıkıyor.” 37İsa’ya ilişkin haber bölgenin her köşesinde yayılıyordu.

 

İsa Birçok Hastayı Sağlığa Kavuşturuyor 38-41

(Matta 8:14-17; Markos 1:29-34)

 38İsa sinagogtan ayrılıp Simon’un evine girdi. Simon’un kaynanası yüksek ateşler içinde yatıyordu. Onun için kendisinden dilekte bulundular. 39İsa kadının başında durup ateşi payladı, ateş onu bıraktı. Kadın hemen ayağa kalkıp onlara hizmet etti.

 40Güneş batarken, çeşitli rahatsızlıklardan hasta olanların tümünü İsa’ya getirdiler. O da her birinin üzerine ellerini koyup onları sağlığa kavuşturdu. 41Cinler, “Sen Tanrı’nın Oğlu’sun” diyerek bağıra bağıra birçoklarından çıkıyordu. Ama İsa onları paylıyor, konuşmalarına izin vermiyordu. Çünkü O’nun Mesih olduğunu biliyorlardı.

 

İsa Tanrı Bildirisini Yayıyor 42-44

(Markos 1:35-39)

 42Gün ağarınca İsa oradan ayrılıp herkesten ırak bir yere çekildi. Topluluklar O’nu aramaktaydı. Bulunduğu yere vardılar, kendilerini bırakıp gitmesin diye O’nu zorladılar. 43İsa onlara, “Tanrı hükümranlığına ilişkin Haber’i başka yerlerde de yaymam gerek” dedi. “Çünkü bu amaç için gönderildim.”  44Böylece Yahudiye’de sinagoglarda Söz’ü yayıyordu.

 

İsa İlk Öğrencilerini Çağırıyor 1-11

(Matta 4:18-22; Markos 1:16-20)

5

İsa, Genesaret Denizi’nin kıyısında duruyordu. Topluluk Tanrı Sözü’nü dinlemek için O’nun çevresine toplanmıştı. 2İsa deniz kıyısında duran iki tekne gördü. Balıkçılar tekneleri bırakmış, ağları yıkıyorlardı. 3İsa teknelerden birine, Simon’unkine bindi ona kıyıdan biraz açılmasını buyurdu. Oturup teknenin içinden topluluğa öğretmeye başladı. 4Konuşmasını sona erdirince Simon’a, “Engine açılın, balık avlamak için ağlarınızı indirin” dedi.

 5Simon, “Yetkili yönetmen [s] , tüm gece boyunca çabaladık, hiçbir şey tutamadık” diye yanıtladı. “Ama senin sözünü dinleyip ağları indireceğim.” 6Bunu yaptıklarında pek çok balık tuttular. Öyle bol ki, ağları yırtılmaya başladı. 7Gelip kendilerine yardım etsinler diye öbür teknedeki ortaklarına işaret ettiler. Onlar gelince her iki tekneyi de tıklım tıklım balıkla doldurdular. Neredeyse tekneler batacaktı. 8Simon Petros bunu görünce İsa’nın ayaklarına kapandı, “Benden uzak dur, ya Rab!” dedi. “Çünkü ben günahlı biriyim.” 9Tuttukları balıkların bolluğuna Petros da, onunla birlikte bulunanların tümü de şaştı kaldı. 10Zebedi’nin oğulları Yakup’la Yuhanna da –bunlar Simon’un iş arkadaşlarıydı– şaşkınlık içindeydi. İsa Simon’a, “Korkma” dedi. “Bundan böyle insanları tutacaksın.” 11Tekneleri kıyıya çektiler. Her şeyi bırakıp O’nun ardı sıra gittiler.

 

İsa Cüzamlıyı Paklıyor 12-16

(Matta 8:1-4; Markos 1:40-45)

 12İsa kasabalardan birindeydi ki, bedeni tepeden tırnağa cüzamla kaplı bir adam geldi; İsa’yı görünce yüzüstü yere kapanıp dileğini açıkladı: “Ya Rab, istersen beni pak kılabilirsin!” 13İsa elini uzatıp ona dokundu, “İstiyorum, pak kılınasın” dedi. O anda cüzam adamdan gitti. 14İsa bunu kimseye anlatmamasını buyurarak, “Ama git, kendini rahibe göster” dedi. “Pak kılındığına ilişkin onlara tanıklıkta bulunmak için Musa’nın buyurduğu sunuyu sun.” 15Yine de, İsa’ya ilişkin haber hızla yayılıyordu. O’nu dinlemek, hastalıklarından kurtulup sağlığa kavuşmak amacıyla büyük halk kitleleri toplanıyordu. 16İsa ise ırak yerlere çekilip dua ediyordu.

 

İsa Günahları Bağışlıyor, İnmeliyi İyi Ediyor 17-26

(Matta 9:1-8; Markos 2:1-12)

 17Günlerden bir gün İsa öğretirken bazı Ferisiler’le hukuk doktorları orada oturmaktaydı. Bunlar Galile’nin her kasabasından, Yahudiye’den, Yeruşalim’den kalkıp gelmişlerdi. Rab’bin iyileştirme gücü İsa’daydı. 18Derken adamlar yatakta bir inmeli getirdiler. Amaçları onu içeri sokup İsa’nın önüne koymaktı. 19Ama kalabalıktan ötürü onu içeriye sokacak bir köşe bulamadılar. Evin damına çıkıp kiremitler arasından adamı yatağıyla birlikte tam İsa’nın önüne sarkıttılar. 20İsa onların imanını görünce inmeliye, “Ey adam günahların sana bağışlandı” dedi.

 21Dinsel yorumcularla Ferisiler, “Sövgü sözleri söyleyen bu adam da kim?” diye tartışıyorlardı. “Tanrı’dan başka kim günahları bağışlayabilir?”

 22İsa onların neye kafa yorduklarını bildiğinden, “Niçin içinizden kafa patlatıyorsunuz?” dedi. 23“Hangisi daha kolaydır, ‘Günahların sana bağışlandı’ demek mi, yoksa, ‘Kalk yürü’ demek mi? 24Öyleyse, İnsanoğlu’nun [t] yeryüzünde günahları bağışlamaya yetkili olduğunu bilmeniz gerekir..” Ardından İsa inmeliye döndü: “Sana diyorum kalk, yatağını kaldır ve evine git.”

 25Adam hemen onların gözü önünde ayağa kalktı, yattığı yatağı kaldırdı, Tanrı’yı yücelterek evine gitti. 26Hepsi de şaşkına döndü Tanrı’yı yüceltti; korkuyla dolup, “Bugün hiç duyulmadık şeyler gördük” dediler.

 

İsa Levi’yi Çağırıyor 27-32

(Matta 9:9-13; Markos 2:13-17)

 27Bu olayın ardından İsa oradan ayrıldı. Gümrük vergisi toplayan Levi adında birini gümrük yerinde otururken gördü. Ona, “Ardım sıra gel” dedi. 28O da her şeyi bırakıp kalktı, İsa’nın ardı sıra gitti.

 29Levi evinde O’na parlak bir şölen düzenledi. Gümrük vergisi toplayanlarla başka insanlardan oluşan büyük bir topluluk onlarla birlikte sofrada oturuyordu. 30Ferisiler’le onların dinsel yorumcuları İsa’nın öğrencilerine söylenmeye koyuldu: “Niçin gümrük vergisi toplayanlarla ve günahlılarla birlikte yiyip içiyorsunuz?” 31İsa, “Sağlıklılara değil, hastalara doktor gerekir” diye yanıtladı. 32“Ben doğru kişileri değil, günahlıları günahtan dönmeye çağırmak için geldim.”

 

Oruç Sorunu Aydınlatılıyor 33-39

(Matta 9:14-17; Markos 2:18-22)

 33İsa’ya karşı mırıldandılar: “Yahya’nın öğrencileri sık sık oruç tutuyor, dua ediyorlar. Ferisiler’in öğrencileri de öyle. Ama senin öğrencilerin yiyip içiyor.” 34İsa onları yanıtladı: “Güvey kendileriyle birlikteyken, yakınlarına oruç tutturabilir misiniz? 35Ama güveyin onlardan alınacağı günler gelecek; işte o zaman, o günler oruç tutacaklar.”

 36İsa onlara simgesel bir öykü anlattı: “Kuşkusuz, hiç kimse yeni bir giysiden bir parça koparıp eski giysiye yamamaz. Çünkü böyle yaparsa, hem yeni giysiyi yırtmış olur, hem de yeni giysiden kesilen parça eskisinde yakışık almaz. 37Ne de yeni şarabı eski tulumlara koyarlar. Çünkü koyarlarsa yeni şarap tulumları parçalar. Hem şarap dökülür, hem de tulumlar parçalanır. 38Hayır, yeni şarap yeni tulumlara koyulmalı. 39Eskisini içen hiç kimse yeniyi aramaz. Kuşkusuz, ‘Eskisi yeğdir’ der.”

 

Tanrısal Saygı mı, Töresel Alışkı mı? 1-5

(Matta 12:1-8; Markos 2:23-28)

6

İsa bir Şabat günü buğday tarlalarından geçiyordu. Öğrencileri başakları koparıp avuçları içinde ovalıyor, sonra da yiyordu. 2Ferisiler’den bazıları, “Şabat günü yasal olmayanı neden yapıyorsunuz?” diye sordu. 3İsa, “Davut’un ve yanındakilerin acıkınca ne yaptıklarını hiç okumadınız mı?” dedi.  4“Nasıl Tanrı Evi’ne girip kutsal sunu ekmeklerini aldığını, yediğini, üstelik yanındakilere de verdiğini. Oysa o ekmekten yemek salt rahiplerin yetkisi değil miydi?” 5Sonra onlara, “İnsanoğlu Şabat gününün Rab’bidir” diye konuştu.

 

İsa’nın Saptadığı ve Duyurduğu Kural 6-11

(Matta 12:9-14; Markos 3:1-6)

 6Başka bir Şabat günü İsa sinagoga girip öğretmeye başladı. Orada sağ eli kupkuru kesilmiş bir adam vardı. 7Dinsel yorumcularla Ferisiler, İsa’yı suçlu çıkarmak amacıyla, Şabat günü hastayı sağlığa kavuşturup kavuşturmayacağını görmek için tüm dikkatlerini O’na çevirdi. 8Ne var ki, İsa onların neler düşünüp taşındıklarını biliyordu. Eli kupkuru kesilmiş adama, “Ayağa kalk ve öne gel” dedi. O da kalkıp orta yerde durdu. 9İsa durumu izleyenlere, “Sorarım size” dedi, “Şabat günü iyilik yapmak mı, yoksa kötülük yapmak mı yasaldır? Can kurtarmak mı, yoksa yok etmek mi?” 10Hepsini yukarıdan aşağıya süzdükten sonra adama, “Elini uzat!” dedi. Adam buyrulanı yaptı ve eli sapasağlam oldu. 11Ama onlar büsbütün sinirlendi. İsa’ya ne yapacaklarını kararlaştırmak için aralarında danışmaya koyuldular.

 

On İki Öğrencinin Seçilmesi 12-16

(Matta 10:1-4; Markos 3:13-19)

 12İsa o günlerde dua etmek için dağa çıktı. Tüm geceyi Tanrı’ya dua ederek geçirdi. 13Gün ağarınca öğrencilerini yanına çağırdı, içlerinden on ikisini seçti. Onları Haberciler [u] diye adlandırdı: 14Petros adını verdiği Simon’la kardeşi Andreas, Yakup’la Yuhanna, Filippos’la Bartolomeos, 15Matta ile Tomas, Alfeos’un oğlu Yakup, Partizan [v] diye tanınan Simon, 16Yakup’un oğlu Yahuda ve ihanet eden Yahuda İşkariyot.

 

İsa Öğretiyor, Hastaları İyileştiriyor 17-19

(Matta 4:23-25; Markos 3:7-12)

 17İsa, Haberciler’le birlikte dağdan inip düzlüğe geldi. Öğrencilerinden oluşan büyük bir kalabalıkla tüm Yahudiye, Yeruşalim ve deniz kıyısında Sur ile Sayda’dan kopup gelen büyük bir halk topluluğu çevresini sardı. 18O’nu dinlemek, hastalıklarından kurtulup iyi edilmek için gelmişlerdi. Kötü ruhlar yüzünden tedirgin olanlar da sağlığa kavuşuyordu. 19Tüm topluluk O’na dokunmaya çalışıyordu. Çünkü kendisinden güç çıkıyor ve herkesi iyi ediyordu.

 

Mutluluk ve Düşkünlük 20-26

(Matta 5:1-12)

 20İsa gözlerini öğrencilerine kaldırarak,

 “Ne mutlu siz yoksullara!” dedi. “Çünkü Tanrı’nın hükümranlığı sizindir.

  21Ne mutlu şu anda açlık çeken sizlere! Çünkü doyurulacaksınız.

  Ne mutlu şu anda ağlayan sizlere! Çünkü güleceksiniz.

  22İnsanların size kin güttükleri, sizi aralarından attıkları, aşağıladıkları, İnsanoğlu’na   bağlılığınız yüzünden adınızı kötü diye lekeledikleri zaman ne mutlu size!

   23O gün sevinçle dolun, sıçrayıp coşun; çünkü gökte karşılığınız çoktur. Onların ataları   da peygamberlere aynısını yaptı.

  24Ama vay size zenginler! Çünkü avuntunuzu buldunuz.

   25Vay sizlere, şu anda doyrulanlar! Çünkü aç kalacaksınız.

 Vay sizlere, şu anda gülenler! Çünkü yas tutup ağlayacaksınız.

    26Herkes sizin için övücü sözler söylediği zaman vay size!

 Çünkü onların ataları yalancı peygamberlere de aynı tutumla davrandı.”

 

Düşmanlarınızı Sevin 27-36

(Matta 5:38-48; 7:12a)

 27“Ama siz dinleyenlere söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, size kin besleyenlere iyilik edin. 28Sizi lanetleyenlere kutluluk dileyin. Size kötülük edenler yararına dua edin. 29Bir yanağına vurana öbürünü de çevir ve üst giysini alanın gömleğini de almasına direnme. 30Senden bir dilekte bulunana ver ve malını alandan onu geri isteme. 31İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. 32Salt sizi sevenleri severseniz ne yararınız olur? Çünkü günahlı kişiler bile kendilerini sevenleri sever. 33Salt size iyilik edenlere iyilik ederseniz ne yararınız olur? Günahlılar da aynı şeyi yapıyor. 34Salt geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz ne yararınız olur? Günahlılar da geri almayı umarak günahlılara ödünç verir.

 35“Ama siz düşmanlarınızı sevin; iyilik edin, hiçbir şey beklemeden ödünç verin. Karşılığınız çok olacak ve sizlere Yüce Olan’ın çocukları denecek. Çünkü O iyilik bilmezlere de kötülere de iyi yüreklidir. 36Babanız sevecen olduğu gibi siz de sevecen olasınız.”

 

Başkasını Yargılarken 37-42

(Matta 7:1-5)

 37“Yargılamayın ki yargılanmayasınız. Suçlamayın ki suçlanmayasınız. Bağışlayın, size de bağışlanacaktır. 38Verin, size de verilecektir. Taşkın ölçüde; bastırılmış silkelenmiş, tepeleme dolup taşmış olarak kucağınıza boşaltacaklar. Çünkü hangi ölçüyle ölçerseniz aynı ölçü sizlere de uygulanacak.”

 39İsa onlara bir simge anlattı: “Kör körü yöneltebilir mi? İkisi bir arada çukura yuvarlanmaz mı? 40Öğrenci öğretmeninden üstün değildir. Ama iyi hazırlanan herkes öğretmeni gibi olur. 41Neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği görmezlikten gelirsin? 42Ya da kendi gözündeki merteği görmeden kardeşine nasıl, ‘Kardeş, bırak gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Ey ikiyüzlü! Önce kendi gözünden merteği çıkar, o vakit kardeşinin gözünden çöpü çıkarmak için açık seçik görürsün.”

 

Ağaç ve Ürünü 43-45

(Matta 7:16-20; 12:33-35)

 43“İyi ağaç çürük ürün yetiştiremediği gibi, çürük ağaç da iyi ürün yetiştiremez. 44Çünkü her ağaç ürünüyle tanınır. Dikenlerden incir toplamazlar, ne de böğürtlen çalısından bağ bozarlar. 45İyi insan yüreğindeki iyi gömüden iyi olanı çıkarır. Kötü insan da içindeki kötülükten kötü olanı çıkarır. Çünkü ağzı yüreğinin doluluğundan söyler.”

 

Evini Bilgece Kuran Anlayışlı Kişi 46-49

(Matta 7:21,24-27)

 46“Niçin bana ‘Ya Rab, ya Rab’ diyorsunuz da, söylediklerimi uygulamıyorsunuz? 47Bana gelen, sözlerimi işitip uygulayan kişinin kime benzediğini söyleyeyim size: 48Konut kuran bir adama benzer o. Kazdı, derine indi ve temeli kaya üstüne oturttu. Sel gelince kabaran sular konuta saldırdı ama onu sarsamadı. Çünkü özenle kurulmuştu o. 49Öte yandan, işitip de uygulamayan kişi toprak üstüne temelsiz konut kuran adama benzer. Kabaran sular ona saldırınca hemen yıkıldı. O evin çöküşü korkunç oldu.”

 

İsa Uşağı Sağlığa Kavuşturuyor 1-10

(Matta 8:5-13)

7

İsa, halkın kulağı kirişte dinlediği sözlerini sonuçlayınca, Kafernahum’a gitti. 2Bir yüzbaşının uşağı ölüm döşeğinde hasta yatıyordu. Uşağın yüzbaşıya hatırı sayılır değeri vardı. 3Yüzbaşı İsa’dan söz edildiğini duymuştu. O’na Yahudiler’in ileri gelenlerini göndererek varsın uşağını iyi etsin diye dilekte bulundu. 4Onlar da gelip İsa’ya içtenlikle yakardılar. “O senin bu iyiliği yapmana yaraşır biridir” dediler. 5“Çünkü ulusumuzu sever, sinagogumuzu kuran da odur.”

 6İsa onlarla birlikte yola koyuldu. Evin yakınına vardığında, yüzbaşı arkadaşlarını gönderip O’na, “Ya Rab” dedi. “Kendini yorma. Çünkü çatımın altına girmene bile değmem. 7Bu nedenle, sana yaklaşmayı kendime yakıştıramadım. Ama bir söz söyle uşağım iyi olsun. 8Çünkü ben de buyruk altında bulunan bir adamım. Buyruğumda askerler var. Birine git derim gider; öbürüne gel derim gelir. Uşağıma, şu işi gör derim görür.” 9İsa bunu duyunca şaştı. Ardı sıra gelen topluluğa dönüp, “Size belirtirim” dedi, “İsrail’de bile böylesi imana rastlamadım.” 10Gönderilenler eve döndüklerinde uşağı sapasağlam buldular.

 

İsa Bir Dulun Oğlunu Diriltiyor 11-17

 11İsa bundan sonra Nain denen kente gitti. Öğrencileriyle büyük bir topluluk da kendisine yoldaşlık ediyordu.   12Kentin kapısına yaklaştıklarında bir cenaze alayı gördüler. Dul bir annenin tek oğlu ölmüştü. Büyük bir topluluk kadınla birlikte gidiyordu. 13Rab kadını görünce ona acı duyarak, “Ağlama” dedi. 14Yaklaşıp tabuta dokundu. Taşıyanlar duruverdi. İsa, “Delikanlı sana söylüyorum, kalk!” dedi. 15Ölü kalkıp oturdu, konuşmaya başladı. İsa genci annesine verdi. 16Herkesi korku tuttu. Tanrı’ya şükrederek, “Aramızdan yüce bir peygamber yükseldi” diyorlardı. “Tanrı, halkının yardımına koştu.” 17İsa’ya ilişkin bu söz tüm Yahudiye’ye ve çevresine yayıldı.

 

Yahya’nın Gönderdiği Ulaklar 18-35

(Matta 11:2-19)

 18Yahya’nın öğrencileri bütün bu olaylara ilişkin ona bilgi iletti. Yahya da öğrencilerinden ikisini çağırıp 19Rab’bin yanına göndererek, “Gelecek olan sen misin, yoksa başka birini mi gözlemeliyiz?” diye sordu. 20Adamlar varıp İsa’ya sordular: “Bizi sana Vaftizci Yahya gönderdi. ‘Gelecek olan sen misin, yoksa başka birini mi gözlemeliyiz?’ diye soruyor.”

 21İsa o saatte birçok kişiyi hastalıktan, sakatlıktan, kötü ruhlardan kurtarıp sağlığa kavuşturdu ve çok sayıda görmeze görüm bağışladı.  22Sonra ulaklara, “Gidin, gördüklerinizi işittiklerinizi Yahya’ya bildirin” dedi. “Görmezler görüyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar paklanıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor, yoksullar Sevinç Getirici Haber’i duyuyor. 23Benimle ilgili konularda kösteklenmeyen mutludur.”

 24Yahya’dan gelen ulaklar gidince İsa, topluluğa Yahya ile ilgili açıklama yaptı: “Çöle ne görmeye çıktınız? Rüzgârın etkisiyle sallanan bir kamış mı? 25Yok bu değilse ne görmeye çıktınız? Yumuşak giysilere bürünmüş bir adam mı? Bakın, parlak giysiler kuşanıp göz kamaştırıcı konumda yaşayanlar kral saraylarındadır. 26Öyleyse ne görmeye çıktınız? Bir peygamber mi? Evet size derim ki, peygamberden de üstün olanı gördünüz. 27Kendisi için bildirilendir o:

 “‘İşte önünden habercimi gönderiyorum.

 Senin önünde yolunu hazırlayacak.’

 28“Size bildiriyorum: Kadınlardan doğanlar arasında Yahya’dan üstünü yoktur. Ama Tanrı hükümranlığında en küçük olan ondan üstündür.”

 29Bu sözleri duyunca tüm halk ve gümrük vergisi toplayanlar Tanrı’yı doğruladı. Çünkü Yahya’nın vaftiziyle vaftiz edilmişlerdi. 30Ama Ferisiler’le yasa yorumcuları [w] kendileriyle ilgili Tanrı ereğini teperek Yahya tarafından vaftiz edilmeye yanaşmamışlardı. 31İsa konuşmayı sürdürdü: “Bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Onlar neye benzer? 32Çarşı yerinde oturup birbirine bağrışan çocuklara benzerler:

 – Biz size kaval çaldık,

 Ama siz kalkıp oynamadınız.

 – Biz de ağıt çektik,

 Ama siz ağlamadınız.

  33“Çünkü Vaftizci Yahya geldi. Ne ekmek yiyor, ne şarap içiyor. ‘Onda cin var’ diyorsunuz. 34İnsanoğlu geldi; yiyor da içiyor da. ‘Bak bak obur, şaraba düşkün biri!’ diyorsunuz. ‘Gümrük vergisi toplayanların, günahlıların dostu.’ 35Ama bilgelik tüm çocuklarınca doğrulandı.”

 

Sevgisiz Dinsellik, Sevgiden Etkilenen Tövbe 36-50

 36Bir Ferisi, İsa’yı yemeğe çağırdı. İsa Ferisi’nin evine vardı, sofrada yerini aldı. 37O kentte günah içinde yaşayan bir kadın vardı. Ferisi’nin evinde İsa’nın sofrada olduğunu öğrenen kadın, kaymaktaşı bir kapta güzel kokulu yağ taşıyarak yaklaştı. 38Ağlayarak İsa’nın arkasında, hemen ayakları dibinde durdu. Gözyaşlarıyla O’nun ayaklarını ıslattı, ardından da saçlarıyla onları kuruladı. İsa’nın ayaklarını öpüyor, güzel kokulu yağla ovuyordu. 39İsa’yı yemeğe çağıran Ferisi durumu görünce, “Bu adam bir peygamber olsaydı, kendisine dokunan şu kadının kim ve ne tür biri olduğunu bilirdi” diye mırıldandı, “Çünkü günahlıdır o.”

 40İsa, “Simon, sana bir şey diyeceğim” diye yanıtladı onu. O da, “Söyle, Öğretmen” dedi. 41İsa konuşmayı sürdürdü: “Bir adama iki kişinin borcu vardı. Birinin borcu beş yüz dinardı, [x] öbürününkiyse elli dinar. 42Ödeyecek güçleri olmadığından adam her ikisine de borcu bağışladı. Bunlardan hangisi onu daha çok sevecek?”

 43Simon, “Sanırım, kendisine daha çok bağışlanan” diye yanıtladı. İsa, “Doğru yargıladın” dedi. 44Sonra gözlerini kadına dikerek Simon’a, “Bu kadını görüyor musun?” dedi. “Senin evine geldim, ayaklarım için su getirmedin. Ama o gözyaşlarıyla ayaklarımı ıslattı, saçlarıyla da kuruladı.   45Beni öpmedin bile. Ama içeri girdim gireli o, ayaklarımı öpmekten duramıyor. 46Başımı yağla ovmadın. Ama o, ayaklarımı güzel kokulu yağla ovdu. 47Bu nedenle sana derim ki, gösterdiği aşkın sevgi aşkın günahlarının bağışlandığına kanıttır. Kendisine az bağışlanansa az sever.“ 48Sonra kadına, “Günahların bağışlandı” dedi.

 49Sofrada oturanlar, “Kim bu?” diye mırıldandılar, “Günahları bile bağışlıyor.” 50İsa kadına, “İmanın seni kurtardı” dedi. “Esenlikle gidesin.”

 

Kadınların Örnek Bağlılığı 1-3

8

Çok geçmeden İsa, kent kasaba dolaşarak sözü yaymaya, Tanrı hükümranlığına ilişkin Haber’i bildirmeye koyuldu. On İkiler kendisiyle birlikteydi. 2Ayrıca kötü ruhlardan, hastalıklardan kurtulup sağlığa kavuşan bazı kadınlar da orada bulunuyordu: Magdalalı diye bilinen Meryem –ondan yedi cin çıkmıştı–, 3Herodes’in ev yöneticisi Huza’nın eşi Yoanna, Susanna ve daha birçok kadın. Bunlar sahip oldukları tüm olanaklarla onlara [y] hizmet sunuyordu.

 

Ekinci Simgesi 4-8

(Matta 13:1-9; Markos 4:1-9)

 4Büyük topluluklar bir araya geliyor, çeşitli kentlerden O’na akın ediyordu. İsa şu simgesel öyküyü anlattı: 5“Bir ekinci tohum ekmeye çıktı. O ekerken tohumların kimi yolun kenarına düştü. Ayaklar altında çiğnendi ve göğün kuşları onu yedi. 6Bir başkası kayalığa düştü, filizlenince kuruyup gitti. Çünkü orası ıslak değildi. 7Bir başkası dikenlerin arasına düştü, dikenler tohumla birlikte yetişerek onu boğdu. 8Bir başkası ise iyi toprağa düştü ve yetişince yüz kat ürün verdi.” İsa bunları söylerken, “İşitecek kulağı olan işitsin” diye yüksek sesle konuştu.

 

Simgelerden Çıkan Anlam 9,10

(Matta 13:10-17; Markos 4:10-12)

 9İsa’nın öğrencileri, “Bu simgesel öykünün anlamı nedir?” yolunda soru sordular kendisine. 10İsa, “Tanrı hükümranlığına ilişkin gizleri bilmek sizlere sağlanmıştır” dedi. “Geri kalanlaraysa simgesel öykülerle anlatılmaktadır. Öyle ki,

 “‘Görürken görmesinler,

 İşitirken anlamasınlar.’”

 

Ekinci Simgesinin Anlamı 11-15

(Matta 13:18-23; Markos 4:13-20)

 11“Simgesel öykünün anlamı şudur: Tohum Tanrı Sözü’dür. 12Yol kenarındakiler onu işitenlerdir. Ama ardından iblis gelir, sözü yüreklerinden kapıp götürür. İnanıp kurtulmasınlar diye. 13Kayalıktakiler, işitince sözü sevinçle benimseyenlerdir. Ancak kökleri olmadığından bir süre için inanırlar ve denenme anında bırakıp giderler. 14Dikenlere düşene gelince, bunlar sözü işitenlerdir. Ama sağa sola koşarken yaşamın kaygıları, zenginlikleri, zevk u sefaları onları boğar ve ürünler yetkinlik bulmaz. 15Verimli toprağa ekilenlerse, sözü duyup sağlıklı ve sağduyulu yüreklerinde saklayanlar ve sabırla ürün getirenlerdir.”

 

Şamdanda Yanan Işık 16-18

(Matta 5:15, 10:26; Markos 4:21-25; Luka 11:33-34)

 16“Hiç kimse ışık yakıp onu bir kapla gizlemez, ya da yatağın altına koymaz. Tam tersine, içeri girenler görebilsin diye ışığı şamdana koyar. 17Açıklanmayacak gizli kapaklı bir olgu yoktur. Ne de öğrenilmeyecek ve açığa çıkarılmayacak gözden gizli bir konu vardır. 18Bu nedenle, nasıl dinlediğinize dikkat edin. Çünkü kendisinde bulunana daha da çok verilecek, ama bir şeyi olmayandan elinde duruyor sandığı bile ondan alınacaktır.”

 

İsa’nın Annesiyle Kardeşleri 19-21

(Matta 12:46-50; Markos 3:31-35)

 19Annesiyle kardeşleri O’nun bulunduğu yere geldi. Ama kalabalık yüzünden kendisine yaklaşamadılar. 20“Annenle kardeşlerin dışarıda bekliyor; seni görmek istiyorlar” diye İsa’ya haber iletildi. 21İsa, “Annemle kardeşlerim Tanrı Sözü’nü duyup uygulayanlardır” diye yanıtladı.

 

İsa Fırtınayı Durduruyor 22-25

(Matta 8:23-27; Markos 4:35-41)

 22Günlerden bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir tekneye bindi. “Denizin karşı yakasına geçelim” dedi. Açıldılar. 23Tekne yol alırken İsa uykuya daldı. Hızla esen bir bora denizi sardı. Sular içeri saldırdı. Tehlikeyle burun buruna geldiler. 24Öğrenciler İsa’nın yanına varıp, “Yetkili yönetmen, mahvoluyoruz!” diyerek O’nu uyandırdılar. İsa kalktı, rüzgârı ve kabaran dalgaları payladı. Sular dinginleşti, her yan sütliman oldu. 25İsa, “İmanınız nerede?” dedi. Korkuyla dolup şaşkına döndüler. Birbirlerine, “Bu da kim olsa gerek?” diyorlardı. “Rüzgâra da, dalgalara da buyruk veriyor ve buyruğuna uyuyorlar.”

 

İsa Yetkiyle Cinleri Kovuyor 26-39

(Matta 8:28-34; Markos 5:1-20)

 26Gerasiniler bölgesine yelken açtılar. Burası Galile’nin karşı yakasındadır. 27İsa karaya çıkınca, kentten cine tutulmuş bir adam kendisini karşıladı. Uzun süreden beri ne sırtına bir şey giymişti, ne de bir evde oturmuştu. Barınağı mezarlar arasındaydı. 28İsa’yı görünce ortalığı inleten bir çığlık atarak O’nun önünde yere kapanıp bağırdı: “İsa, yüce Tanrı’nın Oğlu, benden ne istiyorsun? Ne olur, bana işkence çektirme.” 29Çünkü İsa kötü ruhun adamdan çıkması için kesin buyruk vermişti. Cin sık sık onu çarpardı. Zincirlerle bağlanır, prangaya vurulurdu ama yine de bağlarını koparır, cin tarafından çöllere sürüklenirdi.

 30İsa ona, “Adın ne?” diye sordu. Cin, “Lejiyon [z] ” dedi. Çünkü adamın bedenine çok sayıda cin girmişti. 31Cinler kendilerini dipsiz derinliklere göndermesin diye İsa’ya yalvardı. 32Oradaki bayırda büyük bir domuz sürüsü otlamaktaydı. Cinler domuzların içine girmelerine izin vermesi için İsa’ya yalvardı. O da onlara izin verdi. 33Cinler adamdan çıkıp domuzların içine girdi. Sürü uçurumdan aşağı denize uçup boğuldu.

 34Olaya tanık olan güdücüler çil yavrusu gibi dağıldı, olup bitenleri kentte, kırsal alanlarda anlattılar. 35Herkes olayı görmeye koştu. İsa’nın yanına vardıklarında, bedeninden cinler çıkan adamı giyinmiş akıllanmış, İsa’nın ayakları dibinde oturmakta buldular. Korktular. 36Olaya tanık olanlar, koşup gelenlere cine tutulanın nasıl kurtulduğunu anlattı. 37Gerasiniler çevresinde oturanların tümü kendilerini bırakıp gitmesi için İsa’ya yalvardı. Çünkü büyük bir korkuya kapılmışlardı. O da tekneye binip geri döndü. 38Bedeninden cinler çıkan adam İsa’nın yanında kalmak için O’na yalvardı. Ama İsa onu şu sözlerle yerine gönderdi: 39“Evine dön, Tanrı’nın sana yaptıklarının tümünü açıkla.” O da gidip İsa’nın kendisine yaptıklarını baştanbaşa tüm kentte yaydı.

 

İmanla Sağlık Bulan Kadın, Ölümden Diriltilen Kız 40-56

(Matta 9:18-26; Markos 5:21-43)

 40İsa karşı yakaya dönünce topluluk kendisini karşıladı. Çünkü herkes O’nu bekliyordu. 41Sinagog başkanlarından Yairos adında bir adam yaklaştı. İsa’nın ayaklarına kapanarak evine buyurması için O’na yalvardı. 42Çünkü on iki yaşlarındaki kızı –tek evladı– ölmek üzereydi. İsa yürürken topluluk çevresine üşüştü.

 43On iki yıldan beri kanaması olan, kimsenin sağlığa kavuşturamadığı bir kadın 44geriden yaklaşıp O’nun giysisinin saçak püskülüne değdi ve o anda kanaması dindi. 45İsa, “Kim dokundu bana?” diye sordu. Herkes bunu yadsıyınca Petros, “Yetkili yönetmen, topluluk çevrene üşüşüp seni sıkıştırıyor” dedi. 46Ama İsa, “Bana birisi dokundu” dedi. “Çünkü varlığımdan güç çıktı.”

 47Kadın kendini gizleyemediğini görünce titreyerek O’na geldi. İsa’nın önünde yere kapanıp kendisine neden dokunduğunu ve o anda nasıl iyi olduğunu tüm halkın önünde anlattı. 48İsa ona, “İmanın seni kurtardı kızım” dedi. “Esenlikle gidesin.”

 49O daha konuşurken, sinagog başkanının evinden biri geldi. Başkana, “Kızın öldü” dedi, “Artık Öğretmen’i yorma.” 50Ama İsa bunu duyunca başkana, “Korkma” dedi. “Yalnız iman et, iyi olacaktır.”

 51Eve vardığında, Petros, Yuhanna, Yakup ve çocuğun babasıyla annesinden başka hiç kimsenin kendisiyle birlikte içeriye girmesine izin vermedi. 52Herkes ağlıyor, kız için dövünüyordu. İsa, “Ağlamayın” dedi. “Çünkü o ölmedi, uyuyor.” 53O’na alaylı alaylı güldüler. Çünkü kızın öldüğünü biliyorlardı. 54Ama İsa kızı elinden tutarak yüksek sesle buyruk verdi:  “Ayağa kalk, ey küçük kız!” 55Ruhu geri gelince kızcağız bir anda ayağa kalktı. İsa ona yiyecek verilmesini buyurdu. 56Annesi babası şaşkına döndü. İsa olaydan hiç kimseye söz etmemeleri için onları öğütledi.

 

On İkiler Göreve Gönderiliyor 1-6

(Matta 10:5-15; Markos 6:6b-13)

9

İsa, On İkiler’i bir araya çağırıp bütün cinlere ve hastalıklara karşı onlara güç ve yetki verdi. 2Onları Tanrı hükümranlığıyla ilgili sözü yaymaya ve hastaları iyi etmeye gönderdi. 3“Yolculuk için hiçbir şey almayın” dedi. “Ne sopa, ne torba, ne ekmek, ne para, ne de iki kat giysi taşıyın. 4Hangi eve girerseniz ayrılıncaya dek orada kalın. 5Her nerede sizleri kabul etmezlerse, o kentten ayrılırken kendilerine karşı uyarı niteliğinde ayaklarınızın altındaki tozu silkin.” 6Öğrenciler yola çıktı. Her yerde Sevinç Getirici Haber’i yayarak, hastaları sağlığa kavuşturarak kasaba kasaba dolaşmaya koyuldular.

 

Herodes’in Şaşkınlığı 7-9

(Matta 14:1-12; Markos 6:14-29)

 7Ülkenin dörtte birini [aa] yöneten Herodes yapılan eylemlerin tümünü duydu. Bazıları arasında dolaşan “Yahya ölüler arasından dirildi” söylentisi karşısında şaşkınlığa düştü [bb] . 8Kimisi, “İlyas göründü” diyordu. Kimisi de, “Eski çağların bir peygamberi yeniden yaşama döndü” yolunda konuşuyordu. 9Herodes, “Yahya’nın başını ben kestirdim” dedi. “Ama kendisine ilişkin bunca söz duyduğum bu kişi de kim?” Bu nedenle İsa’yı görmek istedi.

 

İsa Beş Bin Kişiyi Doyuruyor 10-17

(Matta 14:13-21; Markos 6:30-44; Yuhanna 6:1-14)

 10Haberciler geri gelince, yaptıkları işleri İsa’ya anlattılar. İsa onları da yanına alarak Beytsayda denen kente çekildi. 11Topluluk bunu öğrenince O’nu izledi. O da onları canı gönülden karşıladı ve kendileriyle Tanrı hükümranlığına ilişkin konuştu, sağlığa gereksinim duyanları iyileştirdi. 12Gün kararmaya yüz tutunca On İkiler kendisine yaklaşıp, “Topluluğu sal” dediler. “Çevredeki kasabalara çiftliklere gitsinler; kalınacak yer ve yiyecek bulsunlar. Çünkü burada ıssız bir yerdeyiz.”

 13İsa öğrencilere, “Siz onlara yiyecek verin” dedi. Onlar, “Yanımızda beş ekmekle iki balıktan başka bir şey yok ki” dediler. “Yoksa gidip şu halkın tümü için yiyecek mi satın alalım?” 14Orada beş bin kadar erkek vardı. İsa öğrencilerine, “Yaklaşık ellişer kişilik kümeler oluşturup onları yere oturtun” dedi.

 15Öğrenciler buyruğa uyup herkesi yere oturttular. 16İsa beş ekmekle iki balığı eline aldı. Gözlerini göğe kaldırıp onları kutsadı. Topluluğun önüne koysunlar diye parçalayıp öğrencilere verdi. 17Herkes doyasıya yedi. Artakalan parçalardan on iki küfe dolusu topladılar.

 

Petros’un İsa’ya İlişkin Bildirisi 18-21

(Matta 16:13-20; Markos 8:27-30)

 18İsa yalnız başına dua ediyordu. Öğrencileri yakınındaydı. Onlara sordu: “İnsanlar benim kim olduğumu söylüyor?” 19Öğrenciler, “Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimisi de eski çağların bir peygamberi yeniden yaşama döndü diyor” yolunda yanıtladı. 20İsa sordu: “Ya siz ne dersiniz? Sizce ben kimim?” Petros, “Tanrı’nın Mesih’isin” dedi. 21İsa bunu kimseye söylememelerini kesinlikle öğütledi.

 

İsa Ölümünü ve Dirilişini Açıklıyor 22-27

(Matta 16:21-28; Markos 8:31-9:1)

 22İsa, “İnsanoğlu’nun yoğun işkence çekmesi, İhtiyarlar, başrahipler, dinsel yorumcularca yadsınması, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gereklidir” dedi. 23Sonra hepsine, “Ardım sıra gelmek isteyen kendini yadsısın, her gün haçını taşıyarak [cc] ardım sıra gelsin” dedi. 24“Çünkü canını kurtarmak isteyen onu yitirecektir. Ama bana bağlılık nedeniyle her kim canını yitirirse, onu kurtaracaktır [dd] . 25İnsan tüm dünyayı kazanıp da öz varlığını yitirir veya zarara uğratırsa ne yararı olur? 26Her kim bana ve benim sözlerime bağlılığı yüzünden utanç duyarsa, İnsanoğlu da kendisinin, Babası’nın ve kutsal meleklerin yüceliğinde geldiğinde o kişi yüzünden utanç duyacaktır. 27Doğrusu size derim ki, burada duranlar arasında, Tanrı hükümranlığını görmeden önce ölümü tatmayacak bireyler vardır [ee] .”

 

İsa’nın Görünüşü Değişiyor 28-36

(Matta 17:1-8; Markos 9:2-13)

 28Bu sözlerin açıklanmasından yaklaşık sekiz gün sonra İsa Petros’u, Yuhanna’yı ve Yakup’u yanına aldı, dua etmek için dağa çıktı. 29O dua ederken yüzünün görünüşü değişti, üstündeki giysi gözleri kamaştırırcasına parladı. 30İşte iki kişi O’nunla konuşuyordu. Bunlar Musa’yla İlyas’tı. 31Yücelik içinde beliren bu iki kişi İsa’nın Yeruşalim’de gerçekleşecek ölümünü görüşüyordu. 32Ne var ki, Petros’un ve yanındakilerin gözünden uyku akıyordu. Uyandıkları anda İsa’nın yüceliğine tanık oldular ve O’nunla bir arada duran iki adamı gördüler. 33İki adam İsa’nın yanından ayrılırken, Petros O’na, “yetkili yönetmen” dedi. “Burada bulunmamız ne iyi! Üç çadır kuralım: Biri sana, biri Musa’ya, biri de İlyas’a.” Ne dediğini kendisi de bilmiyordu. 34O daha konuşmaktayken bir bulut indi ve onlara gölge saldı. Bulutun içinde kalınca korktular. 35Buluttan gelen bir ses şöyle diyordu:

 “Seçilmiş olan Oğlum budur, O’nu dinleyin.”

 36Ses geldiğinde yalnız İsa vardı ortada. Öğrenciler ağızlarını açmadı. Gördüklerini o günlerde hiç kimseye anlatmadılar.

 

İsa Cine Tutulmuş Çocuğu İyi Ediyor 37-43a

(Matta 17:14-18; Markos 9:14-27)

 37Ertesi gün dağdan indiklerinde büyük bir topluluk kendisini karşıladı. 38Topluluktan bir adam seslendi: “Öğretmen sana yalvarırım, oğlumu gör. Benim tek çocuğumdur o. 39Bir ruh tutuyor onu, birdenbire çığlık atıyor, ağzını köpürterek çocuğu sarsıyor. Bedeninde yaralar bereler bıraktıktan sonra güçbela ayrılıyor. 40Onu çıkarmaları için öğrencilerine dilekte bulundum, ama başaramadılar.” 41İsa, “Ey imansız ve sapmış kuşak!” dedi. “Daha ne kadar sizlerle kalacağım? Ne zamana dek sizlere katlanacağım? Oğlunu buraya getir.” 42Oğlan gelirken cin onu yere atarak sarstı. İsa kötü ruhu payladı. Çocuğu iyi edip babasına verdi. 43Tanrı’nın yüceliği karşısında herkesin aklı durdu.

 

İsa Ölümünü ve Dirilişini Yeniden Açıklıyor 43b-45

(Matta 17:22,23; Markos 9:30-32)

 Yaptığı işlerin tümüne herkes şaşarken İsa öğrencilerine, 44“Bu sözleri aklınızdan çıkarmayın” dedi. “İnsanoğlu insanların eline verilecek.” 45Ama onlar bu tanımı kavrayamadı. Çünkü, onu algılayamasınlar diye kendilerine üstü kapalı kalıyordu. Üstelik, bu açıklamaya ilişkin soru sormaktan da çekiniyorlardı.

 

En Üstün Olan Kimdir? 46-48

(Matta 18:1-5; Markos 9:33-37)

 46İçlerinden kimin en üstün olduğu konusunda öğrenciler arasında bir tartışma çıktı. 47İsa onların yüreğindeki düşünceyi bildiğinden, bir çocuğu elinden tutup yanında durdurdu. 48Sonra öğrencilere, “Her kim bu çocuğu benim adıma kabul ederse beni kabul eder ve her kim beni kabul ederse beni göndereni kabul eder” dedi. “Aranızda en küçük sayılan gerçekte büyük olandır.”

 

Bize Karşı Olmayan Bizden Yanadır 49,50

(Markos 9:38-40)

 49Yuhanna, “yetkili yönetmen” dedi. “Bir adama rastladık; adınla cinleri çıkarıyordu. Onu engelledik. Çünkü bizimle gelmiyor.” 50İsa, “Ona engel olmayın” dedi. “Çünkü size karşı olmayan sizden yanadır.”

 

YERUŞALİM’E DOĞRU

 

Samiriyeliler İsa’yı Geri Çeviriyor 51-56

 51Göğe alınacağı gün yaklaşınca İsa, Yeruşalim’e gitmeye kesin karar vererek oraya yöneldi. 52Kendisinden önce ulaklar gönderdi. Onlar da İsa için hazırlık yapmak üzere yola koyulup bir Samiriye kasabasına girdiler. 53Ama Samiriyeliler* O’nu kabul etmedi. Çünkü Yeruşalim’e yönelmişti. 54Öğrencilerden Yakup’la Yuhanna bunu görünce, “Ya Rab” dediler. “İster misin buyuralım, gökten ateş insin ve onları yaksın? [ff] 55İsa dönüp onları kınadı [gg] . 56Oradan başka bir kasabaya gittiler.

 

Göksel Çağrının Taşıdığı Öncelik 57-62

(Matta 8:19-22)

 57Yolda ilerlerlerken biri İsa’ya, “Nereye gidersen ardın sıra geleceğim” dedi. 58İsa onu yanıtladı: “Tilkilerin inleri, gökyüzünde uçan kuşların da yuvaları var. Ama İnsanoğlu’nun başını yaslayacak bir yeri yoktur.” 59Başka birine, “Ardım sıra gel” dedi. O da, “Bana izin ver, önce gidip babamı gömeyim” diye karşılık verdi. 60İsa, “Bırak ölüleri, kendi ölülerini gömsünler* dedi. “Sana gelince git, Tanrı hükümranlığını duyur.” 61Yine başka biri, “Ya Rab” dedi. “Ardın sıra geleceğim. Ama önce bana izin ver evimdekilerle vedalaşayım.”

 62İsa onu yanıtladı: “Elini sabana koyup da geriye bakan, Tanrı hükümranlığına yaraşık olamaz.”

İsa Yetmiş Kişiyi Hizmete Gönderiyor 1-12

(Matta 9:37)

10

Bundan sonra Rab ayrıca yetmiş kişi atadı. Onları gideceği her kente ve bölgeye ikişer ikişer, kendi önünden gönderdi. 2Onlara, “Biçilecek ürün bol ama işçi az” dedi. “Onun için ürünlerin Rab’bine dua edin, ürününün biçilmesi için işçi göndersin. 3Gidin. İşte sizleri kuzular gibi kurtların arasına gönderiyorum. 4Yanınıza ne para kesesi, ne torba, ne pabuç alın. Yolda giderken kimseyle selamlaşmayın. 5Hangi eve girerseniz ilkin, ‘Bu eve esenlik olsun’ deyin. 6Eğer orada barışsever biri varsa, sizdeki barış onun üstüne gelecektir. Yoksa, geri dönüp sizin üstünüzde kalacaktır. 7Aynı evde kalın, her ne sunarlarsa yiyin için. Çünkü emekçiye karşılığı yaraşır. Bir evden öbürüne gidip gelmeyin. 8Bir kente girdiğinizde sizi kabul ederlerse, önünüze koyulanı yiyin. 9Oradaki hastaları sağlığa kavuşturun; kendilerine, ‘Tanrı hükümranlığı size yaklaştı’ deyin. 10Ama bir kente girdiğinizde sizi kabul etmezlerse, o kentin caddelerine çıkıp bildirin: 11‘Kentinizden ayaklarımızda kalan tozu bile size geri atıyoruz. Yalnız şunu bilin ki, Tanrı hükümranlığı yaklaştı.’ 12Size derim ki, O Gün Sodom’un durumu bile bu kentin konumundan daha elverişli olacaktır [hh] .”

 

Sunuyu Geri Tepen Kentler 13-16

(Matta 11:20-24)

 13“Vay sana, ey Horazin! Vay sana, ey Beytsayda! Çünkü sizlerde yapılan güçlü işler Sur’da ve Sayda’da yapılmış olsaydı, çoktan çul kuşanıp külde oturarak günahlarından dönerlerdi. 14Ama yargı gününde Sur’un ve Sayda’nın durumu sizinkinden daha elverişli olacak. 15Ya sen, ey Kafernahum! ‘Göğe dek mi yükseltileceksin? Hayır, ölüler ülkesine [ii] indirileceksin.’ 16Sizleri dinleyen beni dinler, sizleri geri çeviren beni geri çevirir. Her kim beni geri çevirirse, beni göndereni geri çevirir.”

 

Hizmete Gönderilen Yetmiş Kişinin Dönüşü 17-20

 17Yetmiş kişi sevinç içinde geri geldi. “Ya Rab” dediler. “Adınla cinler bile bize bağımlı oluyor.” 18İsa onları yanıtladı: “Şeytanın şimşek gibi gökten düştüğünü gördüm. 19Gerçekten size yılanları, akrepleri ve bunun yanı sıra düşmanın tüm gücünü ezmeye yetki verdim. Hiçbir etken size zarar vermeyecektir. 20Kaldı ki, ruhların size bağımlı olmasına sevinmeyin. Asıl, adlarınızın gökte yazılmış olmasına sevinin.”

 

Sevinç Sesi Yükseliyor 21-24

(Matta 11:25-27; 13:16,17)

 21O anda İsa, Kutsal Ruh’ta sevinç duyarak, “Şükürler sana ey Baba!” dedi. “Göğün ve yerin Rabbi. Çünkü bunları bilginlerden ve akıllılardan gizledin, ağzı süt kokanlara açıkladın. Evet Baba, çünkü senin katında hoşnutluk veren uygulama buydu. 22Her şey bana Babam tarafından verildi. Oğul’un kim olduğunu Baba’dan başka kimse bilmez. Baba’nın kim olduğunu da Oğul’dan başkası bilmez. Bir de, Oğul’un Baba’yı açıklamak istediği kişi Baba’yı bilir.”

 23Sonra öğrencilerine dönerek özellikle onlara, “Gördüklerinizi gören gözlere ne mutlu!” dedi. 24“Size derim ki, nice peygamber ve kral gördüklerinizi görmek istedi ama göremedi; duyduklarınızı duymak istediler ama duyamadılar.”

 

İyi Samiriyeli Simgesi 25-37

 25Yasa yorumcularından [jj] biri ayağa kalktı, İsa’yı deneyerek, “Öğretmen” dedi. “Sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?” 26İsa, “Ruhsal yasada ne yazılmıştır?” diye sordu. “Sen nasıl yorumluyorsun?”  27O da yanıtladı:

 “‘Tanrın Rab’bi tüm yüreğinle, tüm canınla,

 tüm gücünle ve tüm anlayışınla seveceksin.

 İnsan kardeşini de kendin gibi seveceksin.’”

  28İsa, “Doğru yanıtladın” dedi. “Bunu uygula, yaşayacaksın.” 29Ama yasa yorumcusu kendisini doğru kılmayı kovalayarak İsa’ya sordu: “İnsan kardeşim de kim oluyor?”

 30İsa, “Bir adam Yeruşalim’den Yeriha’ya iniyordu” dedi. “Haydutların eline düştü. Adamı soyup dövdüler, yarı ölü bırakıp gittiler. 31Bir raslantı sonucu o yoldan bir rahip geçiyordu. Yerde yatan adamı görünce öbür yandan sıvışıp gitti. 32Bunun gibi, bir Levili* geldi oraya. O da elem çeken adamı görünce öbür yandan sıvışıp gitti. 33Derken yolculuk eden bir Samiriyeli, yardıma gereği olanın yattığı yere geldi. Onu görünce acıdı*.

 34“Adama yaklaştı, yağ ve şarap dökerek yaralarını sardı. Onu merkebine bindirdi, bir konuk evine götürdü ve gerekli ilgiyi gösterdi. 35Ertesi gün iki dinar çıkardı, konuk evi sahibine sundu. ‘Bu insan kardeşle ilgilen’ dedi. ‘Daha ne harcarsan geri geldiğimde sana ödeyeceğim.’”

 36Sonra İsa sordu: “Sence bu üç kişiden hangisi haydutların eline düşen adama yakınlık gösterdi?” 37Yasa yorumcusu, “Ona acıyan” diye yanıtladı. İsa, “Git, sen de onun yaptığı gibi yap” dedi.

 

Marta’yla Meryem’in Evinde 38-42

 38Yola devam ederlerken, İsa bir kasabaya girdi. Marta adında bir kadın O’nu evine kabul etti. 39Kadının Meryem adında bir de kız kardeşi vardı; Rab’bin ayakları dibinde oturup O’nun sözünü dinlemekteydi.

 40Ne var ki, Marta başından aşkın hizmet yüzünden sinirlendi. Yaklaşıp içini döktü: “Ya Rab, kız kardeşimin tüm hizmeti yalnız bana yüklemesine neden aldırmıyorsun? Kendisine söyle de bana yardım etsin.”

 41Rab, “Marta, Marta” dedi. “Bir sürü iş için kaygılanıyor, yakınıyorsun. 42Ama gerekli olan tek şey vardır. Meryem de yararlı payı –kendisinden hiç alınmayacak olan payı– seçmiş bulunuyor.”

 

Etkin Dua 1-13

(Matta 6:9-13; 7:7-11)

11

İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirince öğrencilerinden biri, “Ya Rab” dedi. “Yahya’nın öğrencilerine öğrettiği gibi, sen de bizlere dua etmeyi öğret.”

  2İsa, “Dua ederken şunları söyleyin” dedi:

 “Ya Baba, adın kutsansın. Hükümranlığın gelsin.

 3Gün için gereken ekmeğimizi gün günden bize sağla.

 4Günahlarımızı bize bağışla.

 Çünkü bize karşı suç işleyen herkesi biz bağışlıyoruz.

 Günahla sınanmamıza olanak bırakma.”

 5Ardından şunu ekledi: “Sizlerden birinin bir arkadaşı olduğunu varsayalım. Gece yarısı yanına gidiyor ve, ‘Arkadaş, ödünç olarak bana üç somun ekmek verebilir misin?’ diyor. 6‘Çünkü bir arkadaşım uzun yolculuktan geldi, önüne koyacak bir şeyim yok.’

 7“Öbürünün içeriden şöyle yanıtladığını varsayalım: ‘Bu saatte beni tedirgin etme. Baksana kapı sürgülü, çocuklarım da benimle birlikte yatakta. Bu saatte kalkıp sana bir şey veremem.’ 8Size derim ki, arkadaşlığı göz önünde tutarak ona bir şey vermek için kalkmasa bile, ötekinin yüzsüzlüğünden ötürü çıkıp gereksinimi neyse ona verecektir.

 9“Size diyorum ki dileyin, size verilecektir. Arayın, bulacaksınız. Kapıyı çalın, size açılacaktır. 10Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır. 11İçinizden hanginizin oğlu babasından balık isteyince baba balık yerine ona yılan verir? 12Ya da yumurta isteyince akrep verir? 13Kötü kişiler olan sizler çocuklarınıza nasıl iyi armağanlar vermeyi biliyorsanız, göksel Baba kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh’u daha da belirgin eliaçıklıkla verecektir!”

 

Tanrı’nın Ruhu Aracılığıyla Cinleri Çıkarıyor 14-23

(Matta 12:22-30; Markos 3:20-27)

 14İsa sağır bir cin çıkarıyordu. Cin çıkınca dilsiz adam konuştu. Topluluk şaşakaldı. 15Aralarından bazıları, “Cinlerin başkanı Beelzebul aracılığıyla cinleri çıkarıyor” dedi. 16Kimisi de O’nu deneyerek, gökten bir belirti göstermesini istedi.

 17İsa, karşısındakilerin düşüncelerini bildiğinden onlara, “Kendi içinde ikiye bölünen her krallık yıkılır” dedi. “Birliğini yitiren aile çöker. 18Eğer şeytan da kendi varlığı içinde ikiye bölündüyse, krallığı nasıl ayakta durabilir? Diyorsunuz ki, ben cinleri Beelzebul aracılığıyla çıkarıyormuşum. 19Eğer ben Beelzebul aracılığıyla cinleri çıkarıyorsam, oğullarınız kimin aracılığıyla çıkarıyor? Bu yüzden onlar yargıçlarınız olacak. 20Ama eğer Tanrı’nın parmağıyla cinleri çıkarıyorsam, demek ki Tanrı hükümranlığı sizlere gelmiştir.

 21“Güçlü biri çok iyi silahlanmış durumda sarayını savunuyorsa, varı yoğu güvenliktedir. 22Ama daha güçlü biri gelip onu yenerse, güven bağladığı tüm silahlarını alıp götürür ve yağmaladıklarını bölüşür. 23Benimle birlikte olmayan bana karşıdır ve benimle birlikte devşirmeyen dağıtır.”

 

Kötü Ruh Geri Gelince 24-26

(Matta 12:43-45)

 24“Kötü ruh insandan ayrılınca, rahatlık bulmak için kurak yerlerde dolaşır. Ama aradığını bulamaz. Bunun üzerine, ‘Ayrıldığım eve geri döneceğim’ der. 25Sonra gelir, onu temizlenmiş, düzeltilmiş durumda bulur. 26O zaman sağa sola koşup kendinden daha berbat başka yedi ruh bulur getirir. Hep birlikte içeriye dalarak orada otururlar. Bu kişinin sonraki durumu öncekinden beter olur.”

 

Gerçek Mutluluk 27,28

 27İsa bunu bildirdiğinde topluluktan bir kadın yüksek sesle O’na, “Seni taşıyan ana karnına ve emdiğin memelere ne mutlu!” dedi. 28O ise şöyle yanıtladı: “Asıl Tanrı Sözü’nü işitip de uygulayanlara ne denli daha mutlu!”

 

Belirti Meraklıları 29-32

(Matta 12:38-42)

 29Topluluk çevresini sarınca İsa konuşmaya başladı: “Bu kuşak kötü bir kuşaktır. Belirti arıyor. Ama ona Yunus’un belirtisinden başka bir belirti verilmeyecektir.

 30“Yunus Nineveliler için bir belirti olduğu gibi, İnsanoğlu da bu kuşak için bir belirtidir. 31Güney’in kraliçesi yargı günü bu kuşağın insanlarıyla birlikte dikilecek ve onları suçlu çıkaracak. Çünkü Süleyman’ın bilgeliğini duymak için dünyanın öbür ucundan kalkıp geldi. İşte, Süleyman’dan üstün olan buradadır.

 32“Nineveliler yargı günü bu kuşakla birlikte dikilecek ve onu suçlu çıkaracak. Çünkü onlar Yunus’un sözü yayması üzerine günahtan döndü. İşte, Yunus’tan üstün olan buradadır.”

 

Ruhsal Aydınlık 33-36

(Markos 8:16; Matta 5:15; 6:22,23)

 33“Hiç kimse ışık yakıp onu gizli bir köşeye ya da ölçek altına koymaz. Tam tersine, içeri girenler ışığı görsün diye onu şamdana koyar. 34Bedenin ışığı kendi gözündür. Görüşün sağlamsa tüm bedenin aydınlıktadır. Ama görüşün bozuksa tüm bedenin karanlıktadır. 35Bu nedenle sendeki ışığın gerçekte karanlık olmamasına dikkat et. 36Eğer tüm bedenin aydınlıktaysa ve karanlık bir köşe yoksa her şey tümden aydınlıktadır; parlak bir ışığın ışınlarıyla seni parlatması gibi..”

 

Dinsel Yorumculara ve Ferisiler’e Yöneltilen Yargı 37-54

(Matta 23:1-36; Markos 12:38-40)

 37İsa’nın konuşması sırasında bir Ferisi O’nu kendi evine yemeğe çağırdı. O da gidip yiyenlere katıldı. 38Ferisi O’nun yemekten önce ellerini yıkamadığını* görerek şaştı. 39Rab onu yanıtladı: “Siz Ferisiler bardağın, tabağın dışını temizlersiniz, ama kendi içiniz soygunculukla kötülükle dolup taşar. 40Ey akılsızlar, dışı yapan içi de yapmadı mı?

 41“En iyisi, canı gönülden yoksullara verin. Her şeyin size temiz kılınacağını göreceksiniz. 42Ama vay sizlere Ferisiler! Çünkü nanenin, sedef otunun, her tür sebzenin ondalığını* verirsiniz; öte yandan Tanrı adaletini, sevgisini önemsemezsiniz. Bunları yapmanız ama ötekileri de önemsemeniz gerekirdi. 43Vay sizlere Ferisiler! Çünkü sinagoglarda baş koltukları, çarşıda meydanda da saygıyla selamlanmayı seversiniz. 44Vay sizlere! Çünkü siz, üstünde gezerken insanların seçemedikleri belirsiz mezarlar gibisiniz.”

 45Yasa yorumcularından biri, “Öğretmen!” dedi. “Bunları söylerken bizim de onurumuzla oynuyorsun.” 46İsa yanıtladı: “Vay size de yasa yorumcuları! Çünkü taşınamayacak yükleri insanlara yüklüyorsunuz, ama kendiniz o yüke parmağınızı bile uzatmıyorsunuz.  47Vay sizlere! Çünkü atalarınızın öldürdüğü peygamberlerin mezarlarını kuruyorsunuz. 48Böylelikle, atalarınızın yaptıklarına tanıklık ediyor ve onları onaylıyorsunuz. Çünkü onlar peygamberleri öldürdüler; siz de onlara anıt kuruyorsunuz. 49İşte bunun için tanrısal bilgelik buyurmuştur: ‘Kendilerine peygamberler ve haberciler göndereceğim. Bazılarını öldürecekler, bazılarına da baskı yapacaklar.’ 50Öyle ki, dünyanın kuruluşundan bu yana kanı akıtılan tüm peygamberlerin sorumluluğu bu kuşaktan aransın; 51Habil’in kanından, sunakla tapınak arasında yok edilen Zekeriya’nın kanına varıncaya dek. Evet, size diyorum ki sorumluluk bu kuşaktan aranacaktır.

 52“Vay siz yasa yorumcularına! Çünkü bilginin anahtarını elinize aldınız. Kendiniz içeri girmediniz içeri girenleri de engellediniz.”

 53İsa oradan ayrılırken dinsel yorumcularla Ferisiler O’na öfkeyle diş bileyerek, bir sürü konu üzerinde ağzını aramaya koyuldular. 54Ağzından bir söz kapmak için tetikteydiler.

 

İkiyüzlülüğe Karşı Uyarı 1-3

(Matta 10:26,27)

12

Bu arada binlerce insan birbirini çiğnercesine küme küme toplanıyordu. İsa önce öğrencileriyle konuşmaya başladı: “Ferisiler’in mayasını oluşturan ikiyüzlülükten kendinizi sakının. 2Çünkü açığa çıkarılmayacak üstü kapalı bir olgu yoktur. Ne de öğrenilmeyecek gizli kapaklı bir konu vardır. 3Karanlıkta söylediğiniz her şey aydınlıkta duyulacak. Dört duvar arasında kulağa fısıldadıklarınız damlardan yayılacak.”

 

Asıl Korkulacak Yetki 4-7

(Matta 10:28-31)

 4“Size söylüyorum dostlarım: Bedeni öldürüp ardından daha beter bir şey yapmaya gücü yetmeyenlerden korkmayın. 5Kimden korkacağınızı bildireyim size: Öldürdükten sonra cehenneme atmaya yetkisi olandan korkun. Evet, size belirtiyorum; O’ndan korkun. 6Beş serçe iki kuruşa satılmaz mı? Öyleyken bir teki bile Tanrı katında unutulmuş değildir. 7Bunun gibi, başınızdaki saçların tümü de sayılıdır. Korkmayın, birçok serçeden daha değerlisiniz.”

 

Mesih’i İnsanlar Önünde Kabul Eden ve Yadsıyan 8-12

(Matta 10:32,33; 12:32; 10:19,20)

 8“İşte size bildiriyorum: Her kim beni insanların önünde açıkça kabul ederse, İnsanoğlu da onu Tanrı’nın melekleri önünde açıkça kabul edecektir. 9Ama her kim beni insanların önünde yadsırsa, Tanrı’nın melekleri önünde yadsınacaktır. 10Her kim İnsanoğlu’na karşı bir söz söylerse, bağışlanacaktır. Ama Kutsal Ruh’a söven bağışlanmayacaktır. 11Sizleri sinagogların, başkanların, yetkililerin önüne götürdüklerinde, kendimizi nasıl savunacağız, ne diyeceğiz diye kaygılanmayın. 12Çünkü Kutsal Ruh size o saatte ne söylemeniz gerektiğini öğretecektir.”

 

Akılsız Zengine İlişkin Simgesel Öykü 13-21

 13Topluluğun içinden biri, “Öğretmen!” dedi. “Kardeşime söyle de şu mirası benimle bölüşsün.” 14İsa ona, “Ey adam” dedi. “Beni üzerinize kim yargıç ya da miras dağıtıcısı atadı?” 15Ardından, çevresindekilere belirtti: “Her tür açgözlülüğe karşı uyanık olun ve kendinizi koruyun. Çünkü insanın yaşamı varlığının bolluğuyla ölçülmez”

 16Sonra onlara simgesel bir öykü anlattı: “Varlıklı bir adamın tarlaları bol ürün verdi. 17Adam içinden, ‘Ne yapacağım ben?’ diyordu. ‘Çünkü ürünlerimi koyacak yerim yok.’

 18“Sonra, ‘Ne yapacağımı şimdi biliyorum’ dedi. ‘Ambarlarımı yıkıp daha genişlerini kuracağım. Buğdayımın tümünü ve daha neyim varsa oraya koyacağım. 19Canıma da diyeceğim ki, ey can yıllar boyu yetecek bol malın var. Gel rahatına bak. Ye, iç, mutluluk bul!’ 20Ama Tanrı ona, ‘Ey akılsız insan, canın bu gece senden isteniyor’ dedi. ‘Biriktirdiklerin kimin olacak?’

 21“Kendi yararına mal biriktiren ama Tanrı önünde zengin olmayan insanın durumu budur.”

 

Fiziksel Güvenlik 22-31

(Matta 6:25-34)

 22İsa öğrencilerine, “Bu nedenle size derim ki” dedi, “Ne yiyeceğiz diye canınız, ne giyeceğiz diye bedeniniz konusunda kaygılanmayın. 23Çünkü can yiyecekten, beden de giyecekten üstün önem taşır. 24Kargaları düşünün. Ne ekerler, ne biçerler. Ne kilerleri vardır, ne de ambarları. Yine de Tanrı onları doyurur. Siz kuşlardan ne denli üstün önem taşırsınız! 25İçinizden hanginiz kaygılanmakla boyuna bir arşın ekleyebilir*?

 26“Madem bu denli küçük bir işe bile gücünüz yetmiyor, geriye kalanlar için niçin kaygılanıyorsunuz? 27Kır zambaklarını göz önüne getirin. Ne iplik eğirirler, ne de dokurlar. Öyleyken, size derim ki, Süleyman [kk] bile tüm görkeminin içinde bunlardan biri gibi giyinip kuşanmamıştı. 28Bugün var olan, yarın fırına atılan kır otunu böylesi özenle giydirip kuşatan Tanrı sizi daha çok giydirip kuşatmaz mı, ey kıt imanlılar!

 29“Yiyecek içecek sorunuyla uğraşıp durmayın, güvensizlik içinde bocalamayın. 30Çünkü tüm dünya ulusları da bunları arayıp durur. Babanız bunlara gereksiniminiz olduğunu bilir. 31Bunun yerine O’nun hükümranlığını arayın, bunlar da size eklenecektir.”

 

Göksel Zenginlik 32-34

(Matta 6:19-21)

 32“Korkma ey küçük sürü! Çünkü Babanız size hükümranlığı vermekten hoşnut oldu. 33Sahip olduğunuz malları satın, karşılığını yardım olarak verin. Kendinize hiç eskimeyen keseler, göklerde hiç bozulmayan gömüler sağlayın; hırsızın yaklaşamadığı, güvenin yiyip bozamadığı yerde.. 34Çünkü gömünüz neredeyse yüreğiniz de orada olacak.”

 

Tetikte Bulunan Uşak 35-40

(Matta 24:42-44)

 35“Kemerleriniz bellerinizde bağlı, şamdanlarınız da yanar dursun. 36Düğünden dönmesi beklenen efendileri geldiğinde, o kapıyı çalar çalmaz koşup açmak için gözü tetikte duran insanlar gibi olun. 37Efendileri geldiğinde uyanık bulunan uşaklara ne mutlu! Doğrusu size derim ki O, beline önlük bağlayacak, onları masaya oturtacak, gelip kendilerine hizmet edecek. 38Gece yarısından sonra ya da sabaha karşı bile gelse, bu durumda bulacağı kişiler mutludur. 39Şunu bilmeniz gerekir: Ev sahibi hırsızın hangi saatte geleceğini bilseydi, evinin soyulmasına olanak bırakmazdı. 40Sizler de hazır olun. Çünkü İnsanoğlu hiç beklemediğiniz

saatte gelecektir.”

 

Güvenilir ve Güvenilmez Uşak 41-48

(Matta 24:45-51)

 41Petros, “Ya Rab” dedi. “Bu simgesel öyküyü bize mi anlatıyorsun, yoksa herkese mi?” 42Rab, “Güvenilir ve akıllı ev yöneticisi kimdir?” dedi. “Ev sahibinin ev halkına vaktinde yiyecek sağlaması için atadığı ev yöneticisi. 43Efendisi geldiğinde atandığı görevi uygulamakta olan uşağa ne mutlu! 44Doğrusu size derim ki, efendisi tüm malları üzerinde sorumluluk verecektir ona.

 45“Ama o uşak içinden, ‘Efendim gecikiyor’ der, kadın erkek demeden hizmetçileri tartaklar, kendini yemeye içmeye, sarhoşluğa verirse, 46efendisi hiç beklemediği bir gün ve düşünmediği bir saatte çıkagelecek. Onu parça parça edecek, imansızların gideceği yere atacak.

 47“Efendisinin ne istediğini bilip de onun isteği uyarınca hazırlık yapmayan ya da buna göre davranmayan uşak çok dayak yiyecek. 48İstenileni bilmeden dayağı hak edecek biçimde davranansa daha az dayak yiyecek. Kendisine çok verilenden çok istenecek. Çok güvenilenden daha da çoğunu isteyecekler.”

 

İsa’ya Bağlılığın Yol Açtığı Ayrılık 49-53

(Matta 10:34-36)

 49“Ben yeryüzünü ateşe vermeye geldim. Şu anda yanıyor olmasından başka ne isterdim! 50Vaftiz edileceğim bir vaftiz vardır [ll] . Bu sonuçlanıncaya dek beni ezen kaygı ne denli güçlüdür! 51Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum; tam tersine, ayrılık getirmeye geldim. 52Çünkü bundan böyle bir evde beş kişinin arası açılacak. Üçü ikisine, ikisi üçüne karşı olacak. 53Babanın oğulla, oğulun babayla arası açılacak. Anne kıza kız anneye, kaynana geline gelin de kaynanaya karşı olacak.”

 

Vakitleri Bilmenin Gereği 54-56

(Matta 16:2,3)

 54İsa topluluğa, “Batıda bir bulut oluştuğunu görünce hemen, ‘Sağanak geliyor’ dersiniz” dedi. “Ve dediğiniz gibi olur. 55Yel güneyden esince, ‘Kavurucu sıcak olacak’ dersiniz ve öyle olur. 56Ey ikiyüzlüler! Yeryüzünün ve gökyüzünün görünüşünü yorumlayabiliyorsunuz da içinde yaşadığınız dönemi niçin yorumlayamıyorsunuz?”

 

Anlaşmazlıkta Takınılacak Tutum 57-59

(Matta 5:25,26)

 57“Doğru tutumun ne olduğuna niçin kendiniz karar veremiyorsunuz? 58Sana karşı dava açanla bir arada sorgu yargıcına giderken, yolda ondan kurtulmaya çalış ki, seni yargıca sürüklemesin, yargıç mahkeme yetkilisinin eline vermesin, mahkeme yetkilisi de seni cezaevine atmasın. 59Sana derim ki, son kuruşunu ödemeden oradan çıkamazsın.”

 

Günahtan Dönmeyenin Sonu Ölümdür 1-5

13

Bu sırada oraya gelen bazı kişiler İsa’ya bilgi iletti; Galileliler’in kanlarını sunularıyla karıştıran Pilatus’tan söz açtılar. 2İsa onları yanıtladı: “Siz bu Galileliler’in böylesi işkenceleri çektikleri için öbür Galileliler’in tümünden daha günahlı olduklarını mı sanıyorsunuz? 3Size hayır derim. Eğer günahlarınızdan dönmezseniz, hepiniz de onlar gibi mahvolacaksınız. 4Ya Siloam’daki kulenin üstlerine yıkılıp öldürdüğü on sekiz kişi? Bunların Yeruşalim’de yaşayan tüm insanlardan daha ağır suçlu olduklarını mı sanıyorsunuz?  5Size hayır derim. Eğer günahlarınızdan dönmezseniz, hepiniz de onlar gibi mahvolacaksınız.”

 

Ürünsüz İncir Ağacı 6-9

 6Onlara şu simgesel öyküyü anlattı: “Bir adamın bağında bir incir ağacı dikiliydi. Adam varıp ağaçta ürün aradı ama bir şey bulamadı.

 7“Bağcıya, ‘Bak, üç yıldır geliyorum, bu ağaçta incir arıyorum ama hiçbir şey bulamıyorum’ dedi. ‘Kes onu. Neden toprakta boşuna yer tutsun?’

 8“Bağcıysa, ‘Efendim, onu bir yıl daha bırak, çevresini eşeyim, gübre koyayım’ diye yanıt verdi. 9‘İleride ürün verirse iyi hoş. Yok vermezse onu kesersin.’”

 

İsa Beli Bükük Kadını İyi Ediyor 10-17

 10İsa Şabat günü sinagoglardan birinde öğretiyordu. 11İçindeki hastalık ruhu yüzünden on sekiz yıldır beli bükük, bir türlü sırtını doğrultamayan bir kadın vardı o yerde. 12İsa onu görünce yüksek sesle, “Ey kadın, hastalığından kurtarıldın” dedi. 13Sonra ellerini onun üzerine koydu. Kadın o anda dimdik doğruldu, Tanrı’yı yüceltti.

 14Sinagog başkanı, İsa’nın Şabat günü hastayı sağlığa kavuşturduğuna içerleyerek topluluğa, “Çalışılacak günler altıdır” diye direngen dille konuştu. “Bu günlerde gelip sağlığa kavuşun, Şabat gününde değil.” 15Rab onu şöyle yanıtladı: “Ey ikiyüzlü insanlar! Her biriniz Şabat günü öküzünü ya da eşeğini yemliğinden çözüp sulamaya götürmez mi? 16Şeytanın on sekiz yıldır bağladığı şu İbrahim kızını Şabat günü bu katlanılmaz bağdan çözmek gerekmez mi?”

 17İsa bu sözleri söyleyince O’na direnenlerin tümü utançtan yerin dibine geçti. Tüm topluluk O’nun tarafından yapılan bütün yüce işler karşısında sevinçle doldu.

 

Tanrı Hükümranlığı Neye Benzer? 18,19

(Matta 13:31,32; Markos 4:30-32)

 18İsa bir soru sordu: “Tanrı hükümranlığı neye benzer? Onu neye benzeteyim?  19O bir hardal tohumuna benzer. Bir adam onu alıp bahçesinde toprağa ekti. Tohum gelişip ağaç oldu. Göğün kuşları onun dallarında tünedi.”

 

Mayaya İlişkin Simge 20,21

(Matta 13:33)

 20İsa yeniden, “Tanrı hükümranlığını neye benzeteyim?” dedi. 21“Bir kadının üç ölçek un alıp içine karıştırdığı maya gibidir. Böylece tüm hamur mayalanır.”

 

Dar Kapı 22-30

(Matta 7:13,14,21-23)

 22İsa kent kasaba dolaşarak öğretiyor ve Yeruşalim’e doğru ilerliyordu.  23Birisi O’na, “Ya Rab” dedi. “Kurtulanların sayısı az mıdır?” İsa yanıtladı: 24“Dar kapıdan girmeye çalışın. Çünkü size derim ki, birçokları girmek isteyecek ama başaramayacaklar. 25Ev sahibi kalkıp kapıyı kapadığında, dışarıda durup kapıyı çalacaksınız. ‘Ya Rab, aç bize’ diye yalvaracaksınız. O da, ‘Sizin nereden çıktığınızı bilmiyorum’ diye yanıtlayacak. 26Bunun üzerine, ‘Senin önünde yedik içtik; bizim caddelerimizde öğrettin’ demeye başlayacaksınız. 27 Ama O, ‘Nereden geldiğinizi bilmiyorum’ diyecek, ‘Benden ırağa gidin, tüm haksızlık işçileri!’

 28“Tanrı hükümranlığında İbrahim’i, İshak’ı, Yakup’u ve bütün peygamberleri görüp kendinizi dışarıya atılmış bulacaksınız. O zaman orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak. 29Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden insanlar gelip Tanrı hükümranlığında şölene oturacak. 30İşte o zaman son sıradakiler ilk sıraya geçecek, ilk sıradakiler de son sırada kalacak.”

 

İsa Yeruşalim İçin Ağlıyor 31-35

(Matta 23:37-39)

 31O sırada bazı Ferisiler gelip İsa’ya, “Kalk, git buradan” dediler. “Çünkü Herodes seni öldürmek istiyor.”

 32İsa onlara, “Gidin, o tilkiye haber verin” dedi. “İşte bugün ve yarın cinleri kovuyorum, insanları iyi ediyorum; üçüncü gündeyse işim sona eriyor. 33Bununla birlikte bugün yarın öbür gün duraksamaksızın yolumda gitmeliyim. Çünkü bir peygamberin Yeruşalim dışında öldürülmesi düşünülemez.

 34“Yeruşalim, Yeruşalim! Peygamberleri öldüren ve kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi kaç kez çocuklarını yanıma toplamak istedim. Ama bunu istemediniz. 35İşte tapınağınız size yüzüstü bırakılıyor. Bu durumda size bildiriyorum: ‘Rab’bin adıyla gelen kutludur’ deyinceye dek, bundan böyle beni bir daha görmeyeceksiniz.”

 

İsa Bedeni Şişmiş Adamı Sağlığa Kavuşturuyor 1-6

 

14

Bir Şabat günü İsa Ferisiler’in başkanlarından birinin evine yemeğe gitti. Herkes O’nu gözlüyordu. 2Bedeni baştanbaşa su toplamış, şişmiş bir adam O’nun önüne geldi. 3İsa yasa yorumcularıyla Ferisiler’e dönerek sordu: “Şabat günü hastaları sağlığa kavuşturmak doğru mudur, değil midir?” 4Ağızlarını açmadılar. İsa adamı yanına çağırdı, onu iyi etti ve geri gönderdi.  5Ardından çevresindekilere sordu: “Hanginizin oğlu ya da öküzü kuyuya düşse, Şabat günü hiç duraksamadan onu kurtarmaya koşmaz?” 6Yanıt veremediler.

 

Şölen Çağrılılarının Tutumu 7-14

 7İsa baş köşeleri çaba gayret nasıl seçtiklerini görünce çağrılılara bir simgeyle konuştu: 8“Biri seni düğün şölenine çağırdığında baş köşeye kurulma. Olur ya, belki senden daha önemli biri de onun tarafından çağrılmıştır. 9İkinizi de çağıran yaklaşıp, ‘Lütfen yerini bu adama bırak’ diyebilir. O zaman utançla kalkar, en son sırayı alırsın.

 10“Bunun tersine, bir yere çağrıldığında git en son sıraya otur. Öyle ki şölen sahibi içeri girdiğinde sana, ‘Arkadaşım, lütfen daha yüksek yere buyur’ desin. İşte o zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde saygınlık kazanırsın. 11Çünkü kendini yükselten kişi alçaltılacak, kendini alçaltan kişi de yükseltilecektir.”

 12İsa kendisini şölene çağırana da, “Bir sofra ya da şölen düzenlediğinde arkadaşlarını, kardeşlerini, hısım akrabanı ya da varlıklı komşularını çağırma” dedi. “Çünkü onlar da öte yandan seni çağırır, böylece sana karşı yükümlülüklerini ödemiş olurlar. 13Şölen düzenlediğinde yoksulları, sakatları, kötürümleri, gözü görmezleri çağır; 14mutluluk kazanırsın. Çünkü onların karşılık olarak ödeyebilecek hiçbir şeyi yoktur. Doğru kişiler dirildiğinde sana karşılığı ödenecektir.”

 

Parlak Şölene Çağrı 15-24

(Matta 22:1-10)

 15Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca İsa’ya, “Tanrı hükümranlığında yemek yiyecek kişiye ne mutlu!” dedi.

 16İsa ona simgesel bir öykü anlattı: “Bir adam parlak bir şölen düzenledi, pek çok kişiyi çağırdı. 17Şölen saati gelince çağrılılara, ‘Buyurun, her şey hazır’ diyerek bilgi iletsin diye uşağını gönderdi. 18Ama tümü ağız birliğiyle özür bulmaya koyuldu. Birincisi, ‘Bir tarla satın aldım’ dedi, ‘Varıp onu görmeliyim. Lütfen özrümü kabul et.’ 19“Başka biri, ‘Beş çift öküz satın aldım’ dedi, ‘Onları denemeye gidiyorum. Lütfen özrümü kabul et.’ 20Bir başkası da, ‘Kendime bir eş aldım’ dedi, ‘Bu nedenle gelemem.’

 21“Uşak geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine ev sahibi öfkelenerek uşağına buyruk verdi: ‘Hemen kentin caddelerine, sokak aralarına koş. Yoksulları, sakatları, gözü görmezleri, kötürümleri toplayıp buraya getir.’ 22Uşak, ‘Efendi, buyruğun uygulandı’ dedi. ‘Ama daha yer var.’

 23Efendisi, ‘Yollara çitlere koş, bulduklarını zorla, gelsinler’ dedi. ‘Öyle ki, evim dolsun. 24Bakın, sizlere bildireyim; şölene çağrılan o insanlardan hiçbiri yemeğimi tatmayacak.’”

 

Mesih Nasıl Değerlendirilir? 25-33

(Matta 10:37,38)

 25Yoğun topluluklar İsa’ya yoldaşlık ediyordu. İsa onlara dönerek, 26“Bana gelip de” dedi, “Babasını, annesini, eşini, çocuklarını, erkek ve kız kardeşlerini [mm] , hatta canını hiçe saymayan, benim öğrencim olamaz. 27Haçını [nn] yüklenip ardım sıra gelmeyen de öğrencim olamaz. 28Hanginiz bir kule kurmak isteyince bu işi sona erdirip erdiremeyeceğini anlamak için ilkin harcayacağı parayı hesap etmeye oturmaz? 29Yoksa, temeli atıp işi sona erdiremediğini gören herkes onunla alaya başlar. 30‘Bu adam bir kule kurmaya kalkıştı, ama işin üstesinden gelemedi’ derler.

 31“Ya da hangi kral başka bir krala karşı savaşa gittiğinde, ilkin kendisine karşı gelen yirmi bin kişiyi on bin kişiyle karşılamaya gücüm yeter mi yetmez mi diye çevresindekilere danışmaz?  32Gücü yeterli değilse, öbürü daha uzaktayken bir elçi gönderip barış koşullarını öğrenmek ister. 33İşte bunun gibi, nesi var nesi yoksa hepsiyle bağımlılığını koparmayan da benim öğrencim olamaz.”

 

Değerini Yitiren Tuz 34,35

(Matta 5:13; Markos 9:50)

 34“Tuz iyi bir şeydir. Ama tuz tuzluluğunu yitirirse, bir daha neyle ona tuz tadı verilebilir?  35Artık ne toprağa yararı vardır ne de gübre yığınına. Onu kaldırıp sokağa atarlar. İşitecek kulağı olan işitsin.”

 

Yitik Koyun Simgesi 1-7

(Matta 18:12-14)

15

Gümrük parası toplayanlarla günahlıların tümü O’nu dinlemek için üşüşüyordu. 2Ferisiler’le dinsel yorumcular ise, “Bu adam günahlıları yanına alıyor, onlarla birlikte yemek yiyor” diye söyleniyorlardı. 3İsa şu simgesel öyküyü anlatarak onları yanıtladı:

 4“İçinizden hanginizin yüz koyunu olur da, bunlardan bir tekini yitirince doksan dokuzunu bozkırda bırakıp buluncaya dek yitirilenin ardından gitmez? 5Koyunu bulunca da onu omzuna alıp sevinç içinde 6evine döner. Arkadaşlarını, komşularını çağırıp, ‘Gelin, sevincime katılın’ der. ‘Çünkü yitirilen koyunumu buldum.’ 7Size derim ki, işte bunun gibi, günahtan dönen bir tek günahlı için, günahtan dönmeye gereksinimi olmayan doksan dokuz doğru kişi için duyulduğundan daha çok sevinç duyulur gökte.”

 

Yitik Gümüş Para Simgesi 8-10

 8“Ya da hangi kadının on gümüş parası* olur da birini yitirince, bir lamba yakıp evini süpürmez, onu buluncaya dek aramaz? 9Parayı bulunca da arkadaşlarını, komşularını çağırıp, ‘Gelin, sevincime katılın’ der. ‘Çünkü yitirdiğim gümüş parayı buldum.’ 10Size derim ki, bunun gibi günahtan dönen bir tek günahlı için Tanrı’nın melekleri önünde sevinç duyulur.”

 

Yitik Oğul Simgesi 11-32

 11İsa konuşmasını sürdürdü: “Bir adamın iki oğlu vardı. 12Bunlardan küçüğü babasına, ‘Baba, varlığından payıma düşeni bana ver’ dedi. O da varlığını onların arasında böldü.

 13“Aradan çok geçmeden, küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye göç etti; orada aşağılık bir yaşama dalarak neyi varsa saçtı savurdu. 14Elindeki her şeyin altından girip üstünden çıktıktan sonra o ülkeye kırıcı bir kıtlık geldi. O da yoksunluk çekmeye başladı. 15Ve gitti, o ülkenin yurttaşlarından birine yanaşma oldu. Adam da onu çiftliklerindeki domuzları gütmeye saldı. 16Delikanlı domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmak istediyse de kimse ona bir şey vermedi.

 17“Aklı başına gelince kendi kendine, ‘Babamın bir sürü emekçisinin iyice yiyip doyduktan sonra bile artakalan ekmeği var’ dedi. ‘Oysa ben burada kıtlıktan kırılıyorum. 18Kalkıp babama gideyim; göğün katında ve senin önünde günah işledim baba, diyeyim. 19Bundan böyle oğlun denmeye yaraşık değilim. Bana emekçilerinden birisi gibi davran.’ 20Kalkıp babasının yanına vardı. O daha çok uzaktayken, babası onu görüp acıdı. Koşarak boynuna sarıldı, derin özlemle onu öptü. 21Oğul da ona, ‘Göğün katında ve senin önünde günah işledim baba’ dedi. ‘Bundan böyle oğlun denmeye yaraşık değilim.’

 22“Ama baba uşaklarına buyruk verdi: ‘Çabuk olun. En seçkin giysiyi getirip ona giydirin. Parmağına yüzük takın. Ayaklarına pabuç geçirin. 23Besili danayı buraya getirip boğazlayın. Yiyelim eğlenelim. 24Çünkü bu oğlum ölüydü, şimdi yine yaşıyor; yitikti ama bulundu.’ Ardından başladılar eğlenmeye.

 25“Bu arada adamın büyük oğlu çiftlikteydi. Dönerken evine yaklaşınca çalgı ve dans sesleri duydu. 26Uşaklardan birini çağırıp bunların da ne demek olduğunu sordu. 27O da, ‘Kardeşin geldi’ diye yanıtladı, ‘Baban besili danayı boğazladı. Çünkü sağ salim ona kavuştu.’

 28“Genç adam öfkelendi. İçeri bile girmek istemedi. Bunun üzerine babası dışarı çıkıp ona yalvardı. 29Ama o babasına, ‘Bak bunca yıldır yanında çalışıyorum’ diyerek karşılık verdi, ‘Buyruğuna hiç söz dinlemezlik etmedim. Ama bir kez olsun bana bir oğlak vermedin ki, ben de arkadaşlarımla birlikte eğleneyim. 30Oysa varlığını genel kadınlarla yiyip tüketen bu oğlun eve gelince, onun için besili danayı boğazladın.’

 31“Baba, ‘Oğlum,’ dedi. ‘Sen hep yanımdasın, varlığımın tümü senindir. 32Şu anda eğlenip sevinmek yerindedir. Çünkü bu kardeşin ölüydü, şimdi ise yaşıyor; yitikti ama bulundu.’”

 

Açıkgöz Ev Yöneticisi 1-13

16

İsa öğrencilerine şunları da anlattı: “Varlıklı birinin bir ev yöneticisi vardı. Ev yöneticisi onun mallarını darmadağın ediyor yolunda bir suçlama erişti adamın kulağına. 2Onu yanına çağırdı, ‘Senin için bu duyduklarım nedir?’ diye sordu. ‘Ev yöneticiliğinin hesabını ver bakalım. Bundan böyle ev yöneticiliği yapamazsın.’

 3“Ev yöneticisi içinden, ‘Şimdi ne yapacağım?’ dedi. ‘İşte efendim ev yöneticiliğini benden alıyor. Toprağı kazacak gücüm yok. Dilenmekten utanırım. 4Ne yapacağımı biliyorum; öyle ki ev yöneticiliğinden atıldığımda insanlar beni evlerine alsın.’

 5“Ardından efendisine borcu olanları teker teker yanına çağırdı. Birincisine, ‘Efendime borcun ne kadar?’ diye sordu. 6Adam, ‘Yüz damacana zeytinyağı’ diye yanıtladı. Ev yöneticisi, ‘Şu borç senedini al’ dedi, ‘Hemen şuracığa otur, elli damacana yaz.’ 7Sonra öbürüne sordu: ‘Borcun ne kadar?’ O da, ‘Yüz ölçek buğday’ diye yanıtladı. Ev yöneticisi, ‘Şu borç senedini al, seksen ölçek yaz’ dedi.

 8“Efendisi, aldatıcı ev yöneticisini övdü. Çünkü o akıllıca davranmıştı. Sonuç: Şimdiki çağın insanları kendi kuşaklarıyla alışverişlerinde aydınlanmış insanlardan daha keskin zekâlıdır. 9Sizlere derim ki, haksız mammona* gönül kaptıranlarla arkadaşlık kurun. Öyle ki olanaklar yitirilince sizi sonsuz barınaklara alsınlar. 10Az şeyde güvenilen kişiye çok şeyde de güvenilir. Az şeyde haksızlık eden kişi çok şeyde de haksızlık eder. 11Bu nedenle, eğer haksız mammon ilişkisinde güvenilir değilseniz, gerçek varlık ilişkisinde sizlere kim güvenebilir? 12Başkasının malı ilişkisinde güvenilir değilseniz, kendinizin olanı sizlere kim verir? 13Hiçbir uşak iki efendiye uşaklık edemez. Çünkü ya birine kin besler öbürünü sever; ya da birine bağlanır öbürünü hor görür. Hem Tanrı’ya hem de mammona uşaklık edemezsiniz.”

 

İsa’nın Belirttiği Tanrısal Değerler 14-18

(Matta 11:12,13; 5:31,32; Markos 10:11,12)

 14Paraya tutkun Ferisiler bu sözlerin tümünü dinliyor ve İsa’yı tiye alıyordu. 15İsa onlara, “Siz kendinizi insanların önünde doğru çıkarırsınız” dedi. “Ama Tanrı yüreğinizi bilir. İnsanların yüce saydığı şeyler, Tanrı’nın gözünde tiksindiricidir. 16Ruhsal yasa ve peygamberler Yahya’ya dek uzanır. Onun gününden bu yana Tanrı hükümranlığı insanlara müjdeleniyor ve herkes ona girmek için kendini zorluyor [oo] . 17Gökle yerin geçip gitmesi ruhsal yasadan bir tek çizginin bozulmasından daha kolaydır.

 18“Karısını boşayıp bir başkasıyla evlenen kişi cinsel yolsuzluk etmiş olur. Kocasının boşadığı bir kadınla evlenen de cinsel yolsuzluk etmiş olur.”

 

Varlıklı Adamla Yoksul Lazaros 19-31

 19“Varlıklı bir adam vardı. Giysileri erguvan çiçeği renginde ince ketendendi. Kendisine her gün tantanalı şölenler düzenlerdi. 20Kapısının önüne ise Lazaros adında bir yoksulu yatırırlardı. Bedeni baştan başa açık yaralarla doluydu. 21Varlıklı adamın sofrasından atılan artıklarla karnını doyurmaya özlem duyardı o. Köpekler de gelip açık yaralarını yalardı.

 22“Günlerden bir gün yoksul adam öldü, melekler tarafından İbrahim’in yanında oturmaya götürüldü. Varlıklı adam da öldü ve gömüldü. 23Ölüler ülkesinde [pp] işkence çekerken gözlerini kaldırınca ırakta İbrahim’i ve yanında duran Lazaros’u gördü. 24‘Ey İbrahim baba’ diye seslendi. ‘Bana acı. Lazaros’u gönder de parmağının ucunu suya batırsın, dilimi serinletsin. Çünkü bu alevin ortasında acıyla kıvranıyorum.’

 25“Ama İbrahim, ‘Ey oğul’ dedi. ‘Yaşamında iyi şeylerle gönenç bulduğunu, Lazaros’un ise her tür kötülüğü taşıdığını anımsa. Oysa şimdi o avuntu buluyor, sense acıyla kıvranıyorsun. 26Üstelik, bizimle sizin aranızda koca bir boşluk saptanmıştır. Öyle ki, buradan oraya geçmek isteyenler bunu başaramasın; oradan da hiç kimse bizim bulunduğumuz yere geçemesin.’

 27“Bunun üzerine adam ‘Sana yalvarırım ey baba!’ dedi. ‘Lazaros’u babamın evine sal. 28Beş kardeşim var. Onları uyarsın ki, onlar da bu işkence yerine gelmesin.’ 29Ama İbrahim şöyle yanıtladı: ‘Musa’yı ve peygamberleri biliyorlar. Onları dinlesinler.’ 30Adam, ‘Hayır, İbrahim baba’ dedi. ‘Elbette, ölülerden biri onlara giderse günahlarından dönerler.’ 31İbrahim de ona, ‘Eğer Musa’yı ve peygamberleri dinlemiyorlarsa, ölüler arasından biri dirilse bile inanmazlar’ diyerek konuştu.”

 

Günah Sorununun Ayrımlı Yönleri 1-4

(Matta 18:6,7; 21,22; Markos 9:42)

17

İsa öğrencilerine, “Suça sürükleme eylemlerinin gelmemesi olanaksızdır” dedi. “Ama bu eylem kimin aracılığıyla geliyorsa, vay onun başına! 2Şu küçüklerden birini kim suç işlemeye sürüklerse, boynuna bir değirmen taşı bağlanıp denize atılması o kişi için daha iyidir. 3Kendinize dikkat edin. Kardeşin sana karşı günah işlerse onu kına. Günahından dönerse onu bağışla. 4Eğer bir günde sana karşı yedi kez günah işler ve yedi kez yanına gelip, ‘Ben günahımdan dönüyorum’ derse, onu bağışlamak zorundasın.”

 

İmanın Sağladığı Sonuçlar 5,6

 5Haberciler Rab’be, “İmanımızı çoğalt” dedi. 6Rab yanıtladı: “Hardal tohumu kadar imanınız olsa şu karadut ağacına, ‘Tüm kökünle yerinden sökül ve denize kök sal’ deseniz buyruğunuza uyardı.”

 

Uşağın Yükümlülüğü 7-10

 7“Sizlerden birinin çift süren ya da sürüleri güden bir uşağı olduğunu varsayalım. Tarladan eve döndüğünde ona, ‘Hemen gel sofraya otur’ mu der, 8yoksa, ‘Yiyeceğimi hazırla, önlüğünü bağla, yiyip içinceye dek bana hizmette bulun ondan sonra da kendin ye iç’ mi der? 9Uşak kendisine buyrulanı yaptığı için efendi ona teşekkür borçlu mudur? 10Sizin durumunuz da tıpkı bunun gibidir. Buyrulan her şeyi yaptığınızda, ‘Biz yararsız uşaklarız’ deyin. ‘Yapmamız gerekeni yaptık sadece.’”

 

İsa On Cüzamlıyı Pak Kılıyor 11-19

 11İsa Yeruşalim’e giderken Samiriye ve Galile bölgelerinden geçiyordu. 12Bir kasabaya girdiğinde, O’nu on cüzamlı karşıladı. Uzakta durarak 13yüksek sesle dileklerini dile getirdiler: “İsa, yetkili yönetmen; bize acı!”  14İsa onları görünce, “Gidin kendinizi rahiplere gösterin” dedi. Cüzamlılar yolda giderken paklandı. 15İçlerinden biri iyi olduğunu anlayınca yüksek sesle Tanrı’yı yücelterek geri döndü. 16Yüzüstü İsa’nın ayaklarına kapandı. O’na teşekkür etti. Adam Samiriyeli’ydi.

 17İsa, “Paklananlar on kişi değil miydi?” diye sordu. “Öbür dokuzu nerede? 18Bu yabancıdan başka Tanrı’yı yüceltmek için geri gelen olmadı mı?” 19Sonra adama, “Kalk, yoluna koyul” dedi. “İmanın seni kurtardı.”

 

Tanrı Hükümranlığı Buradadır 20,21

 20Ferisiler, “Tanrı hükümranlığı ne zaman gelecek?” yolunda bir soru sordu. İsa onlara, “Tanrı hükümranlığı gözle görülebilir biçimde gelmez” dedi. 21“Ne de insanlar, ‘Bak, burada’ ya da, ‘Orada’ der. İşte Tanrı hükümranlığı aranızdadır*.”

 

Hükümranlığa Yol Açan Olaylar 22-37

(Matta 24:23-28; 37-41)

 22İsa öğrencilere, “İnsanoğlu’nun günlerinden birini görmek için özlem çekeceğiniz dönem geliyor” dedi. “Ama görmeyeceksiniz. 23Size, ‘Bak, orada; bak, burada’ diyecekler. Sakın gidip aramaya koyulmayın. 24Çünkü şimşek çakınca bir uçtan öbür uca tüm gökyüzünü nasıl aydınlatırsa, İnsanoğlu da [kendi gününde] tıpkı bunun gibi olacaktır. 25Ne var ki, ilkin O’nun bir sürü işkence çekmesi ve bu kuşakça yadsınması gerekiyor. 26Nuh’un günlerinde durum ne idiyse, İnsanoğlu’nun günlerinde de öyle olacak.  27Herkes yiyor, içiyor, evleniyor, everiliyordu; Nuh’un gemiye girdiği güne dek. Sonra tufan gelip tümünü yok etti.

 28“Lut’un günlerinde de durum buydu. Herkes yiyor içiyor, satın alıyor satıyor, ekiyor, yapılar kuruyordu. 29Lut’un Sodom’u bırakıp gittiği gün gökten ateşle kükürt yağdı ve tümünü yok etti. 30İnsanoğlu’nun açıklanacağı günde de durum tıpkı bunun gibi olacak. 31“O gün damda olup da malları evde bulunan onları almaya inmesin. Bunun gibi tarladaki de geri dönmesin. 32Lut’un karısını anımsayın. 33Canını kurtarmaya çalışan herkes onu yitirecektir; ama yitiren onu koruyacaktır.

 34“Size diyorum ki, o gece bir yatakta iki kişi olacak; biri alınacak öbürü bırakılacak. 35Değirmende birlikte buğday öğüten iki kadın olacak; biri alınacak öbürü bırakılacak.” 36 [qq] 37Öğrenciler, “Nerede, ya Rab?” diye sordu. İsa, “Ölü neredeyse, akbabalar da orada toplanacak” dedi.

 

Dul Kadınla Yargıç Simgesi 1-8

18

İsa her vakit dua etmeleri ve hiç yüreksizlenmemeleri gerektiğini belirten bir simgesel öykü anlattı onlara: 2“Bir kentte Tanrı korkusunu öneme almayan, insana saygı tanımayan bir yargıç vardı. 3Bir de dul kadın vardı aynı kentte. İkide bir yargıca gelir, ‘Davalımdan hakkımı kovala’ diye yakarırdı. 4Yargıç uzun süre aldırış etmedi. Ama sonunda kendi kendine, ‘Her ne kadar Tanrı korkusunu öneme almayan, insana saygı tanımayan biriysem de, 5beni sürekli tedirgin etmesin diye bu dul kadının hakkını arayacağım’ dedi. ‘Yoksa boyuna gelip beni canımdan bezdirecek.’”

 6Rab, “Adaletsiz yargıcın ne dediğini duyun” diye ekledi. 7“Ya Tanrı? Kendisine gece gündüz haykıran seçilmişlerinin hakkını savunmaz mı? Katlanışı ne denli sürer? 8Size derim ki, onların hakkını ivedilikle saptayacak. Yine de, İnsanoğlu geldiğinde şu dünyada acaba böylesi imanı bulacak mı?”

 

Kendisini Doğru Sayanın Kişisel Çelişkisi 9-14

 9Kendilerinin doğru olduğuna kanıp da geriye kalanları aşağı gören kimilerine İsa şu simgesel öyküyü anlattı:

 10“İki adam dua etmek için tapınağa gitti. Biri Ferisi’ydi, öbürüyse gümrük vergisi toplayan. 11Ferisi ayağa kalkıp kendi kendine şöyle dua etti: ‘Ya Tanrı, öbür insanlara –kapkaççılara, hilecilere, cinsel yolsuzluk yapanlara, ya da gümrük vergisi toplayan şu adama– benzemediğim için sana teşekkür ederim. 12Haftada iki kez oruç tutarım. Tüm kazancımın yüzde onunu veririm.’

 13“Gümrük vergisi toplayansa uzakta durup gözlerini göğe kaldırmak bile istemedi. Yalnız göğsünü dövüyor, ‘Ey Tanrı, ben günahlıya acı’ diyordu. 14Size derim ki, ilki değil, ama bu adam evine doğrulukla donatılmış biri olarak döndü. Çünkü kendisini yükselten alçaltılacak, kendisini alçaltansa yükseltilecek.”

 

İsa Küçük Çocukları Kutlu Kılıyor 15-17

(Matta 19:13-15; Markos 10:13-16)

 15İsa’nın yanına, dokunsun diye küçücük çocuklar getirdiler. Ama öğrenciler bunu görünce çocukları getirenleri payladı. 16İsa onları çağırıp, “Çocukları bırakın, bana gelsinler” dedi. “Onlara engel olmayın. Çünkü Tanrı hükümranlığı böylelerinindir. 17Doğrusu size derim ki, Tanrı hükümranlığını bir çocuk gibi kabul etmeyen ona hiç giremez.”

 

Sonsuz Yaşam Arayan Varlıklı Genç 18-30

(Matta 19:16-30; Markos 10:17-31)

 18Bir başkan İsa’ya, “İyi Öğretmen, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?” diye sordu. 19İsa ona, “Neden bana iyi diyorsun?” dedi. “Tanrı’dan başka kimse iyi değildir.  20Buyrukları bilirsin:

 “‘Evlilik dışı cinsel bağlantıya girmeyeceksin,

 Adam öldürmeyeceksin,

 Çalmayacaksın,

 Yalan yere tanıklık etmeyeceksin,

 Babana ve annene saygı göstereceksin.’”

 21Adam, “Bunların tümünü gençliğimden bu yana tuttum” diye yanıtladı. 22İsa bunu duyunca, “Bir şeyin eksik kalıyor” dedi. “Varını yoğunu sat, yoksullara dağıt. Böylelikle göklerde varlığın olacaktır. Sonra da ardım sıra gel.”

 23Adam bunu duyunca yüreği tasayla doldu. Çünkü çok zengindi. 24İsa onun tepkisini görünce, “Parası bol kişilerin Tanrı hükümranlığına girmesi ne denli güçtür!” dedi. 25“Devenin iğne deliğinden geçmesi, zengin bireyin Tanrı hükümranlığına girmesinden daha kolaydır.”

 26Bunu duyanlar, “Öyleyse kim kurtulabilir?” diye sordu. 27İsa, “İnsanlar önünde olanaksız olan, Tanrı önünde olanaklıdır” diye yanıtladı. 28Petros, “İşte biz her şeyi bırakıp ardın sıra geldik” dedi. 29İsa, “Doğrusu size derim ki” dedi, “Tanrı hükümranlığı için evini, eşini, kardeşlerini, ana-babasını, çocuklarını bırakan hiç kimse yoktur ki 30şimdiki dönemde bunları kat kat almasın. Gelecek çağda ise sonsuz yaşamı alacaktır o.”

 

İsa Ölümünü ve Dirilişini Üçüncü Kez Belirtiyor 31-34

(Matta 20:17-19; Markos 10:32-34)

 31İsa, on iki öğrenciyi bir yana çekip onlara, “Bakın” dedi, “Yeruşalim’e çıkıyoruz. İnsanoğlu için peygamberlerce yazılmış olanların tümü bütünlenecektir. 32Ulusların eline verilecek, O’nunla alay edecekler, aşağılayacaklar, yüzüne tükürecekler. 33Kamçıladıktan sonra O’nu öldürecekler. Üçüncü gün dirilecek.” 34Ama öğrenciler bu sözlerin tekini bile anlamadı. Bu bildiri kendilerinden gizlendiği için söylenenleri kavrayamadılar.

 

İsa Görmez Dilenciyi Görüme Kavuşturuyor 35-43

(Matta 20:29-34; Markos 10:46-52)

 35İsa, Yeriha kentine yaklaşırken, gözleri görmeyen bir adam yol kenarında oturmuş dileniyordu. 36Bir topluluğun yakınından geçmekte olduğunu duyunca, “Ne oluyor?” diye sordu. 37“Nasıralı İsa buradan geçiyor” diye yanıtladılar. 38Adam yüksek sesle, “Ey İsa, Davut Oğlu, bana acı” diye bağırdı. 39Öndekiler onu paylayarak bağırmayı kes diye üstelediler. Ama o sesini büsbütün yükseltti: “Ey Davut Oğlu, bana acı.”

 40İsa duraklayıp onu kendisine getirmelerini buyurdu. Adam yaklaşınca İsa sordu: 41“Sana ne yapmamı istiyorsun?” O da, “Ya Rab, yeniden göreyim” dedi. 42İsa ona, “Gözlerin açılsın!” dedi. “İmanın seni kurtardı.” 43O anda görmeye başladı ve Tanrı’yı yücelterek İsa’nın ardı sıra gitti. Olayı gören tüm halk Tanrı’ya övgüler sundu.

 

Kısa Boylu Günahlının Tövbesi 1-10

19

İsa Yeriha’ya girdi. Kentin içinden geçiyordu. 2Orada Zakkay adında zengin bir adam vardı. Gümrük vergisi toplayanların önde geleniydi. 3Zakkay İsa’nın nasıl biri olduğunu görmek istedi. Ne var ki, biriken topluluk yüzünden bunu başaramadı. Çünkü boyu kısaydı. 4Hemen önden koşup İsa’yı görebilmek için geçeceği yol üstünde bir incir ağacına tırmandı. 5İsa oraya varınca yukarı bakarak, “Zakkay, çabuk aşağı in” dedi. “Çünkü bugün senin evinde kalmam gerekiyor.” 6Zakkay hemen aşağı indi ve sevinç içinde İsa’yı ağırladı.

 7Bunu görenler söylenmeye koyuldu. “Günahlı bir adamın evinde kalmaya gitti” diyerek mırıldanıyorlardı. 8Zakkay ayağa kalkıp Rab’be, “Ya Rab, işte varlığımın yarısını yoksullara veriyorum” dedi. “Birinden haksızlıkla bir şey kaptımsa da dört katını geri veriyorum.” 9İsa ona, “Bugün bu eve kurtuluş geldi” dedi. “Çünkü o da İbrahim’in bir oğludur.  10Çünkü İnsanoğlu yitirileni aramaya ve kurtarmaya geldi.”

 

Uşaklara Bırakılan Para 11-28

(Matta 25:14-30)

 11Onlar bu sözleri dinlerken, İsa simgesel bir öykü anlatarak konuşmasını sürdürdü. Çünkü kendisi Yeruşalim’e yakın bulunduğundan, Tanrı hükümranlığının belirmek üzere olduğunu sanıyorlardı. 12İsa şunu anlattı: “Soylu bir adam kendisine bir krallık sağlayıp yine geri dönmek amacıyla uzak bir ülkeye gitti. 13Önce on uşağını yanına çağırıp kendilerine on gümüş verdi. ‘Ben geri gelinceye dek bunu değerlendirin’ dedi. 14Ne var ki, ülkesinin halkı kendisine kin besliyordu. Ardından elçi gönderip, ‘Biz bu adamın başımıza kral olmasını istemiyoruz’ dediler.

 15“Soylu adam krallığı sağlayıp geri geldiğinde, parayı bıraktığı uşakları yanına çağırmaları için buyruk verdi; öyle ki parayı nasıl değerlendirdiklerini görsün. 16İlki yaklaşıp, ‘Efendi, gümüşün on gümüş daha kazandı’ dedi. 17Adam, ‘Aferin iyi uşak’ dedi. ‘Az olanı kullanmakta güvenilir kişi olduğunu gösterdin. On kent üzerinde yetki veriyorum sana.’

 18“İkincisi yaklaşıp, ‘Efendi’ dedi. ‘Gümüşün beş gümüş daha getirdi.’ 19Adam, ‘Sana da beş kent üzerinde yetki veriyorum’ dedi. 20Bir başkası yaklaşıp, ‘Efendi’ dedi, ‘İşte gümüşün. Onu bir mendile sarıp sakladım. 21Çünkü senden korkum vardı. Sert bir insansın. Koymadığını toplar, ekmediğini biçersin.’ 22Adam, ‘Kendi ağzından çıkan sözle seni suçlu çıkaracağım kötü uşak’ dedi. ‘Benim sert bir insan olduğumu biliyordun. Koymadığımı toplar, ekmediğimi biçerim. 23Öyleyse niçin paramı bankaya yatırmadın? Hiç olmazsa, geldiğimde onu faiziyle birlikte çekerdim.’

 24“Sonra orada duranlara, ‘Bu adamdan elindeki gümüşü alın, on gümüşü olana verin’ dedi. 25‘Efendi, onun on gümüşü var’ diye karşılık verdiler. 26Adam, ‘Size derim ki’ dedi, ‘Malı olan herkese daha da çok verilecek, ama bir şeyi olmayandan elindeki bile alınacaktır.

 27“‘Kendilerine krallık etmemi istemeyen bu düşmanlarıma gelince; onları buraya getirin, gözümün önünde idam edin.’” 28İsa bu sözleri söyledikten sonra onlardan önce Yeruşalim’e doğru yola çıktı.

 

YERUŞALİM’İ KAPSAYAN HİZMET

 

Yeruşalim’e Görkemli Giriş 29-40

(Matta 21:1-11; Markos 11:1-11; Yuhanna 12:12-19)

 29Zeytinlik Dağı denen tepenin eteğinde Beytfaci’ye ve Beytanya’ya yaklaşınca, İsa öğrencilerden ikisini gönderdi.  30Onlara, “Karşıdaki köye gidin” dedi. “Oraya varır varmaz bağlı duran bir sıpa göreceksiniz. Ona hiçbir vakit, hiç kimse binmemiştir. Onu çözüp getirin. 31Eğer biri size, ‘Onu niçin çözüyorsunuz?’ diye sorarsa, ‘Bu Rab için gereklidir’ diyeceksiniz.”

 32Gönderilenler gitti, her şeyi İsa’nın dediği gibi buldular. 33Sıpayı çözüyorlardı ki sahipleri, “Bu sıpayı niçin çözüyorsunuz?” diye sordu. 34Öğrenciler de, “Bu, Rab için gereklidir” dedi. 35Sıpayı alıp İsa’ya getirdiler. Kendi giysilerini sıpanın üstüne atarak, İsa’nın binmesine yardım ettiler. 36İsa ilerlerken de giysilerini halı gibi yolun üstüne serdiler.

 37İsa, Zeytinlik Dağı’nın alt yamacına yaklaştığında, tüm öğrenci topluluğu [rr] sevinçten coşarak, tanık oldukları güçlü işlerin hepsine ilişkin yüksek sesle Tanrı’ya övgü sunmaya koyuldu. 38Şöyle bağırıyorlardı:

 “Rab’bin adıyla gelen Hükümran kutludur.

 Gökte esenlik, Yücelerde Olan’a yücelik olsun!”

39Topluluğun içinden bazı Ferisiler İsa’ya, “Öğretmen, öğrencilerini payla” dedi. 40İsa, “Size derim ki, bunlar susarlarsa taşlar bağıracak” diye yanıtladı.

 

Kentin İlgisizliği 41-44

 41İsa yaklaşıp kenti görünce onun için ağladı. 42“Keşke sen de bugün esenlik sağlayan değerlerin ne olduğunu bilseydin” dedi. “Ama şimdi onlar gözlerinden gizli kalıyor. 43Düşmanlarının çevrende siper kazıp seni kuşatacakları, her yönden saracakları günler geliyor. 44Seni de, bağrında taşıdığın çocuklarını da kaldırıp yere çarpacaklar. Sende taş üstünde taş bırakmayacaklar. Çünkü kendini ilgilendiren tanrısal ziyaret vaktini bilmedin.”

 

İsa Tapınağı Arıtıyor 45-48

(Matta 21:12-17; Markos 11:15-19; Yuhanna 2:13-22)

 45İsa tapınağa girdi, oradaki satıcıları dışarı atmaya başladı. 46Onlara, “Kutsal Kitap’ta yazılmıştır” dedi:

 “Evim dua evi olacaktır.

 Ama siz onu eşkıya yatağı yaptınız.”

 47Her gün tapınakta öğretiyordu. Başrahipler, dinsel yorumcular O’nu yok etmek istiyordu, halkın yöneticileri de aynı isteği güdüyordu. 48Ne var ki, elverişli ortamı bulamıyorlardı. Çünkü tüm halk kulak kesilmiş O’nu dinliyordu.

 

İsa’nın Yetkisine İlişkin Soru 1-8

(Matta 21:23-27; Markos 11:27-33)

20

Günlerden bir gün İsa tapınakta halka öğretmekte ve Sevinç Getirici Haber’i yaymaktayken başrahiplerle dinsel yorumcular yanlarına İhtiyarlar’ı alarak karşısına dikildiler. 2“Bize söyle bakalım” dediler, “Bu işleri hangi yetkiye dayanarak yapıyorsun? Bu yetkiyi sana veren kim?” 3İsa, “Ben size bir soru sorayım” diye yanıtladı. “Söyleyin bana: 4Yahya’nın vaftiz etme yetkisi nereden geldi? Tanrı’dan mı yoksa insanlardan mı?”

 5Onlar aralarında düşünmeye koyuldular. Şöyle diyorlardı: “Eğer Tanrı’dandır dersek, O bize, ‘Öyleyse niçin ona inanmadınız?’ diye soracak. 6Yok eğer, ‘İnsanlardandır’ dersek, tüm halk bizi taşlar. Çünkü Yahya’nın peygamber olduğuna kanmış bulunuyorlar.” 7Bunun üzerine, nereden geldiğini bilmediklerini söylediler. 8İsa, “Öyleyse, ben de size bu işleri hangi yetkiye dayanarak yaptığımı söylemeyeceğim” dedi.

 

Bağ Kiralayanlara İlişkin Simgesel Öykü 9-19

(Matta 21:33-46; Markos 12:1-12)

  9İsa halka şu simgesel öyküyü anlatmaya başladı: “Bir adam asma dikti, bağı bağcılara kiralayarak uzun bir süre için başka bir ülkeye gitti [ss] . 10Bağ bozumunda, ürünün bir bölümünü kendisine vermeleri için kiracılarına bir uşak gönderdi. Ama kiracılar onu tartaklayıp eli boş geri gönderdiler. 11Adam başka bir uşak gönderdi. Onu da tartaklayıp aşağıladılar ve eli boş gönderdiler. 12Adamcağız üçüncü bir uşak gönderdi. Onu da yaralayıp dışarı attılar.

 13“Bunun üzerine bağ sahibi, ‘Ne yapayım?’ dedi. ‘Sevgili oğlumu göndereyim. Belki ona saygı gösterirler.’ 14Ama kiracılar oğlunu görünce, ‘İşte malları miras alacak olan burada’ diye aralarında söyleştiler, ‘Haydi, şunu öldürelim de mirasına konalım.’ 15Böylece onu bağdan dışarı sürükleyip öldürdüler. Şimdi, bağ sahibi onlara ne yapacak? 16Varıp o kiracıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek. “Bunu duyanlar, “Tanrı korusun!” dediler. 17İsa onların gözlerinin içine bakarak sordu: “Öyleyse, yazılmış olan bu söz ne anlam taşır?

 ‘Yapıcıların kaldırıp attığı Taş, işte bu baş köşeye konulan Taş oldu.’”

18“Bu Taş’a çarpıp düşen herkes paramparça olacak. Taş da kimin üstüne düşerse onu ezip toz edecek.”

 19Dinsel yorumcularla başrahipler o anda O’na el uzatmak istedilerse de halktan korktular. Çünkü bu simgesel öyküyle kendilerine değindiğini anladılar.

 

Kayser’e Vergi Ödemeli mi? 20-26

(Matta 22:15-22; Markos 12:13-17)

 20İsa’yı gözlemeye başladılar. O’nu kendi sözüyle tuzağa düşürmek istiyorlardı. Sözde doğru kişiler gibi davranan, ama gerçekte O’nu valinin yetkisine ve yargılamasına teslim etmek için saman altından su yürüten rol yapıcı kişiler gönderdiler [tt] . 21Bunlar varıp, “Ey Öğretmen, doğru konuştuğunu ve öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz” dediler. “Tam tersine, Tanrı yolunu gerçekten öğretiyorsun. 22Söyle bize: Kayser’e vergi ödemek bizim için yasal mı yoksa değil mi? [uu]

 23İsa onların kurnazlığını bildiğinden, 24“Bana bir dinar gösterin” dedi. “Bunun üzerindeki yüz ve yazı kimindir?” Onlar, “Kayser’in!” diye yanıtladılar. 25İsa’nın karşılığı şu oldu: “Bu durumda Kayser’e ilişkin şeyleri Kayser’e, Tanrı’ya ilişkin olanları da Tanrı’ya verin.”

 26Halkın önünde O’nu kendi sözüyle tuzağa düşüremediler. Verdiği yanıta şaşarak susup kaldılar.

 

Ölülerin Dirilmesi Sorunu 27-40

(Matta 22:23-33; Markos 12:18-27)

 27Bazı Sadukiler [vv] –ölülerin dirilişi diye bir şey yoktur yolunda konuşanlar– yaklaşıp İsa’ya bir soru sordu: 28“Ey Öğretmen, Musa bize buyurmuştur ki, evli bir adam çocuğu olmadan ölürse, kardeşi dul kalan kadınla evlenmeli, böylelikle kardeşine soy yetiştirmeli.

 29“Yedi kardeş vardı. Birincisi bir kadınla evlenip çocuksuz öldü. 30İkincisi de, 31üçüncüsü de onunla evlendi. Aynı durumda yedisi de çocuk bırakmadan öldü. 32Sonunda kadın da öldü. 33Ölüler dirildiğinde bu kadın hangisinin karısı olacak? Öyle ya, yedisi de onu kendisine eş olarak aldı.”

 34İsa yanıtladı: “Bu çağın insanları evlenirler de everilirler de. 35Ama o çağa ve ölüler arasından dirilmeye yaraşır görülenler ne evlenirler ne de everilirler. 36Çünkü artık ölüm nedir bilmezler. Onlar meleklere eşittir ve diriliş çocukları olmaları nedeniyle Tanrı çocuklarıdır. 37Kaldı ki, ölülerin dirilişini Musa’nın kendisi, yanan çalıyla ilgili bölümde [ww] belirtti. Orada Rab için İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrısı diyor. 38Tanrı ölülerin değil, dirilerin Tanrısı’dır. Çünkü herkes O’nun için yaşar.” 39Dinsel yorumcuların bazısı, “Öğretmen, doğru söyledin” diye yanıtladı. 40Bundan sonra kendisine hiçbir şey sormak ataklığında bulunmadılar.

 

Mesih’le İlgili Somut Soru 41-44

(Matta 22:41-46; Markos 12:35-37)

 41İsa onlara, “Mesih için nasıl Davut’un Oğlu’dur yolunda söz ederler?” dedi. 42“Davut’un kendisi Mezmurlar kitabında şöyle diyor:

 “‘Rab Rabbim’e, «Sağımda otur» dedi,

 43“Düşmanlarını ayaklarının altına basamak yapıncaya dek.”

44“Eğer Davut’un kendisi O’na Rab diyorsa, O nasıl Davut’un Oğlu olabilir?”

 

Dinsel Yorumculara Yöneltilen Yargı 45-47

(Matta 23:1-36; Markos 12:38-40; Luka 11:43)

 45Tüm halk dinlerken İsa öğrencilere şunu söyledi:  46“Uzun giysilerle dolaşmaktan hoşlanan, çarşıda meydanda saygıyla selamlanmayı, sinagogların baş koltuklarını, şölenlerin de ön sıralarını seven dinsel yorumculardan sakının. 47Dul kadınların evlerine konan, gösteriş için uzun uzadıya dualar yapan bu insanların  yargılanması daha ağır olacaktır.”

 

Dul Kadının Armağanı 1-4

(Markos 12:41-44)

21

İsa çevreye bakınca, tapınağın para kutusuna armağanlarını bırakan varlıklı kişileri gördü. 2Bu arada oraya iki bakır kuruş bırakan yoksul bir dul kadını da gördü. 3“Doğrusu size derim ki” dedi, “Bu yoksul dul herkesten daha çok para bıraktı. 4Çünkü ötekilerin tümü varlıklarının bolluğundan armağan bıraktı. Ama bu kadın yoksulluğundan, nesi varsa onu –tüm geçim olanağını– bıraktı.”

 

Taş Üstünde Taş Kalmayacak 5,6

(Matta 24:1-2; Markos 13:1-2)

 5Bazıları tapınağın göz kamaştıran taşlarla, Tanrı’ya sunulan armağanlarla süslenmiş olduğundan söz ediyordu. 6İsa, “Günler geliyor” dedi, “Bu gördüklerinizden taş üstünde taş kalmayacak. Yıkılmadık bir şey bırakılmayacak.”

 

En Acı Olayın Habercileri 7-19

(Matta 24:3-14; Markos 13:3-13)

 7Kendisine sordular: “Öğretmen, bu olaylar ne zaman olacak? Bunların yaklaştığını gösteren belirti ne olacak?”

 8İsa, “Dikkat edin, kimse sizi kandırmasın” dedi. “Çünkü birçokları adımla gelip, ‘Ben O’yum, vakit yakındır’ diyecek. Onların ardından gitmeyin.  9Savaştan, kargaşalıktan söz edildiğini duyduğunuzda korkuya kapılmayın. Çünkü önce bu olayların olması gerekir. Ama son hemen gelmeyecek.” 10Sonra, “Ulus ulusa, krallık krallığa karşı ayaklanacak” dedi.

 11“Güçlü depremler olacak, çeşitli yerlerde kıtlıklar, bulaşıcı hastalıklar çıkacak. Korkunç görünümler, gökte güçlü belirtiler görülecek. 12Ama tüm bunlardan önce size el kaldıracaklar, baskı uygulayacaklar. Sizleri sinagoglara teslim edecekler, cezaevlerine atacaklar. Adıma bağlılık yüzünden kralların, valilerin önüne çıkarılacaksınız. 13Bu olaylar tanıklığınıza olanak sağlayacak. 14Kendinizi nasıl savunacağınıza önceden hazırlık gerekmediğini aklınızda tutun. 15Çünkü ben size hem söz hem de anlayış vereceğim. Öyle ki, hiçbir düşmanınız size karşı çıkamayacak, sizi yalanlayamayacak. 16Ana-babanız, kardeşleriniz, hısımlarınız, arkadaşlarınız bile sizi ele verecek; kiminizi de öldürecekler. 17Adıma bağlılığınız yüzünden herkesin hıncına uğrayacaksınız. 18Ama başınızdan bir tek kıl bile yitirilmeyecek. 19Sabırla canlarınızı kazanacaksınız [xx] .”

 

Yeruşalim’in Yıkılacağı Bildiriliyor 20-24

(Matta 24:15-21; Markos 13:14-19)

 20“Yeruşalim’in ordular tarafından kuşatıldığını gördüğünüzde, yıkımının yaklaştığını bileceksiniz. 21O zaman Yahudiye ülkesinde bulunanlar dağlara kaçsın. Kentin içinde oturanlar uzağa gitsin. Çevre köylerdekiler kente girmesin. 22Çünkü bunlar tüm yazılı olanların yerini bulacağı öç alma günleridir.

 23“O günlerde çocuk bekleyenlere, emziklilere ne yazık! Çünkü buraya korkunç sıkıntı, bu halka da tanrısal öfke inecek. 24Kılıcın ağzına düşecekler, tüm uluslara tutsak götürülecekler. Yeruşalim ulusların ayakları altında ezilecek; ulusların günleri doluncaya dek..”

 

İnsanoğlu’nun Gelişi 25-28

(Matta 24:29-31; Markos 13:24-27)

  25“Güneşte, ayda, yıldızlarda belirtiler olacak. Yeryüzünde ise denizin, yükselen dalgaların kükreyişinden uluslar şaşkına dönüp bunalacak.

 26“Dünyayı saran olayların korkusundan insanların yürekleri eriyecek. Çünkü göklerin güçleri sarsılacak.

 27“Bunun ardından, İnsanoğlu’nun büyük güçle ve sınırsız yücelikle bir bulutta geldiğini görecekler. 28Bu olaylar olmaya başlayınca başlarınızı kaldırın; çünkü özgürlük saatiniz yaklaşmaktadır.”

 

İncir Ağacından Edinilen Bilgi 29-33

(Matta 24:32-35; Markos 13:28-31)

 29İsa onlara simgesel bir öykü anlattı: “İncir ağacına ve bütün ağaçlara bakın. 30Yaprak sürdüklerini görünce, yazın yakın olduğunu kendiliğinizden anlarsınız. 31Bunun gibi, bu olayları gördüğünüzde de Tanrı hükümranlığının yakında olduğunu bilesiniz. 32Doğrusu size derim ki, bu olayların tümü yerine gelinceye dek bu soy [zz] kaybolmayacaktır. 33Gök ve yer geçip gidecek, ama sözlerim geçmeyecek.”

 

Kendinize Dikkat Edin 34-38

 34“Kendinize dikkat edin. Zevk u safayla, sarhoşlukla, yaşamın kaygılarıyla yürekleriniz katılaşmasın. Ve o gün size bir tuzak gibi ansızın gelmesin. 35Çünkü bu, yeryüzünde oturanların tümünün başına gelecek. 36Hep uyanık olun, dua edin. Öyle ki, ileride olacakların tümünden kaçacak gücü bulasınız ve İnsanoğlu’nun önünde durabilesiniz.”

 37İsa gündüz vakti tapınakta öğretiyor, gece Zeytinlik Dağı’na çekilip orada sabahlıyordu. 38Sabahın çok erken saatinde tüm halk kendisini dinlemek için tapınakta O’na akın ediyordu.

 

İSA’NIN ÇARMIHA ÇAKILIŞI VE DİRİLİŞİ

 

İsa’yı Öldürmek İçin Düzen Kuruluyor 1,2

(Matta 26:1-5; Markos 14:1,2; Yuhanna 11:45-53)

 

22

Passah’ın kutlanışı [aaa] olarak bilinen mayasız ekmek töreni [bbb] yaklaşıyordu. 2Başrahiplerle dinsel yorumcular İsa’yı nasıl ortadan kaldırabileceklerini araştırıyordu. Çünkü halktan korkuyorlardı.

 

Yahuda İsa’yı Ele Vermek İçin Anlaşıyor 3-6

(Matta 26:14-16; Markos 14:10,11)

 3Şeytan On İkiler’den biri olan İşkariyot adlı Yahuda’ya girdi. 4Yahuda gitti, başrahiplerle ve tapınak görevlileriyle İsa’yı nasıl onların eline vereceğini danıştı. 5Onlarsa sevindi, kendisine para vermek için anlaştılar. 6Yahuda kabul etti. Topluluğun ortalıkta olmadığı bir sırada İsa’yı ele vermek için elverişli ortamı kollamaya başladı.

 

Öğrencilerle Birlikte Passah Yemeği 7-13

(Matta 26:17-25; Markos 14:12-21; Yuhanna 13:21-30)

 7Passah kurbanının kesilmesi gereken mayasız ekmek günü geldi. 8İsa, Petros’la Yuhanna’ya buyruk vererek kendilerini saldı: “Gidin, bizim için Passah’ı hazırlayın ki, birlikte yiyelim.” 9Onlar, “Nerede hazırlık yapmamızı istiyorsun?” diye sordu. 10İsa, “Kente girdiğinizde, sizi testiyle su taşıyan bir adam karşılayacak” dedi. “Kendisini izleyin. Hangi eve girerse 11o evin sahibine, ‘Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Passah yemeğini yiyeceğim oda nerede diye soruyor’ deyin. 12O size üst katta düzenlenmiş geniş bir oda gösterecek. İşte orada yemeği hazırlayın.” 13Gittiler, her şeyi O’nun bildirdiği gibi buldular ve Passah yemeğini hazırladılar.

 

İsa’nın Kurduğu Sofra: Ekmekle Şarap 14-23

(Matta 26:26-30; Markos 14:22-26; I.Korintoslulara 11:23-25)

 14Vakit gelince İsa sofraya oturdu. Haberciler de O’nunla birlikte oturdu. 15İsa onlara, “İşkence çekmeden önce, bu Passah yemeğini sizlerle birlikte yemek için dayanılmaz özlem duydum” dedi. 16“Çünkü size derim ki, Tanrı hükümranlığında tüm anlamı belirinceye dek, bir daha böyle bir yemeğe oturmayacağım.”

 17Sonra bir bardak aldı. Teşekkür yükselterek, “Bunu alın ve aranızda paylaşın” dedi. 18“Size derim ki, Tanrı hükümranlığı gelinceye dek, bundan böyle bağın bu ürününden içmeyeceğim.” 19Sonra ekmeği aldı. Teşekkür yükselterek parçalayıp böldü ve onlara verdi. “Bu sizler için verilen bedenimdir” dedi. “Bunu anılmam için yapın.”  20Yemekten sonra onlara bardağı da verdi. “Bu bardak sizler için akıtılan kanımdaki yeni antlaşmadır” dedi. 21“Ancak, beni ele verenin eli işte benimle birlikte sofradadır. 22Çünkü İnsanoğlu kararlaştırıldığı gibi gidiyor. Ama kimin aracılığıyla ele veriliyorsa vay o adamın başına!” 23Bunun üzerine öğrenciler aralarında bu işi yapacak adamın kim olabileceğini tartışmaya başladı.

 

Hangimiz Daha Üstün? 24-30

  24İçlerinden kimin daha üstün olduğu üzerinde de aralarında bir sürtüşme oluştu. 25İsa, “Ulusların kralları onlar üzerinde egemen kesilir” dedi. “Onları yönetenler [ccc] yararlılık eylemleriyle tanınırlar. 26Ama sizin durumunuz böyle olmayacak. Tam tersine en üstününüz çırak, yöneteniniz de hizmet görücü sayılsın. 27Kimdir üstün olan? Sofrada oturan mı, yoksa hizmet sunan mı? Sofrada oturan değil mi? Ama ben sizin aranızda hizmet sunan gibiyim. 28Sizler benim denenmelerimde benimle birlikte duranlarsınız. 29Ben de size bir hükümranlık özgülüyorum; tıpkı Babam’ın bana özgülediği gibi. 30Öyle ki, hükümranlığımda soframda yiyip içesiniz ve tahtlara oturup İsrail’in On İki Soyu’nu yargılayasınız.”

 

İsa Petros’un Yadsıyışını Önceden Bildiriyor 31-34

(Matta 26:31-35; Markos 14:27-31; Yuhanna 13:36-38)

 31“Simon, Simon! İşte şeytan buğdayı samandan ayırırcasına sizi elemek için olanak aradı. 32Ama imanın sarsılmasın diye senin için dua ettim. Sen de geri döndüğünde* kardeşlerini destekle.”

 33Petros, “Efendi” dedi. “Seninle birlikte cezaevine de, ölüme de gitmeye hazırım.” 34İsa, “Sana derim ki, Petros” dedi. “Bugün horoz ötmeden önce, üç kez beni tanıdığını yadsıyacaksın.”

 

İsa Suçlularla Bir Sayılıyor 35-38

 35İsa sözünü sürdürdü: “Ben sizi para kesesiz, torbasız, pabuçsuz gönderdiğimde [ddd] bir şeye yoksunluk çektiniz mi?” Onlar, “Hiç çekmedik” diye yanıtladı. 36İsa, “Ama şimdi para kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın” dedi. “Kılıcı olmayan giysisini satsın, bir kılıç satın alsın.  37Çünkü size derim ki, bana ilişkin şu Yazı yerine gelmeli:

 “‘Yasaya saygısı olmayanlarla bir sayıldı.’

 Çünkü benim için yazılanlar yerine gelecektir.”

 38Onlar, “Efendi, işte burada iki kılıç duruyor” dedi. İsa, “Yeter artık!” diye yanıtladı*.

 

İsa Zeytinlik Dağı’nda Dua Ediyor 39-46

(Matta 26:36-46; Markos 14:32-42)

 39İsa kentten ayrıldı, alıştığı üzere Zeytinlik Dağı’na çıktı. Öğrenciler de O’nu izledi. 40Oraya varınca onlara, “Dua edin ki denenmeyesiniz” dedi. 41Onlardan ayrılıp bir taş atımı uzağa dek gitti, diz çöküp dua etmeye koyuldu: 42“Ey Baba! Eğer istersen bu bardağı uzaklaştır benden [eee] . Ama benim isteğim değil, senin isteğin uygulansın.”  [43Gökten bir melek belirip O’nu güçlendirdi. 44Yoğun acı duyarak daha da içtenlikle duaya koyuldu. Teri iri kan damlalarına benzercesine toprağa dökülüyordu.] 45Duadan kalkıp öğrencilerin yanına geldiğinde, onları üzüntüden uyur durumda buldu. 46“Neden uyuyorsunuz?” dedi. “Kalkın dua edin ki, denenmeye düşmeyesiniz.”

 

İsa’nın Ele Verilmesi ve Tutuklanması 47-53

(Matta 26:47-56; Markos 14:43-50; Yuhanna 18:3-11)

 47O daha sözünü bitirmeden bir topluluk belirdi. Topluluğu On İkiler’den biri, Yahuda adındaki adam yöneltiyordu. Yahuda öpmek için İsa’ya yaklaştı. 48Ama İsa ona, “İnsanoğlu’nu bir öpüşle mi ele veriyorsun, Yahuda?” dedi. 49İsa’nın yanındakiler olacakları görünce, “Kılıçla vuralım mı, Efendi?” dediler. 50İçlerinden biri, başrahibin uşağına kılıçla vurduğu gibi onun sağ kulağını kopardı. 51Ama İsa, “Yeter, bırak!” dedi. Sonra uşağın kulağına dokunup onu iyileştirdi.

 52İsa, kendisini yakalamaya gelen başrahiplere, tapınak görevlilerine ve İhtiyarlar’a, “Eşkıyaya karşı çıkarcasına kılıçlarla sopalarla gelmek mi gerekirdi?” dedi. 53“Her gün tapınakta sizin aranızdaydım; bana el sürmediniz. Ama şu an sizin saatinizdir; karanlığın egemen kesildiği saat.”

 

Petros’un Yadsıması 54-62

(Matta 26:57,58; 69-75; Markos 14:53,54; 66-72; Yuhanna 18:12-18; 25-27)

 54İsa’yı yakalayıp başrahibin evine getirdiler. Petros gerilerden O’nu izledi. 55Avlunun orta yerinde ateş yakıp çevresine oturdular. Petros da aralarında oturuyordu. 56Ateşin aydınlığında oturduğunu gören bir hizmetçi kız, gözlerini ona dikerek, “Aa, bu adam da O’nunla birlikteydi” dedi. 57Ama Petros yadsıyarak, “Kadın, ben O’nu tanımıyorum” dedi.

 58Biraz sonra başka birinin gözü Petros’a ilişti. “Sen de onlardansın” dedi. Ama Petros, “Değilim, arkadaş!” diye karşılık verdi. 59Yaklaşık bir saat uzunluğunda zaman geçti. Derken başka biri üsteledi: “Kuşkusuz bu da O’nunla birlikteydi. Baksana, adam Galileli.” 60Ama Petros, “Ne demek istediğini bilmiyorum, arkadaş!” dedi. O daha bunu söylerken, ansızın horoz öttü. 61Rab döndü, Petros’a baktı. Petros, Rab’bin kendisine söylediklerini anımsadı: “Bugün horoz ötmeden önce üç kez beni yadsıyacaksın.” 62Ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.

 

İsa Alaya Alındı, Gözleri Bağlandı, Dövüldü 63-65

(Matta 26:67,68; Markos 14:65)

 63İsa’yı kıskıvrak tutan adamlar O’nu alaya aldı, dövdü. 64Gözlerini bağlayıp, “Peygamberlikte bulun bakalım” dediler. “Kimdir sana vuran?” 65O’na daha bir sürü aşağılayıcı söz söylediler.

 

İsa Kurul’un Önünde 66-71

(Matta 26:59-66; Markos 14:55-64; Yuhanna 18:19-24)

 66Gün ağarınca, halkın İhtiyarları –başrahiplerle dinsel yorumcular– toplandı. İsa’yı Kurulları’na* götürdüler. 67“Söyle bize, sen Mesih misin?” diye sordular. İsa onlara, “Eğer söylersem iman etmeyeceksiniz” dedi. 68“Ve soru sorarsam yanıtlamayacaksınız.  69Ama bundan böyle,

 ‘İnsanoğlu Tanrı gücünün sağında oturacaktır.’”

 70Tümü birden, “Öyleyse sen Tanrı’nın Oğlu musun?” diye sordu. İsa, “Öyle olduğumu kendiniz söylüyorsunuz” diye yanıtladı. 71Bunun üzerine, “Bundan böyle tanığa ne gerek var?” dediler. “İşte kendi ağzından duyduk.”

 

Vali Pilatus’un Önünde 1-5

(Matta 27:1,2; 11-14; Markos 15:1-5; Yuhanna 18:28-38)

 

23

Orada toplananların tümü kalkıp İsa’yı Pilatus’a götürdü. 2O’nu suçlamaya başladılar. “Bu adamı ulusumuzu yoldan saptırırken yakaladık” dediler. “Kayser’e vergi ödememizi önlüyor, kendisinin Mesih olduğunu söylüyor, krallık taslıyor.”

 3Pilatus İsa’ya sordu: “Sen Yahudiler’in Kralı mısın?” İsa, “Söylediğin gibidir” diye yanıtladı. 4Pilatus başrahiplere ve topluluğa, “Ben bu adamda hiçbir suç bulmuyorum” dedi.  5Ama onlar ayak dirediler: “Halkı kışkırtırıyor. Yahudiye’nin bir ucundan öbür ucuna öğretisini yayıyor. Galile’den başladı bu ve buraya dek vardı.”

 

İsa Herodes’e Gönderiliyor 6-12

 6Pilatus bunu duyunca, O’nun Galileli olup olmadığını sordu. 7Herodes’in de yetkili bulunduğu bölgeden geldiğini öğrenince O’nu Herodes’e gönderdi. O günlerde Herodes Yeruşalim’deydi, 8İsa’yı görünce çok sevindi. Çünkü onun için söylenenleri duymuştu. Uzun süredir O’nu görmek istiyor, bir belirti göstermesine tanık olmayı umuyordu. 9İsa’ya bir sürü soru sordu. Ama O hiç yanıt vermedi. 10Başrahiplerle dinsel yorumcular orada durmuş, sert sözlerle İsa’yı suçluyordu. 11Herodes’le askerleri de O’nu küçümseyerek alaya aldı. Herodes O’nu parlak bir giysiyle kuşatıp Pilatus’a geri gönderdi. 12O gün Herodes’le Pilatus birbiriyle dost oldu. Çünkü bundan önce karşılıklı düşmanlıktaydılar.

 

İsa Ölüm Yargısı Giyiyor 13-25

(Matta 27:15-26; Markos 15:6-15; Yuhanna 18:39-19:1-16)

 13Pilatus başrahiplerle başkanları ve halkı bir araya çağırdı. 14Kendilerine, “Bu adamı halkı yoldan saptırıyor suçlamasıyla bana getirdiniz” dedi. “Ben de O’nu önünüzde sorguya çektim. Ama öne sürdüğünüz suçlamalardan hiçbirini bulamadım kendisinde. 15Herodes de bir suç bulamadı. İşte bakın, O’nu bize geri gönderdi. O’nun ölümü gerektirecek hiçbir suç işlemediği ortadadır. 16Bu nedenle, O’nu dövüp salıvereceğim.” 17 [fff]

 18Ama tümü bir ağızdan bağırıyordu: “O’nu ortadan kaldır! Bize Bar Abbas’ı salıver” 19Bar Abbas kentte başgösteren bir ayaklanma yüzünden cezaevine atılmıştı. Üstelik adam da öldürmüştü. 20Pilatus İsa’yı salıvermek istediğinden, onlarla bir kez daha konuştu. 21Ama, “O’nu çarmıha çak, çarmıha çak” diye avaz avaz bağırıyorlardı.

 22Pilatus üçüncü kez sordu: “Neden? Ne kötülük yaptı ki? Kendisinde ölümü gerektirecek bir suç bulamadım. Bu nedenle, O’nu dövüp salıvereceğim.” 23Ama onlar diretti. Avaz avaz bağırarak O’nu çarmıha çakmasını istediler. Sesleriyle baskın çıktılar. 24Bunun üzerine Pilatus isteklerinin uygulanması için karar çıkardı. 25İstedikleri kişiyi –başkaldırmaktan ve adam öldürmekten cezaevine atılan adamı– salıverdi. İsa’yı da onların dileğine bıraktı.

 

İsa Çarmıha Çakılıyor 26-43

(Matta 27:32-44; Markos 15:21-32; Yuhanna 19:17-27)

 26İsa’yı götürürlerken, Kireneli [ggg] Simon adında bir adam çiftlikten dönüyordu. Onu tuttular; İsa’nın ardı sıra taşısın diye haçı sırtına yüklediler. 27Halktan büyük bir topluluk ve O’nun için ağlayıp dövünen kadınlar kendisini izliyordu. 28İsa kadınlara dönüp, “Yeruşalim kızları” dedi. “Benim için gözyaşı dökmeyin. Kendiniz için ve çocuklarınız için gözyaşı dökün. 29Çünkü, ‘Kısırlara, hiç çocuk doğurmamış döl yataklarına, hiç süt emzirmemiş memelere ne mutlu!’ diyecekleri günler işte geliyor.

  30“O vakit dağlara, ‘Üzerimize kapanın’ tepelere, ‘Bizi örtün’ demeye başlayacaklar. 31Çünkü ağaç yaşken bunu yapanlar, kuru ağaca ne yapmazlar?” 32İdam edilmek üzere İsa’nın yanı sıra başka iki kişi –iki kıyacı– de götürüyorlardı. 33Kafatası denilen yere varınca, O’nu ve kıyacıları çarmıha çaktılar; biri sağda öbürü solda.

 34[İsa, “Baba, onları bağışla” dedi. “Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.”]

 “Kura çektiler,

 O’nun giysilerini aralarında paylaştılar.”

 35Halk durmuş seyrediyordu. Başkanlar alay havasıyla, “Başkalarını kurtardı” diyorlardı. “Eğer gerçekten Tanrı’nın Mesih’i, seçilmiş kişisiyse kendisini kurtarsın bakalım.” 36Askerler de yaklaşıp sirke vererek O’nu tiye aldılar. 37“Eğer Yahudiler’in kralıysan kendini kurtar” diye laf atıyorlardı. 38İsa’nın başı üzerinde şu yazı yazılıydı: YAHUDİLERİN KRALIDIR BU.

 39Asılmış kıyacılardan biri O’nu aşağılıyordu: “Mesih değil misin sen? Kendini de, bizi de kurtar!” 40Ama öbürü onu kınadı. “Senin Tanrı’dan korkun yok mu?” dedi. “Kendin de aynı yargıyla ceza görmektesin. 41Bizimki hak edilmiş cezadır. Yaptıklarımıza yaraşan karşılığı alıyoruz. Ama O hiçbir yolsuz iş yapmadı.” 42Sonra, “Ya İsa” dedi. “Hükümranlığına geldiğinde beni anımsa!” 43İsa ona, “Doğrusu sana derim ki, bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi.

 

İsa’nın Ölümü 44-49

(Matta 27:45-56; Markos 15:33-41; Yuhanna 19:28-30)

 44Öğleyin yaklaşık saat on ikiydi; saat on beşe dek tüm ülkeyi karanlık kapladı.  45Güneş tutuldu. Tapınağın iç bölümünü ayıran perde ortadan yırtıldı. 46İsa yüksek sesle bağırdı: “Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum.” Bunu dedikten sonra ruhunu teslim etti. 47Olayı gören yüzbaşı Tanrı’yı yücelterek, “Hiç kuşkusuz, bu adam doğru biriydi” dedi. 48Olayı görmek için oraya biriken tüm topluluk gelişimleri görünce göğüslerini döverek geri döndü.

 49İsa’nın tüm tanışları ve kendisiyle birlikte Galile’den gelmiş olan kadınlar da uzakta durup olaylara tanık oldu.

 

İsa’nın Gömülmesi 50-56

(Matta 27:57-61; Markos 15:42-47; Yuhanna 19:38-42)

 50Kurul üyesi bir adam vardı; adı Yusuf’tu. İyi ve doğru kişioğluydu o. 51Kurul’un güttüğü amaca da, atılımlarına da karşı çıkmıştı.Yahudiye’de Arimatea kasabasından olan bu adam, Tanrı hükümranlığının gelişini bekliyordu. 52Yusuf Pilatus’a gelip İsa’nın cesedini istedi. 53O’nu aşağıya indirdi, keten bir beze sarıp kaya içine oyulmuş bir mezara yatırdı. Oraya daha önce hiç kimse gömülmemişti. 54Hazırlık günüydü; Şabat başlıyordu*.

 55İsa’yla birlikte Galile’den gelmiş olan kadınlar Yusuf’un ardı sıra gitti. Mezarı ve O’nun cesedinin nasıl yatırıldığını gördüler. 56Sonra geri dönüp kokular ve  sümbül yağları hazırladılar. Şabat günü ruhsal yasa uyarınca dinlendiler.

 

İSA’NIN DİRİLİŞİNDEN SONRA

 

İsa’nın Dirilişi 1-12

(Matta 28:1-10; Markos 16:1-8; Yuhanna 20:1-10)

 

24

Haftanın ilk günü, sabah erkenden kadınlar hazırladıkları kokuları yanlarına alıp mezara geldiler. 2Taşı mezardan yuvarlanmış buldular. 3İçeri girince Rab İsa’nın cesedini bulamadılar. 4Onlar bu işe şaşıp dururken, ansızın yanlarında göz kamaştırıcı parlaklıkta giysiler kuşanmış iki adam durdu. 5Kadınlar korkuyla yüzlerini yere eğerken adamlar, “Diri olanı niçin ölüler arasında arıyorsunuz?” dedi. 6“O burada değil; çünkü dirilmiştir. Daha Galile’deyken size söylediğini anımsayın. 7‘İnsanoğlu’nun günahlı insanlar eline verilmesi, çarmıha çakılması ve üçüncü gün dirilmesi gerektir’ demişti.”

 8Kadınlar İsa’nın bu sözlerini anımsadı. 9Mezardan geri dönüp olanı biteni on bir öğrenciye ve geriye kalan herkese anlattılar. 10Olayı habercilere iletenler Magdalalı Meryem, Yoanna, Yakup’un annesi Meryem ve beraberinde gelen başka kadınlardı. 11Ne var ki, bu sözler habercilerin kulağına boş laf gibi geldi, kadınlara inanmadılar. 12Ama Petros kalkıp mezara koştu. İçeriye eğildiğinde sadece keten bezleri gördü. Bu olguya şaşırmış durumda evine döndü.

 

Emmaus Yolunda Rastlanan İlginç Yolcu 13-35

(Markos 16:12,13)

 13O gün onlardan ikisi Yeruşalim’den yaklaşık on bir kilometre uzaklıkta Emmaus denen kasabaya doğru ilerliyordu. 14Tüm gelişimler zincirini kendi aralarında konuşmaktaydılar. 15Onlar konuşup tartışırken İsa yaklaştı, kendilerine yoldaşlık etti. 16Ne var ki, gözleri İsa’yı tanımaktan alıkondu. 17İsa, “Yolda yürürken birbirinizle konuşup durduğunuz nedir?” diye sordu. Duraksadılar. Üzüntü içindeydiler.

 18Biri –adı Kleopas olanı– İsa’yı yanıtladı: “Şu günlerde Yeruşalim’de olup da orada geçen olaylardan hiç haberi olmayan tek kişi sen misin?” 19İsa, “Hangi olaylar?” diye sordu. “Nasıralı İsa’ya ilişkin olayları” dediler. “Tanrı’nın önünde ve tüm halkın gözünde eylemleri ve sözleriyle güçlü insan, peygamber İsa’yla ilgili olayları..

 20“Başrahiplerimiz ve başkanlarımız, ölümle yargılanması için kendisini valiye teslim ettiler, sonundaysa O’nu çarmıha çaktılar. 21Oysa biz İsrail’i kurtaracak kişinin O olacağını umuyorduk. Üstelik bütün bunlar olduktan üç gün sonra, 22aramızdan bazı kadınlar bizi şaşkına dönüştürdü. Sabahın çok erken saatinde mezara uğradılar. 23Ama O’nun cesedini bulamadılar. Gelip bize, melekler görmesi gördüklerini, ‘O yaşıyor’ diyen meleklerin sözlerini aktardılar. 24Bizimle birlikte olanlardan bazıları mezara gitti; her şeyi kadınların anlattığı gibi buldular. Ama kendisini görmediler.”

 25İsa, “Ey akılsız insanlar!” dedi. “Peygamberlerin söylediği bunca söze inanmakta yüreği ağır davrananlar. 26Mesih’in bunları çekmesi ve yüceliğine girmesi gerekli değil miydi?”

 27Musa’dan ve bütün peygamberlerden başlayarak, Kutsal Yazılar’ın tümünde kendisine ilişkin gerçekleri onlara anlattı. 28Gitmekte oldukları kasabaya yaklaştıklarında kendisi ileriye gidecekmiş gibi davrandı. 29Ama O’nu zorlayarak, “Bizimle kal” dediler. “Çünkü akşam bastırıyor, gün de sona eriyor.” Onlarla kalmak üzere içeri girdi.

 30Kendileriyle birlikte sofraya oturdu. Ekmeği aldı, şükür sunduktan sonra parçalayıp böldü ve onlara verdi. 31İşte o anda gözleri açıldı ve kendisini tanıdılar; ama O onların gözüne görünmez oldu. 32Birbirlerine, “Yolda O bizimle konuşur, Kutsal Yazılar’ı açıklarken yüreklerimizin derinlikleri yanıp tutuşmuyor muydu?” dediler.

 33Hemen o saatte kalkıp Yeruşalim’e geri döndüler. On Birler’i ve onlarla birliktekileri toplanmış buldular. 34“Rab gerçekten dirildi ve Simon’a göründü” diyorlardı. 35Onlar da yolda geçen olayları ve İsa’nın ekmek parçalayıp bölerken kendilerince nasıl tanındığını anlattılar.

 

İsa Öğrencilerine Görünüyor 36-49

(Matta 28:16-20; Markos 16:14-18; Yuhanna 20:19-23; Habercilerin İşleri 1:6-8)

 36Onlar bunları anlatırken, İsa aralarında durdu ve, “Üzerinize esenlik olsun!” dedi. 37Ama onlar korkuyla sarsılıp ürktü. Bir ruh gördüklerini sandılar. 38İsa onlara, “Niçin sarsılıyorsunuz?” dedi. “Yüreğinizde neden kuşkular doğuyor? 39İşte ellerime ayaklarıma bakın. Ben kendimim. Bana ellerinizle dokunun, beni görün. Çünkü ruhun ne bedeni ne de kemiği vardır. Oysa gördüğünüz gibi, benim var.”

 40Bunu söyledikten sonra onlara ellerini, ayaklarını gösterdi. 41Sevinçten şaşkınlıktan bir türlü inanamıyorlardı. İsa, “Burada yiyecek bir şeyiniz var mı?” diye sordu. 42Onlar da kendisine bir parça ızgara balık verdiler. 43Bunu alıp gözleri önünde yedi. 44Sonra onlara, “Daha sizinle beraberken söylemiştim” dedi. “Musa’nın yasasında, peygamberlerde ve Mezmurlar’da benim için yazılmış bulunanlara ilişkin her şeyin yerine gelmesi gerektir.”

 45Bunun üzerine, Kutsal Yazılar’ı kavramaları için onların anlayışını açtı, 46yazılmış bulunanlara ilişkin kendilerini aydınlattı: “Mesih’in işkence çekmesi ve üçüncü gün ölüler arasından dirilmesi gerektiğini ve 47O’nun adıyla günahların bağışlanmasını sağlayan günahtan dönüş bildirisinin Yeruşalim’den başlayarak tüm uluslara yayılmasını.. 48Siz bunlara tanıksınız. 49İşte üzerinize Baba’nın vaadini gönderiyorum. Ama yüceden gelecek güçle kuşatılıncaya dek kentte kalın.”

 

İsa Göklere Yükseliyor 50-53

(Markos 16:19,20; Habercilerin İşleri 1:9-11)

 50Öğrencilerini Beytanya’ya dek yöneltti.. Ellerini kaldırıp onları kutsadı. 51Kendilerini kutsamaktayken aralarından ayrıldı ve göğe alındı. 52Onlar da kendisine tapınıp sevinç coşkunluğunda Yeruşalim’e döndüler. 53Ve sürekli olarak tapınakta Tanrı’yı yüceltiyorlardı.



[a] Bakınız, Matta 8:4

[b] Bakınız, Matta 3.1

[c] Tanrı’nın insana hak edilmeden ettiği iyilik (inayet).

[d] İsrailliler’in atası Yakup.

1:15 Çölde Sayım 6:3; Hakimler 13:4,5; I.Samuel 1:11 1:17 Malakya 4:4,6 1:33 Mika 4:7; Daniel 7:14; Mısır’dan Çıkış 13:12  1:37 Yaratılış 18:14 1:33 Mika 4:7; Daniel 7:14; Mısır’dan Çıkış 13:12  1:37 Yaratılış 18:14

[e] Latince’de: Magnificat

1:46 I. Samuel 2:1-10 1:48 I. Samuel 1:11; Mezmur 113:5,6  1:49 Mezmur 111:9 1:50 Mezmur 103:13,17

1:51 Mezmur 89:10; II. Samuel 22:28 1:52 Mezmur 147:6 Eyub 12:19; 5:11; I. Samuel 2:7  1:53 I. Samuel 2:5; Mezmur 98:3  1:54 Yeşaya 41:803 13,17

0 I Samuel 1:11; Mezmö 18:14 (inayet).kya 4:4,6; Mezmur 98:3 1:55 Mika 7:20; Yaratılış 17:7; 18:18; 22:17 1:68 Mezmur 41:13; 72:18; 106:48; 111:9

[f]  Latince’de: Benedictus

1:69 I. Samuel 2:10; Mezmur 132:17; 18:2  1:71 Mezmur 106:10

[g] Kurtuluş boynuzu.

[h] Latince’de: Gloria in Excelsis

[i] İbranice: Yehoşuvah, Yunanca: İisus

2:22 Levililer 12 2:23 Mısır’dan Çıkış 13:2,12,15  2:24 Levililer 12:8; 5:11 2:30 Yeşaya 40:5; 52:10  2:32 Yeşaya 42:6; 49:6; 25:7; 46:13

[j] Latince’de: Nunc Dimittis

[k] Meryem İsa’yı doğurduktan sonra Yusuf’un eşi oldu.

[l] Bakınız, Matta 26:2

[m] Bakınız, Matta 20:17

 

[n] Bakınız, Matta 5:46

2:52 I.Samuel 2:26; Süleyman’ın Özdeyişleri 3:4  3:4 Yeşaya 40:3-5

[o] Bakınız, Matta 2:1; 14:4

 4:4 Yasanın Tekrarı 8:3 4:8 Yasanın Tekrarı 6:13,14  4:10 Mezmur 91:11,12 4:12 Yasanın Tekrarı 6:16

[p] Bakınız, Matta 4:23

[q] Bakınız, Matta 12:1

[r] Bakınız Matta 1:1

4:17 Yeşaya 61:1,2; 58:6 4:19 Levililer 25:10  4:25 I.Krallar 17:1-16; 18:1; 4:27; II.Krallar 5:1-14

[s] Epistatis. Bu söz yalnız Luka tarafından kullanılıyor. (Bu yerde ve 8:24,45; 9:33,49; 17:13). Yetkili yönetmen en doğru çeviridir.

 5:14 Levililer 13:49; 14:2-32

[t] Bakınız, Matta 8:20

 6:4 Levililer 24:9; I.Samuel 21:1-6

[u] Bakınız, Matta 5:1

[v] Bakınız, Matta 10:4

  7:22 Yeşaya 35:5; 61:1  7:27 Malakya 3:1

[w] Bakınız, Matta 22:35

[x] Bir dinar o dönemin gündeliğiydi.

[y] İsa’yla öğrencilerine.

 8:10 Yeşaya 6:9,10

[z] Bakınız, Markos 5:9

[aa] Galile ile Perea

[bb] Bakınız, Matta 14:1-5

[cc] Bakınız, 14:17; Matta 10:38; 16:24

[dd] Bakınız, 21:19; Matta 10:39; 16:25

[ee] Bakınız, Matta 16:28

[ff] “Tıpkı İlyas peygamberin yaptığı gibi.”

[gg] Kendilerine, “Siz nasıl bir ruha bağlı olduğunuzu bilmiyorsunuz!” dedi. 56 “Çünkü İnsanoğlu insanların canını yok etmeye değil, tam tersine kurtarmaya geldi.”

9:54 II. Krallar 1:10,12

[hh] Bakınız, Matta 11:24

[ii] Bakınız, Matta 11:23

[jj] Bakınız, Matta 22:35; Markos 12:28

10:15 Yeşaya 14:13:15 10:19 Mezmur 91:13  10:27 Yasanın Tekrarı 6:5; Levililer 19:18

 

 10:28 Levililer 18:5

 11:47 Yeremya 11:25,26; 11:51 Yaratılış 4:8,10; II.Tarihler 24:20-22

[kk] Eski çağın ünlü kralı Davut’un oğlu.

[ll] Bakınız, Markos 10:38

12:53 Mika 7:6

 13:19 Daniel 4:12,21; Hezekiel 17:23; 31:6

  13:27 Mezmur 6:8  13:29 Malakya 1:11; Yeşaya 49:12; 59:19; Mezmur 107:3 13:35 Yeremya 22:5; 12:7; Mezmur 69:25; 118:26

[mm] Bakınız, 21:16,17

[nn] Bakınız, 9:23; Matta 10:38; 16:24

[oo] Bakınız, Matta 11:12

[pp] Bakınız, Matta 11:23

 17:14 Levililer 13:49; 14:2-32

 17:27 Yaratılış 7:7-23 17:28 Yaratılış 18:20  17:29 Yaratılış 19:15,24,25 17:31 Yaratılış 19:26

[qq] 36 [Tarlada iki kişi olacak; biri alınacak öbürü bırakılacak.]

 18:20 Mısır’dan Çıkış 20:12-16; Yasanın Tekrarı 5:16-20

 19:10 Hezekiel 34:16

[rr] Bakınız, Matta 5:1

19:38 Mezmur 118:26

 19:44 Mezmur 137:9  19:46 Yeşaya 56:7; Yeremya 7:11 20:9 Yeşaya 5:1  20:17 Mezmur 118:22 20:28 Yaratılış 38:8; Yasanın Tekrarı 25:5,6  20:37 Mısır’dan Çıkış 3:2,6

[ss] Bakınız, Matta 21:33

[tt] Bakınız, Matta 22:15

[uu] Bakınız, Matta 22:17

[vv] Bakınız, Matta 3:7

[ww] Bakınız, Markos 12:26

 21:9 Daniel 2:28  21:10 Yeşaya 19:2; II. Tarihler 15:6

[xx] Bakınız, 9:24; Matta 10:39; 16:25

[yy] Bakınız Matta 24:34

21:22 Yasanın Tekrarı 32:35; Hoşea 9:7; Yeremya 5:29 21:24 Yasanın tekrarı 28:64; Zekarya 12:3; Yeşaya 63:18; Mezmur 79:1; Daniel 8:10  21:25 Mezmur 65:7  21:26 Yeşeya 34:4 21:27 Daniel 7:13 21:35 Yeşaya 24:17

 

 

[aaa] Bakınız, Matta 26:1

[bbb] Bakınız, Matta 26:17

 22:20 Mısır’dan Çıkış 24:8; Yeremya 31:31; Zekarya 9:11

[ccc] Evergetis: Bağışçı. Yönetimi elinde bulunduranlar halk doğrultusunda ‘iyilik yapıcı’ olarak tanınmak isterler.

[ddd] Sevinç Getirici Haber’i yayma.

 22:37 Yeşaya 53:12

[eee] Bakınız, Matta 26:39

 22:69 Daniel 7:13; Mezmur 110:1

[fff] 17 [Her Passah Pilatus onlara bir suçluyu salıvermek zorundaydı.]

[ggg] Kuzey Afrika’da bir kent.

 23:30 Hoşea 10:8  23:34 Yeşaya 53:12; Mezmur 22:18 23:35 Mezmur 22:7 23:36 Mezmur 69:21 

23:46 Mezmur 31:5  23:49 Mezmur 88:8; 38:11


© Copyright incilturk.Com