incilTurK.com

 
 
 

 
 

 

 
 
 
 

 

Incil - Sevinc Getirici Haber

Incil
Thomas Cosmades Cevirisi


 

İBRANİLERE MEKTUP

(Üstün Kurucu)

 

Önsöz

Bu mektup Tanrı’nın kendisine bağlı olanlarla çok önemli konularda konuşmasıdır. İlginçtir; esinlenen yazarın adı bile bilinmiyor. Mektubu alanların Mesih’e bağlılıkları yüzünden daha önce ağır baskılardan geçtiği belirtiliyor (10:32,34). Bunlar epeyi bir süre önce Yahudilik’ten Mesih bağlılığına geçmiş. Yeryüzünde yerleri yoksa da (6:11-12; 11:8-10) betim diliyle diri Tanrı’nın yücelerdeki kentine varmış bulunuyorlar (12:22). Yöneticilerinden bazıları yaşamdan ayrılmış (13:7). Mektup Tanrı esinlemesiyle 60-70 yılları arasında yazılmıştır.

 

Mektubu alanlar eğitilmiş, akıllı kişilerdir. Ne var ki, başlangıçta içtenlikle sarıldıkları imanda gevşekliğe sürüklenmişler (5:11; 6:12). Önceki içtenliği bırakmışlar (3:6,14; 10:23,35), ruhsal gelişmenin gereğini unutmuşlar (5:12-14), toplantılara katılmayı savsaklamışlar (10:25). Kısacası, Yahudiliğe, töreciliğe dönme tehlikesiyle karşı karşıyalar.

 

İnanlıların geriye dönme tehlikesine karşı uyarılarak yüreklendirilmesi mektubun ağırlık noktasıdır. Eski Antlaşma’nın dinsel uygulamalarla ilgili bütün koşulları Yeni Antlaşma’da İsa Mesih’in bağışlamalık sunusuyla bütünlüğe ermiştir. Bunu bırakıp yeni baştan Yahudiliğin sonuç sağlayamayan törelerine dönüş, doruktan aşağı yuvarlanıştır. Onların geride bıraktığı törecilik hem yetkinlikten ırak, hem de zamana kısıtlıdır. Mesih inancı ise yetkinlik (7:9) ve sonsuzluk sağlayıcıdır (5:9; 9:12,15; 13:20), vaktin zamanın ötesindedir (13:8; 1:12b; 7:25b).

 

İsa Mesih’in yücelerdeki etkin başrahipliği ve sağladığı kurtarış her yetkiden üstündür, kalıcılığıysa sonsuzları kucaklamaktadır (5:9; 9:12,15; 13:20; 9:14; 10:14).

 

Bu mektup şöyle özetlenebilir:

I.                  Mesih’in öncesizliği, 1. ve 2. bölümler

II.               Mesih başrahipliğinin öncesizliği, 3:1-10:18

III.            Mesih’in sunusu Tanrı katına girişimizi sonsuzlar sonsuzu sağlamıştır,

 10:19-12:29

IV.             İsteklendirme, 13. bölüm.

 

Başlangıç 1-4

1

Tanrı önceki çağlarda çeşitli biçimlerde, ayrımlı yollardan atalarımıza peygamberler aracılığıyla konuştu. 2Ama şu son günlerde Oğul aracılığıyla bizimle konuştu. O’nu her şeye mirasçı atadı. O’nun aracılığıyla evrenleri yarattı. 3Tanrı yüceliğinin parıltısı, Tanrı’nın öz varlığı niteliğinde olan bu kişi, gücünü belgeleyen sözüyle var olan her şeyi uyumda tutmaktadır.

 Günahların arıtılmasını tümledikten sonra, yücelerde ululuğun sağında oturdu. 4Meleklerden çok aşkın üstünlükte olduğunu gösterdi. Nasıl ki, onlarınkinden kat kat yüksek adı miras aldı.

 

OĞUL’UN MELEKLERE ÜSTÜNLÜĞÜ

 

Kutsal Yazı’dan Kanıtlar 5-14

 5Çünkü Tanrı meleklerden hangisine, hangi dönemde şu yolda söz söylemiştir?

 “Sen benim Oğlum’sun,

 Baba oldum sana bugün.”

 Ve yine,

 “O’na Baba olacağım,

 O da bana Oğul olacak.”

   6Tanrı ilk-doğanı dünyaya [a] sunduğunda ise yine şöyle der:

 “Tanrı’nın tüm melekleri O’na tapınsın.”

   7Melekler için de şunları bildirir:

 “O ki, meleklerini rüzgâra dönüştürür,

  Görevlilerini de ateş alevine.“

  8Ama Oğul için şöyle der:

 “Senin tahtın Tanrı, çağlar çağıncadır,

 Doğruluk asası da hükümranlığının asasıdır.

    9Doğruluğu sevdin, kötülüğe kinle baktın.

 Bu nedenle Tanrı, senin Tanrın,

 Seni kıvanç yağıyla meshederek [b]

 Paydaşlarından üstün kıldı.”

   10“Ve yine,

 “Sen ya Rab, başlangıçta yeryüzünün temelini kurdun.

 Gökler de senin ellerinin yapıtıdır.

    11Onlar gelip geçecek, ama sen kalacaksın.

 Tümü birden giysi gibi eskiyecek.

   12Harmani gibi düreceksin onları.

 Evet, bir giysi gibi değiştirilecekler.

 Ama sen hep aynısın.

 Yıllarının da sonu yoktur.”

 13Kaldı ki, Tanrı meleklerden hangisine, hangi dönemde,

 “Düşmanlarını ayaklarının altına

  Basamak yapıncaya dek sağımda otur” demiştir?

14Tüm melekler kurtuluş mirasını alanlara hizmet etmek için gönderilen görevli ruhlar değil de nedir?

 

SON VE YETKİN BAŞRAHİP

 

Savsaklanamayan Kurtuluş 1-9

2

İşte bunun için, akıntıya kapılıp sürüklenmeyelim diye, işittiklerimize çok dikkat etmemiz gerekir. 2Çünkü madem melekler aracılığıyla bildirilen Yasa Sözü doğrulandı, her suç ve buyruğa uymazlık hak ettiği karşılığı aldı, 3böylesi yüce bir kurtuluşu savsaklarsak biz nasıl kaçıp kurtulabiliriz? Başlangıçta Rab’bin kendisi bu kurtuluşu bildirdi; işitenler de onu bizlere doğruladı. 4Bunun yanı sıra belirtiler, göz kamaştırıcı eylemler, çeşitli güçlü işlerle kendi isteği uyarınca Kutsal Ruh’un dağıttığı armağanlar Tanrı’nın kullandığı tanıklardır.

 5Çünkü sözünü ettiğimiz, o ileride yaşanılacak dünyayı Tanrı meleklere bağımlı kılmadı. 6Tersine, Kutsal Söz’ün bir yerinde şu tanıklığa rastlanır:

 “İnsan nedir ki onu anımsarsın?

 Ya da insanoğlu ne ki, onu düşünürsün!

   7Onu bir süre meleklerden biraz geri kıldın.

 Ona yücelik ve onur tacını taktın.

    8Her varlığı onun ayakları altına bağımlı kıldın.”

 Her şeyi ona bağımlı kıldı; bu durumda ona bağımlı kılınmayan hiçbir şey bırakmamış oldu. Ancak görüyoruz ki, daha her şey ona bağımlı kılınmamıştır.

 9Bununla birlikte, bir süre meleklerden biraz geri kılınan İsa’yı görüyoruz. Çektiği ölüm işkencelerinden ötürü yücelik ve onur tacını taşımaktadır. Tanrı kayrasıyla herkesin yararına ölümü tatması için oldu bu.

 

Oğul İnsan Doğasıyla Özdeş Oldu 10-18

 10Her şey Tanrı yararınadır ve her şey Tanrı aracılığıyla var olmuştur. Tanrı birçok evladı yüceliğe kavuştururken, onların kurtuluş başkanını işkenceler yoluyla yetkinliğe erdirmesi gerekiyordu. 11Çünkü kutsal kılan da, kutsal kılınanlar da hep aynı özdendir*. İşte bunun içindir ki, Oğul onlara “kardeşlerim” demekten utanç duymuyor. 12O şöyle diyor:

 “Adını kardeşlerime bildireceğim.

 Topluluğun içinde sana övgü yükselteceğim.”

   13Bunun yanı sıra şunu söylüyor:

 “O’na güveneceğim.”

 Ve ardından şöyle konuşuyor:

 “İşte ben ve Tanrı’nın bana verdiği çocuklar!”

 14Bu nedenle, çocuklar nasıl etle kana paydaş olduysa, O kendisi de bu doğayla özdeş oldu. Öyle ki, ölümün güçlü egemenliğini kendinde bulunduranı, yani iblisi ölümüyle ezsin. 15Ve ölüm korkusu yüzünden yaşam boyu tutsak olanları özgürlüğe kavuştursun.

16Çünkü hiç kuşkusuz, meleklerle özdeşleşmeyi üstlenmedi. Bunun yerine İbrahim soyuyla özdeşleşmeyi üstlendi. 17Bu nedenle her bakımdan kardeşleri gibi olması gerekti. Öyle ki, Tanrı doğrultusunda acımayla dolu, güvenilir bir başrahip olsun; halkın günahlarını gideren bağışlamalığı sunsun. 18Çünkü kendisi işkenceler çekerek denendiğinden, denenenlere yardım edebilecek güçtedir.

 

Musa Hizmet Edendir, Mesih Oğul’dur 1-6

3

Kutsal yaşamlı kardeşlerim, göksel çağrının paydaşları! Bu nedenle, ruhsal tanıklığımızın habercisi ve Başrahibi İsa’yı aklınızdan çıkarmayın.

 2O kendisini atayan Tanrı’ya sadıktı. Musa da Tanrı Evi’nin tümüne sadıktı. 3Ama İsa, Musa’dan daha üstün yüceliğe yaraşır sayıldı. Nasıl ki, evi yapana verilen onur evinkinden üstündür. 4Çünkü her evin bir yapıcısı vardır. Her şeyin yapıcısı ise Tanrı’dır. 5Musa sonradan açıklanacak konularda tanıklık etmek için bir hizmet görücü olarak, Tanrı Evi’nin tümüne sadık davrandı. 6Ama Mesih Oğul olarak Tanrı Evi’nin üzerindedir. O’nun Evi bizleriz; yeter ki güvencimizi ve umudun doğurduğu övüncü sonuna dek sürdürelim.

 

İman Eksikliği Yıkıma Götürür 7-19

   7Bu nedenle Kutsal Ruh şöyle diyor:

 “Bugün Tanrı’nın sesini duyarsanız,

   8Gücendirme olayında,

 Çöldeki denenme gününde olduğu gibi*

 Yüreklerinizi katılaştırmayın.

   9Atalarınız orada beni sınayıp denedi

 Ve kırk yıl süreyle yaptığım işleri gördüler.

  10İşte bunun için o kuşağa öfkelendim

 Ve, ‘Bunların yüreği hep yanılır’ dedim;

 ‘Onlar benim yollarımı bilmedi.

   11Öfkeliyken ant içtiğim gibi,

 Dinginliğime* hiç girmeyecekler.’”

 12Dikkat edin kardeşlerim, hiçbirinizde size diri Tanrı’yı bıraktıracak kötü, imansız bir yürek barınmasın. 13Bugün diye bilinen günler sürdükçe birbirinize öğüt verin. Böylece, hiçbiriniz günah aldatıcılığıyla yüreğini katılaştırmasın. 14Çünkü biz Mesih’e paydaş olduk; eğer başlangıçtaki güvencimizi sonuna dek sürdürürsek.. 15Kutsal Söz bu dönemde de şöyle buyuruyor:

 “Bugün Tanrı’nın sesini duyarsanız,

 Gücendirme olayında yaptıkları gibi

 Yüreklerinizi katılaştırmayın.”

 16Kimdi işitmişken gücendirenler? Musa’nın yönetiminde Mısır’dan çıkanların tümü değil mi? 17Kimdi Tanrı’nın kırk yıl boyunca öfkelendiği kişiler? Günah işlediklerinden cesetleri çölde düşenler değil mi? 18Dinginliğine girmeyeceklerine ilişkin ant içtiği kişiler söz dinlemeyenler değildi de kimdi? 19Görüyoruz ki, imansızlıkları onların girişini önledi.

 

Tanrı Dinginliğine Giremeyenlere Benzemeyelim 1-13

4

Tanrı dinginliğine girmekle ilgili vaat daha geçerliyken, içinizden birinin fırsatı kaçırdığına karar verilmesinden korkalım. 2Sevinç Getirici Haber onlara olduğu gibi bize de bildirildi. Ne var ki, işittikleri söz onlara yaramadı. Çünkü işitenlerin içinde imanla kaynaşmadı. 3Biz iman edenlerse,

 O’nun dediği gibi dinginliğe giriyoruz:

 “Öfkeliyken ant içtiğim gibi,

 Dinginliğime hiç girmeyecekler.”

 Oysa Tanrı’nın ‘işleri’ dünyanın kuruluşundan bu yana sonuçlanmış bulunuyordu. 4Çünkü Kitap’ın başka bir yerinde yedinci günden şöyle söz ediyor:

 “Tanrı yedinci gün tüm işlerini noktalayıp dinlendi.”

    5Yine bu konuda şöyle konuşuyor:

 “Dinginliğime hiç girmeyecekler.”

 6Sevinç Getirici Haber’i önceden duyanlar söz dinlemediklerinden dinginliğe giremedi. Öyleyse bu dinginliğe girme hakkı bazıları için saklı duruyor. 7Aradan uzun süre geçtikten sonra Tanrı Davut’un ağzından bugün diye kesinleştirdiği güne ilişkin yine konuşuyor. Tıpkı belirtilen sözdeki gibi:

 “Bugün Tanrı’nın sesini duyarsanız,

 Yüreklerinizi katılaştırmayın.”

 8Yeşu* onları dinginliğe kavuşturmuş olsaydı, Tanrı sonradan başka bir günden söz etmeyecekti. 9Demek ki, Tanrı halkına O’nun yedinci gün dinlendiği gibi bir dinginlik saklı duruyor. 10Çünkü O’nun dinginliğine giren kişi de işlerini bırakıp dinginliğe kavuşmuştur. Tıpkı Tanrı’nın kendi işlerini bütünleyip dinlendiği gibi.

 11Bu yüzden bizler de o dinginliğe girmek için çaba gösterelim. Böylece kimse aynı sıradan söz dinlemezliğe sürüklenmesin. 12Çünkü Tanrı’nın Sözü diridir, etkindir. İki ağızlı her kılıçtan daha keskindir. Can ile ruhun ayrıldığı yere dek –eklemlere iliklere varıncaya dek– delip böler, yüreğin düşüncelerini tasarılarını eleştirir. 13Tanrı’nın önünde hiçbir yaratık gizlenemez. Kendisine hesap vermekle sorumlu olduğumuz kişinin gözünde her şey tüm çıplaklığıyla belirgindir.

 

Yardımcımız: Göklerden Geçen Başrahip 14-16

 14Göklerden geçen yüce bir başrahibe, Tanrı Oğlu İsa’ya sahip olduğumuzu göz önünde tutarak, tanıklığımıza sımsıkı sarılalım. 15Çünkü başrahibimiz zayıflıklarımıza yakınlık duyamayan bir başrahip değildir. Tersine, her bakımdan bizim gibi denenmiş, ama günahsız kalmıştır. 16Onun için, kayra tahtına tam güvenle yaklaşalım. Öyle ki, yardıma gereksinim duyulan dönemde lütuf bulalım ve kayraya kavuşalım.

 

Başrahip Bu Hakkı Tanrı’dan Aldı 1-6

5

Çünkü her başrahip insanlar arasından seçilir. Tanrı doğrultusunda insanlar yararına günahlara karşı armağanlar, sunular getirmekle ilgili işlere atanır. 2Bilgisizlere, yoldan sapanlara karşı anlayışla davranabilir. Çünkü kendisi de insansal zayıflıkla kuşatılmıştır. 3Bu nedenle halk için olduğu gibi, kendisi için de günaha karşı sunu getirmek zorundadır. 4Hiç kimse başrahip olma onurunu kendi kendine almaz. Tıpkı Harun gibi, bu hizmete Tanrı tarafından çağrılır. 5Mesih de başrahip olmak için kendi kendini yüceltmedi. Bunu O’na kendisiyle konuşan Tanrı verdi:

 “Sen benim Oğlum’sun,

 Baba oldum sana bugün.”

   6Başka bir yerde de şöyle der:

 “Melkisedek düzenine göre*

 Sonsuzluk boyunca rahipsin sen.”

 

Yetkin Oğul, Yetkin Başrahip 7-10

 7İnsan bedenindeyken, İsa kendisini ölümden kurtarmaya gücü olan Tanrı’ya yüksek sesle bağırarak, gözyaşlarıyla dualar dilekler sundu. Tanrısayarlığı nedeniyle işitildi. 8Oğul olmasına karşın, çektiği işkencelerle buyruğa uymayı öğrendi. 9Yetkinliğe erdiğinde, buyruğuna uyan herkese sonsuz kurtuluş kaynağı oldu. 10Tanrı tarafından Melkisedek düzenine göre başrahip olarak adlandırıldı.

 

İSA MESİH’İN GÜVENİLİR BAŞRAHİPLİĞİ

 

Kulağı Ağır İşitenler 11-14

 11Bu konuda size söylenecek çok sözümüz var. Ama kulaklarınız işitmekte tembelleştiğinden, anlatabilmek güçtür. 12Şimdiye dek öğretmen olmanız gerekirdi. Gelgelelim Tanrı bildirilerinin ön saftaki öğelerini size yeniden öğretecek birine gereksiniminiz var. Katı yiyeceğe değil, süte gereksinim duyar oldunuz. 13Oysa sütle beslenen, doğruluk sözü konusunda görgüsüzdür. Çünkü çocuktur. 14Katı yiyecekse yetkinlere özgüdür. Onların anlayışı iyiyi kötüyü ayırt edebilme doğrultusunda eğitilmiştir.

 

İmandan Ayrılmaya Karşı Uyarı 1-12

6

Öyleyse, Mesih öğretiminin başlangıç ilkelerini bırakıp yetkinliğe erdirilelim. Ölü işlerden dönmekle, Tanrı’ya inanmakla ilgili temel konuları yeni baştan kurmaya koyulmayalım: 2Yıkanma töreleriyle ilgili öğretiyi, üzerine eller koyarak kutlu kılmayı, ölülerin dirilişi konusunu, sonsuz yargılamayı.. 3Tanrı izin verirse bunu da yapmaya hazırız.

 4Çünkü bir kez aydınlananları, göksel armağanı tadanları, Kutsal Ruh’a paydaş olanları, 5Tanrı Sözü’nün yararını, gelecek çağın güçlerini tadanları, 6sonra da düşüşe gidenleri yine günahtan dönme yenilenmesine eriştirmek olanaksızdır. Çünkü onlar Tanrı Oğlu’nu kendileri için yeniden çarmıha çakıyor, aşağılıyorlar. 7Toprak ardı ardına üzerine yağan yağmuru emer. Bundan sonra kimlerin yararına işlenmişse, onlara verimli ürünü sunarak Tanrı’dan kutluluk alır. 8Ama diken ve kengel verirse onaylanmaz. Onun lanetlenmesi yakındır, sonu ateşte yanmaktır.

 9Sevgili kardeşlerim, bunları söylememize karşın, kurtuluşu içeren konularda durumunuzun bundan daha üstün olduğuna kesinlikle inanıyoruz. 10Çünkü Tanrı adaletsiz değildir. Adı yararına gösterdiğiniz çalışmayı ve sevgiyi aldırmazlıkla karşılamaz. Sizler kutsal yaşamlılara hizmet sundunuz, yine de sunmaktasınız. 11Her birinizin sonuna dek aynı çabayı göstermenizi özlüyoruz. Böylece umutta tümlüğünüz gerçekleşsin. 12Öyle ki, tembelliğe düşmeyesiniz; tersine, imanla ve katlanışla vaatleri miras alanlara benzer olasınız.

 

Tanrı’nın Kesin Vaadi 13-20

 13Tanrı İbrahim’e vaatte bulunduğu zaman, ant içilecek daha üstün biri olmadığından, kendisi üzerine ant içerek 14şunu bildirdi:

 “Gerçekten seni kutladıkça kutlayacağım

 Ve soyunu çoğalttıkça çoğaltacağım.”

    15İbrahim katlanış göstererek bekledi, vaade erişti.

 16İnsanlar kendilerinden üstün biri üzerine ant içer. Ve her tartışmalarında ant son doğrulamadır. 17Tanrı da vaadin mirasçılarına kararının kesin değişmezliğini daha etkin biçimde kanıtlamak isteyince araya andı koydu. 18Böylece, değişmezliği kesinlikle bilinen iki kanıtla [c] Tanrı’nın yalan söyleyemeyeceği belgeleniyor. Kendisine sığınmış bulunan bizlerin bunlarda sağlam avuntu bularak, önümüzdeki umuda sarılmamız amaçlanıyor. 19Gemi demiri gibi, cana güvenlik ve sarsılmazlık sağlayan bir umuda sahibiz. Göklere, perdenin iç bölümüne atılan demirdir bu. 20Mesih önderimiz olarak oraya gitmiş, Melkisedek düzenine göre sonsuzluk boyunca başrahip niteliğini almıştır.

 

A.    ÜSTÜN BAŞRAHİPLİK

 

Soyu Bilinmeyen Melkisedek’in Üstünlüğü 1-10

7

Melkisedek’e gelince, Salem kralı, Ulu Tanrı’nın rahibiydi o. İbrahim krallara karşı yengi kazandıktan sonra geri dönerken, bu Melkisedek onu karşıladı ve kutlu kıldı. 2İbrahim ele geçirdiği tüm malların onda birini ona verdi. Melkisedek adının çevirisi ilkin DOĞRULUK KRALI, sonra Salem Kralı, yani ESENLİK KRALI’dır.

 3Onun ne babası ne anası ne de soyu var. Doğduğu gün bilinmiyor. Ne de öldüğü gün biliniyor! Ama Tanrı Oğlu gibi, sürekli olarak rahip kalır o. 4Onun ne denli yücelik taşıdığını bir düşünün. Atamız İbrahim elde ettiği değerlerin en güzellerinden onda birini ona verdi. 5Levioğulları’ndan rahiplik görevini alanlar ruhsal yasa uyarınca halktan –yani kendi kardeşlerinden– ondalık toplamak için buyruk almışlardır. Onların da İbrahim soyundan geldiği unutulmasın.

 6Öte yandan, Levililer’in soyundan gelmeyen Melkisedek İbrahim’den ondalık aldı ve vaatlere sahip olan İbrahim’i kutlu kıldı. 7Büyüğün küçüğü kutlu kıldığı hiçbir durumda tartışılamaz. 8Birinde ölümlü insanlar ondalık alıyor; öbüründeyse, yaşadığına tanıklık edilen kişi ondalık alıyor*. 9Bu ortamda halktan ondalık alan Levioğulları ataları İbrahim aracılığıyla ondalık ödemiştir diyebiliriz. 10Çünkü Melkisedek onunla karşılaştığında Levi daha atası İbrahim’in bedenindeydi.

 

Birinci Rahiplik Sonrakini Gereksiz Kıldı 11-19

 11Ruhsal yasa halka Levililer’in rahiplik ettiği düzende verildi. Eğer Levililer soyundan rahiplikle yetkinliğe ermek olanağı bulunsaydı, Melkisedek düzeni uyarınca bambaşka bir rahip çıkmasına ne gerek kalırdı? Niçin Harun düzeni uyarınca bir rahip atanmasın? 12Bu durumda, rahiplik düzeni değişince ruhsal yasanın da değişmesi zorunludur. 13Çünkü kendisi için bunlar söylenen kişi bambaşka bir soydandır. Bu soydan hiç kimse sunak hizmetinde bulunmadı. 14Rabbimiz’in Yahuda soyundan geldiği belirgindir. Musa bu soydan rahipler yetişeceğine ilişkin hiçbir söz söylememiştir.

 15Melkisedek’e benzer başka bir rahibin ortaya çıkmasıyla konu daha da açıklığa kavuşuyor. 16Bu kişi yersel yasa kuralları uyarınca değil, yok edilemeyen yaşam gücüyle yetişti. 17Çünkü Kutsal Söz’de kendisine şöyle tanıklık edildi:

 “Melkisedek düzenine göre

 Sonsuzluk boyunca rahipsin sen.”

 18Güçsüzlüğü ve yararsızlığı nedeniyle, daha önce gelen buyruk boşa çıkarılıyor. 19Çünkü ruhsal yasa hiçbir şeyi yetkinliğe erdiremedi. Bunun yerine üstün bir umut getiriliyor. İşte bununla Tanrı’ya yaklaşıyoruz.

 

Tanrı Mesihi’ni Antla Atadı 20-25

 20Üstün bir umut, çünkü araya ant girmeksizin verilmedi. Önceki rahipler ant içilmeden rahipliğe getirildi. 21Ama İsa kendisine şu sözü bildirenin andıyla geldi:

 “Rab ant içti ve kararından dönmeyecek.

 Sonsuzluk boyunca rahipsin sen.”

 22Bununla İsa üstün bir antlaşmanın güvencesi oldu. 23Öncekiler sayıca çoktu, birbiri ardından rahiplik ederlerdi. Çünkü ölüm onların sürekliliğini önlerdi. 24Ama İsa sonsuzluk boyunca sürekliliği nedeniyle, hiçbir zaman değişmeyen rahipliği varlığında taşıyor. 25İşte bunun içindir ki O’nun kişiliğinde Tanrı’ya gelenleri, bütünlüğü kapsayan sonuçlamayla kurtarmaya güçlüdür. Çünkü onlar adına yakarmak için zaman ötesi kesinlikle yaşıyor.

 

Tüm Gereksinimlerimizi Mesih Karşılayabilir 26-28

 26Bize böyle bir başrahip gerekirdi: Kutsal, kusursuz, lekesiz, günahlılardan apayrı, göklerden daha yücelere yükselmiş. 27Başrahipler gibi her gün önce kendi günahları, sonra da halkın günahları için sunular sunmak zorunluluğunda olmayan başrahip. O yalnız bir tek kez kendini sunduğunda bunu yaptı. 28Çünkü ruhsal yasaca atanan başrahipler yetkinlikten yoksun insanlardır. Ruhsal yasadan sonra gelen ant sözüyse, sonsuzluk boyunca yetkinlik taşıyan Oğul’u atadı.

 

B. ÜSTÜN TAPINMA

 

Yücelerdeki Başrahip Yeni Antlaşma Başrahibi 1-13

8

Söylenenlerin özü şudur: Göklerde ululuk tahtının sağında oturmuş böyle bir başrahibimiz var. 2İnsanın değil, Rab’bin kurduğu kutsal yerin ve gerçek çadırın görevlisi. 3Çünkü her başrahip armağanlar, sunular getirmek üzere atanır. Bu nedenle İsa’nın da bir sunu getirmesi gerekir. 4Kendisi yeryüzünde olsaydı, hiç rahip olamazdı. Çünkü ruhsal yasa gereğince armağanları sunan rahipler var. 5Bunlar göklerdekilerin ancak bir benzeri, bir gölgesi olana ruhsal hizmette bulunuyor. Nasıl ki, Musa çadırı kurmak üzereyken uyarıldı. Tanrı ona şunu buyurdu:

 “Her şeyi sana dağda gösterilen örnek uyarınca

 Yapmaya özen göster.”

 6Ama gerçekte Mesih’e onlarınkinden daha yüksek görev düştü. Nasıl ki O, üstün antlaşmanın aracısıdır. Bu antlaşma üstün vaatlere dayanarak saptanmıştır. 7Çünkü o ilk antlaşma kusursuz olsaydı, ikincisine gerek kalmayacaktı. 8Ne var ki, Tanrı onlarda kusur bularak şöyle diyor:

 “Rab, ‘İşte günler gelmekte’ diye buyuruyor,

 ‘İsrail halkıyla ve Yahuda halkıyla yeni antlaşmayı sonuçlayacağım.

   9Onları Mısır ülkesinden çıkarmak için

 Ellerinden tuttuğum gün

 Atalarıyla yaptığım antlaşma gibi değil;

 Çünkü onlar yaptığım antlaşmada süreklilik göstermedi,

 Ben de onlara karşı ilgimi yitirdim.’

 Rab buyuruyor.

   10Rab, ‘O günlerden sonra İsrail halkıyla girişeceğim antlaşma budur’ diyor,

 ‘Yasalarımı akıllarının içine yerleştireceğim,

 Onları yüreklerine yazacağım.

 Onların Tanrısı olacağım,

 Onlar da halkım olacak.

   11Yurttaş yurttaşa kardeş kardeşe, ‘Rab’bi bil!’ diye öğretmeyecek.

 Çünkü en küçüğünden en büyüğüne dek tümü beni bilecek.

   12Çünkü kuralları çiğnemelerine karşın onlara sevecen olacağım

 Ve günahlarını artık anımsamayacağım.’”

 13Tanrı yeni antlaşmayı bildirmekle, öncekinin süresini tüketmiştir. Süresi tükenip eskiyen ise ortadan kalkmanın eşiğindedir.

 

Eski Antlaşma’da Tapınak 1-7

9

Önceki antlaşmanın da ruhsal hizmete özgü kuralları ve yeryüzünde bir tapınağı vardı. 2Bir çadır kuruldu. Dış bölümdeki eşyalar şunlardı: Şamdan, sofra, kutsal sunu ekmekleri. Bu bölüme ‘Kutsal Yer’ denir.

 3İkinci perdenin gerisinde ‘Kutsallar Kutsalı’ denen iç çadır bulunuyordu. 4Bu yerin günlük yakılan altın sunağı vardı. Orada bulunan ‘Antlaşma Sandığı’ baştan başa altınla kaplıydı. İçinde manna bulunan altın testi, Harun’un filizlenen asası ve Antlaşma levhaları saklanırdı. 5Sandığın üzerinde ‘Yücelik Kerubimi’* günahları gideren bağışlamalık yerine gölge salardı. Şu anda bunları ayrıntılarıyla konu edemeyiz.

 6Bunların böylece kurulmasıyla, rahipler her zaman dış bölüme girip ruhsal hizmetlerini uygularlar. 7Ama ‘İç Çadır’a yılda ancak bir kez, yalnız başrahip girer. O da, hem kendisinin hem de halkın düşüncesizce işlediği günahlara karşı sunmak üzere, kan getirmeden giremez.

 

Önceki Düzenleme Gerçek Olan’ın Gelişini Simgeliyordu 8-14

 8Kutsal Ruh bununla, dış bölüm durdukça ‘Kutsallar Kutsalı’na giden yolun daha açıklanmadığını belirtiyor. 9Bu, şimdiki zamana ilişkin bir simgedir. Buna göre, ruhsal hizmet sunanın vicdanını yetkinliğe erdiremeyen armağanlar ve sunular getirilir. 10Yalnızca yiyecekleri, içecekleri, ayrımlı yıkanmaları ve bedene ilişkin buyrukları kapsayan uygulamalar.. Bunların ancak tanrısal düzen gelinceye dek geçerliliği vardır.

 11Ama Mesih, gelmiş iyi şeylerin başrahibi olarak belirince, elle kurulmamış daha yüce ve yetkin çadırdan –bu yersel yaratılışla hiçbir ilgisi olmayan yerden– geçti. 12Erkeçlerin danaların kanıyla değil, kendi kanıyla sonsuz kurtulmalığı sağlayarak bir tek kez ‘Kutsal Yer’e girdi. 13Çünkü erkeçlerle boğaların kanı ve yakılan genç ineklerin külü kirli sayılanlara serpildiğinde beden temizliği açısından onları kutsal kılarsa, 14suçsuz olarak sonsuz Ruh aracılığıyla kendisini Tanrı’ya sunan Mesih’in kanı, vicdanımızı ölü işlerden ne denli daha üstün kapsamda arıtabilir! Böylelikle diri Tanrı’ya hizmet sunabiliriz.

 

Ölen Mesih Yeni Antlaşma’nın Uygulayıcısı 15-22

 15Bu nedenle, Mesih Yeni Antlaşma’nın aracısıdır. Öyle ki, sonsuz mirasa çağrılanlar verilen vaadi alsın. Çünkü ilk antlaşmayla ilgili suçlara kurtulmalık olarak bir ölüm uygulandı. 16Herhangi bir yerde bir vasiyetin [d] uygulanması için vasiyet edenin ölümü zorunludur. 17Çünkü vasiyet ancak ölümden sonra uygulanır. Vasiyet eden sağ kaldıkça vasiyetin hükmü yoktur. 18Nasıl ki, ilk antlaşma da kansız yürürlüğe konulmadı. 19Çünkü ruhsal yasanın her buyruğu Musa’nın ağzından tüm halka bildirilince, Musa danalarla erkeçlerin kanını ve suyu alıp kırmızı yün ve zufa otuyla hem Kitap’a, hem de tüm halka serpti. 20“Tanrı’nın size buyurduğu antlaşma kanıdır bu” dedi. 21Aynı biçimde Çadır’a ve ruhsal görevle ilgili tüm kaplara kan serpti. 22Ruhsal yasa uyarınca hemen her şey kanla arıtılır. Kan dökülmeden günah bağışlanması yoktur.

 

Mesih’in Kurtarmalığı Günahları Arıtır 23-28

 23Göksel gerçeklerin yersel örnekleri bu tür sunularla arıtılma zorunluluğundadır. Ne var ki göksel olanlar bunlardan üstün sunuları gerektirir. 24Çünkü Mesih elle kurulan kutsal yere girmedi. Bunlar gerçek olanın simgeleridir. Oysa O bizim adımıza Tanrı’nın önünde şimdi belirmek için doğrudan doğruya göğe girdi. 25Başrahibin kendisinin olmayan kanla yıldan yıla ‘Kutsallar Kutsalı’na girdiği gibi, İsa’nın kendisini birçok kez sunması söz konusu edilemez. 26Böyle olsaydı, dünyanın kuruluşundan bu yana O’nun birçok kez işkence çekmesi gerekirdi. Ama gerçekte çağların kapanışında bedeninin sunulmasıyla günahın ortadan kaldırılması için bir tek kez göründü. 27İnsanları nasıl bir kez ölmek, ardından da yargılanmak bekliyorsa, 28Mesih de nicelerin günahını taşımak için bir tek kez sunuldu. İkinci kezinde, günah sorunu tümden çözüm bulmuş olarak, Mesih tüm kurtuluşu getirmek için kendisini gözleyenlere görünecek.

 

C.    ÜSTÜN BAĞIŞLAMALIK

 

Hayvan Sunuları Simgeseldir 1-4

10

Ruhsal yasa gelecek iyi şeylerin sadece bir gölgesidir; onların somut görünüşü değildir. Yıldan yıla sürekli olarak hep aynı sunular sunulduğundan, ruhsal yasa bunlarla yaklaşanları hiçbir zaman yetkinliğe erdiremez. 2Yetkinliğe erdirebilseydi, hiç kuşkusuz bu sunular durdurulacaktı. Çünkü ruhsal hizmet sunanların bir kezde arıtılmasıyla, vicdanlarında artık hiçbir günah suçlaması kalmazdı. 3Tersine, bu sunular aracılığıyla günahlar yıldan yıla anımsatılır. 4Çünkü boğaların, erkeçlerin kanıyla günahların kaldırılması olanaksızdır.

 

Etkin Kurban Önceki Kurbanları Ortadan Kaldırdı 5-18

 5İşte bunun içindir ki, Mesih dünyaya gelirken şunları söyler:

 “Kurban ve sunu istemedin,

 Ama bana bir beden hazırladın.

   6Ateşte yakılan sunulardan hoşnut olmadın,

 Ne de günaha karşı sunulardan..

   7Bunun üzerine,

 ‘Kitap tomarında bana ilişkin yazıldığı gibi,

 İşte isteğini uygulamaya geldim, ya Tanrı’ dedim.”

 8Daha önce şunu bildiriyor: “Kurbanlar, sunular, ateşte yakılanlar, günaha karşı sunular istemedin; ne de onlardan hoşlandın.” Bunlar ruhsal yasa uyarınca sunulur. 9Ardından şöyle diyor: “İşte isteğini uygulamaya geldim.” İlkini ortadan kaldırıyor ki, ikincisini kesinleştirsin. 10İsa Mesih’in bedeninin bir tek kez sunulmasıyla, Tanrı isteği uyarınca kutsal kılındık.

 11Her rahip her gün görevini yapar, ardı ardına hep aynı sunuları sunar. Bunlar hiçbir zaman günahları ortadan kaldıramaz. 12Oysa Mesih günahlara karşı sürekli etkisi olan tek sunuyu sunduktan sonra Tanrı’nın sağında oturdu. 13Orada düşmanlarının ayakları altına basamak edilmesini beklemektedir. 14Çünkü tek sunuyla kutsal kılınanları sürekli yetkinliğe erdirdi. 15Bu konuda Kutsal Ruh da bize tanıklık ederek önce söylenenden sonra şunu bildiriyor:

   16“Rab, ‘Onlarla girişeceğim antlaşma budur’ diyor,

 ‘O günlerin ardından yasalarımı yüreklerine yerleştireceğim

 Ve akıllarının içine yazacağım.’”

   17Sonra konuyu sürdürerek,

 “‘Günahlarını ve yasaları çiğnemelerini artık

 anımsamayacağım’” diyor.

 18Her nerede bunlar bağışlanmışsa, artık günaha karşı sunuya gereksinim kalmaz.

 

D. HİÇ SARSILMAYAN İMAN

 

Mesih Aracılığıyla Tanrı’ya Yaklaşalım 19-25

 19Kardeşlerim, İsa’nın kanı aracılığıyla ‘Kutsallar Kutsalı’na girme konusunda kesin güvenimiz var. 20O’nun bizim için açtığı yeni ve diri yol olan perdeden, yani O’nun bedeninden girelim. 21Tanrı Evi’nde ulu bir rahibimiz var. 22Öyleyse gerçeğe bağlı yürekle, tam imanla, yüreklerimiz serpmeyle* kötü vicdandan arıtılmış, bedenimiz de tertemiz suyla paklanmış olarak Tanrı’ya yaklaşalım.

 23Umudumuzla ilgili ruhsal tanıklığa sımsıkı sarılalım. Çünkü vaat eden kendisine güvenilendir. 24Sevgide, yararlı işlerde birbirimizi nasıl isteklendireceğimizi akılda tutalım. 25Bazılarının alışkısı olduğu gibi, ruhsal toplantılarımızı bırakmayalım. Bunun yerine birbirimizi öğütleyelim. Özellikle, Son Gün’ün yaklaştığını gördükçe çabanızı artırın.

 

Göksel Sunuyu Küçümsemeyelim 26-31

 26Çünkü gerçeği bilme aşamasına geldikten sonra bile bile günah işlersek, artık günahlara karşı sunu diye bir şey kalmaz. 27Geriye yalnız korkunç yargılama ve Tanrı’ya direnenleri yiyip tüketecek olan öfke ateşini bekleme kalır.

 28Musa’nın yasasını hiçe sayan, iki ya da üç tanığın tanıklığıyla acımasızca öldürülür. 29Tanrı Oğlu’nu ayakları altında çiğneyene, aracılığıyla kutsal kılındığı antlaşma kanını bayağılaştırana, kayra Ruhu’nu aşağılayana ne denli daha ağır ceza yaraşacağını bir düşünün! 30Çünkü şu sözü söyleyeni biliriz:

 “Öç alma hakkı benimdir. Karşılığını ben vereceğim.”

Ve yine,

 “Rab kendi halkını yargılayacak.”

31Diri Tanrı’nın ellerine düşmek korkutucudur.

 

İmanın Başlangıç Dönemini Anımsayın 32-39

 32Aydınlandıktan sonra uğradığınız çok ağır baskıları, işkenceleri sabırla göğüslediğiniz geçmiş günleri anımsayın. 33Kimi vakit aşağılanarak, acılara itilerek sergilendiniz. Kimi vakit de böyle davranışlara uğrayanlarla ruhsal paydaş oldunuz. 34Çünkü cezaevinde yatanlara dert ortaklığı ettiniz. Mallarınızın yağma edilmesine sevinçle boyun eğdiniz. Çünkü çok daha üstün ve kalımlı bir değere sahip olduğunuzu biliyordunuz.

 35Öyleyse güvencinizi kaldırıp atmayın. Bunun ödülü yücedir. 36Sabırlı olmaya gereksiniminiz var. Öyle ki, Tanrı’nın isteğini uygulayıp vaat ettiği gönence kavuşasınız:

     37“Çünkü gelmekte olan, çok kısa zamanda gelecek ve gecikmeyecek.

  38Doğru insanım imanla yaşayacak,

 Ama geri çekilirse, canım ondan hoşnut olmayacak.”

 39Kuşkusuz, biz geri çekilip mahva gidenlerden değiliz. Tersine, imanı koruyup canı güvenliğe alanlarız.

 

İman: Eski Antlaşma Yiğitlerinin Özelliği 1-3

11

İman nedir? Umulanların güvencesi, gözle görülmeyenlerin kanıtı. 2Çünkü bizden önceki insanlar imanla onandı. 3Tüm gök varlıklarının Tanrı Sözü’yle düzenlendiğini, görülen şeylerin görülmeyenlerce oluşturulduğunu imanla anlamaktayız.

 

Habil 4

 4İmanla Habil Tanrı’ya Kain’inkinden daha üstün kurban getirdi ve bununla doğru kişi olduğu onandı. Tanrı onun armağanlarına ilişkin tanıklıkta bulundu. O öldürüldü ama imanı nedeniyle bugüne dek konuşmaktadır.

 

Hanok 5,6

 5İmanla Hanok ölümü tatmamak için göklere götürüldü. Bu dünyada gözden kayboldu; çünkü Tanrı onu göklere almıştı. Yukarıya alınmadan önce, Tanrı’yı hoşnut ettiğine ilişkin tanıklık yaygındı. 6İman dışında Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır. Çünkü Tanrı’ya yaklaşanın ilkin O’nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendirdiğine iman etmesi gerekir.

 

Nuh 7

 7İmanla Nuh görünürde olmayan olaylara ilişkin Tanrı’ca uyarıldı. Tanrısayar tutumla ev halkının kurtulmasını öngörerek gemiyi kurdu. Bunu yapmakla dünyayı yargıladı ve imanının getirdiği doğruluğun mirasçısı oldu.

 

İbrahim 8-10

 8İbrahim çağrıldığında miras alacağı yere gitmek için imanla Tanrı buyruğuna uydu ve nereye gittiğini bilmeden ülkesinden ayrıldı. 9İmanla, vaat edilen toprakta yabancı bir ülkede uyruksuz biriymiş gibi konukladı. Aynı vaadin miras ortakları olan İshak ve Yakup’la birlikte çadırlarda yaşadı. 10Çünkü mimarı ve kurucusu Tanrı olan sağlam temelli kenti gözlemekteydi.

 

Sarah 11,12

 11İmanla Sarah da, vaatte bulunanın sözüne güvenilir olduğunu göz önünde tutarak, yaşı geçmişken çocuk doğurma gücünü buldu. 12Bu nedenle, bedeni ölü sayılabilecek yaşta bir eşten, göğün yıldızları kadar niceliği bilinmez, deniz kıyısındaki kumlar kadar sayısız bir soy yetişti.

 

İman Yiğitlerinin Özlediği Ülke 13-16

 13Bu insanların tümü iman ortamında öldü. Vaatlere kavuşamadılar, ama onları uzaktan görüp selamladılar. Yeryüzünde yabancı ve göçmen olduklarına açıkça tanıklık ettiler. 14Bunları söyleyen kişiler bir yurt aradıklarını açıklıyor. 15Eğer ayrıldıkları yeri anımsasalardı, geri dönmek için vakitleri boldu. 16Ama onlar daha üstün bir yeri –yani göksel yurdu– özlüyorlar. Bu nedenle Tanrı onların Tanrısı diye anılmaktan utanç duymuyor. Çünkü onlar için bir kent hazırlamış bulunuyor.

 

İmanla İbrahim İshak’ı Sunmaya Gitti 17-19

 17İbrahim denendiği zaman imanla İshak’ı sundu. Tanrı vaatlerini almış biri olarak tek oğlunu sunmaya hazırlandı. 18Ona, “Soyun İshak’ta anılacak” yolunda vaat verilmişti. 19Bunun için, Tanrı’nın ölüler arasından diriltmeye bile gücü yeter olduğunu düşündü. Böylece İshak’ı simgesel anlamda ölümden geri aldı.

 

İshak’ın, Yakup’un, Yusuf’un İmanı 20-22

 20İmanla İshak Yakup’la Esav’ı gelecek olaylara ilişkin kutlu kıldı. 21Yakup ölürken imanla Yusuf’un oğullarından her birini kutlu kıldı ve asasının başına yaslanarak Tanrı’ya tapındı. 22Gözlerini yaşama yumarken, imanla Yusuf İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkacağına değindi ve kemiklerini ne yapacaklarına ilişkin onlara kesin buyruk verdi.

 

Musa 23-29

 23Musa doğunca annesi babası imanla onu üç ay gizledi. Çünkü çocuğun çok yakışıklı olduğunu gördüler ve Kral’ın buyruğundan korkmadılar. 24Musa büyüyünce imanından destek alarak Firavun’un kızına oğul olmayı kabul etmedi. 25Geçici bir süre için günahın sunduğu zevk u sefaya dalmaktansa, Tanrı halkıyla birlikte kötü davranışa katlanmayı yeğledi. 26Mesih için yüklenilen aşağılanmayı Mısır’ın zenginliklerine üstün tuttu. Çünkü gözlerini gelecek ödüle doğrultmuştu. 27Musa Kral’ın öfkesinden korkmayarak imanla Mısır’dan ayrıldı. Çünkü göze görünmeyeni görüyormuş gibi beli bükülmez tutum takınmıştı. 28İmanla ilk Passah’ı [e] kutladı ve kan serpmesini uyguladı. Öyle ki, ilk-doğan çocukları yok eden melek İsrail çocuklarına ilişemesin*. 29Karadan geçercesine, imanla Kızıl Deniz’i aştılar. Mısırlılar aynı atılıma koyulunca sularda boğuldu.

 

Rahab 30,31

 30Yeriha kentinin kale duvarları imanla yedi gün süreyle İsrailliler’ce kuşatıldıktan sonra yıkıldı. 31İmanla genel kadın Rahab söz dinlemezlerle birlikte mahvolmadı. Çünkü casusları esen duyguyla karşıladı.

 

Eski Antlaşma İman Yiğitleriyle Doludur 32-40

 32Daha başka hangi örneklere değineyim? Gideon, Barak, Şimşon, Yafta, Davut, Samuel ve peygamberlerden söz etmeme vakit yetmeyecek. 33Bu insanlar imanla krallıkları alt ettiler, adaleti uyguladılar, vaatleri aldılar, aslanların ağzını bağladılar, 34ateşin gücünü giderdiler, kılıcın ağzından kaçtılar, zayıflıktan dinçlik buldular, savaşta güçlü kılındılar, yabancı orduları dağıttılar.

 35Kadınlar ölülerini dirilmiş olarak geri aldı. Bazıları serbest bırakılmaya yanaşmayarak, ölümle sonuçlanan işkenceler çekti. Öyle ki, daha üstün bir dirilişe kavuşsunlar. 36Kimisi de alaya alınarak, kamçılanarak denendi. Zincire de vuruldular cezaevine de atıldılar. 37Taşa tutularak öldürüldüler, testereyle biçildiler, kılıçtan geçirildiler. Koyun postu keçi derisi giyerek sağda solda dolaştılar. Yoksunluk içinde, acılar ortasında, düşmanca davranışlara katlandılar. 38Dünya onlara yaraşıklı değildi. Çöllerde, dağlarda, mağaralarda, yerin yarıklarında göçebe gibi dolaşıp durdular.

 39Bu insanların tümü, imanla ilgili parlak tanıklığa sahip olmalarına karşın, vaadi alamadı. 40Çünkü Tanrı bizler için daha üstün bir sağlayışı öngörmekteydi. Öyle ki, biz olmadan onlar yetkinliğe erdirilmesin.

 

İSA MESİH: Yüce Örneğimiz 1-3

12

Gelelim kendimize. Çevremizi böylesi yoğun bir tanıklar bulutu sardığına göre her tür ağırlığı ve kolaylıkla kuşatabilen günahı üzerimizden atalım. Önümüzdeki koşuyu sabırla koşalım. 2Gözlerimiz imanın önderi ve bütünleyicisi İsa’ya baksın. O önündeki sevinç karşılığı sabırla haç ölümünü üstlendi, utancı önemsemedi, Tanrı tahtının sağında oturdu.

 3Bu nedenle, günahlıların kendisine yönelttikleri böylesi tutumu sabırla karşılayanı gözönüne getirin. Öyle ki, canlarınız bezginliğe verilmesin, kötümserlik sizleri yenmesin.

 

Denenmeler Yola Getirilmek İçindir 4-13

 4Günaha karşı sürdürdüğünüz savaşta kanınızı akıtacak direniş noktasına varmadınız. 5Size “çocuklarım” diyen yüreklendirici Tanrı Sözü’nü olabilir ki unuttunuz:

 “Evladım, Rab’bin sıkıdüzenine aldırmazlık etme,

 O’nun paylaması karşısında da kötümserliğe düşme.

   6Çünkü Rab sevdiği kişiyi sıkıdüzene sokar

 Ve kabul ettiği her evladı cezalandırır.”

 7Sıkıdüzeni sabırla karşılamanız gerekir. Tanrı sizi çocukları olarak görüyor. Hangi çocuğu babası sıkıdüzene sokmaz ki? 8Herkesin paylaştığı sıkıdüzen size de uygulanmazsa evlat değil, soysuz kişiler olursunuz. 9Kaldı ki, beden açısından bizi sıkıdüzene sokan babalarımız vardı; onlara saygı gösterdik. Ruhların Babası’na bağımlılık göstererek yaşam bulmamız bundan çok daha önemli sayılmaz mı?

 10Babalarımız kendilerine doğru görünen yolda kısa bir süre için bizi sıkıdüzene soktular. Ama Tanrı kendisine özgü kutsallığı paylaşmamızı amaçlayarak, bu işi yararımıza uygular. 11Hiçbir sıkıdüzen o anda sevindirici görünmez; tersine, üzücüdür. Ne var ki, onunla eğitilenlerde sonradan doğruluğun esenlik ürününü yetiştirir.

   12“Öyleyse, sarkık ellerinizle cansız dizlerinizi doğrultun,

  13Ayaklarınız için doğru yollar oluşturun.”

 Öyle ki, kötürüm olan parça eklemden çıkmasın; tersine, sağlık bulsun.

 

Denenirken Günah İşlememeye Dikkat Edin 14-17

 14Bütün insanlarla barışı kovalayın ve kutsallığı amaçlayın. Bunlar dışında hiç kimse Rab’bi görmeyecek. 15Dikkat edin, kimse Tanrı kayrasına kavuşmaktan geride kalmasın. ‘Hiçbir acılık kökü büyüyüp kargaşalığa yol açmasın’ ve bununla sayısız insan etkilenip yozlaşmasın. 16Esav gibi erdemsiz ya da ruhsallığa saygısız biri türemesin. Bu adam kendisinin olan ilk-oğulluk hakkını bir öğün yemeğe karşılık sattı. 17Biliyorsunuz, sonradan kutsanma mirasını almak isteyince geri çevrildi. Gözyaşları dökerek onu aramasına karşın, yaptığı işten dönme olanağını bulamadı.

 

Eski ve Yeni Antlaşma’nın Görünüşü 18-29

 18Yaklaştığınız dağ [f] elle tutulur türden ateşin kavurduğu, karanlığın boğduğu, zifir gibi siyah fırtınanın sardığı, 19boru sesinin duyulduğu, işitenlerin kendilerine başka bir söz söylenmemesini diledikleri, göksel seslerle titreşen dağ değildir. 20Çünkü verilen buyruğa katlanamadılar: “Dağa bir hayvan bile dokunsa taşa tutulacak.” 21Gerçekten, görünüm o denli ürkütücüydü ki, Musa, “Titriyorum” dedi. “Korkuyorum.”

 22Hayır, yaklaştığınız dağ Sion Dağı, diri Tanrı’nın kenti, göksel Yeruşalim, sayısız meleğin sevinçle kutlamaya katıldığı yerdir. 23Göklerde adı yazılı ilk-doğanların kilise topluluğuna, herkesin yargıcı olan Tanrı’ya ve yetkinliğe erdirilen doğru kişilerin ruhlarına yaklaştınız. 24Yeni Antlaşma’nın aracısı İsa’ya ve Habil’inkinden daha üstün gerçeği bildiren serpilmiş kana yaklaştınız.

 25Dikkat edin, konuşanı geri çevirmeyin. Çünkü yeryüzünde kendilerini uyaranı geri çevirenler kaçamadıysa, gökten konuşana yüz çeviren bizler nasıl kaçabileceğiz? 26O zaman O’nun sesi yeri sarstı; şimdi ise şu sözleri söyleyerek vaadini açıklıyor:

 “Bir kez daha sarsacağım;

 Yalnız yeri değil, hem de yanı sıra göğü..”

 27“Bir kez daha” demekle, sarsılanların, yani yaratılanların ortadan kaldırılacağı belirtiliyor. Öyle ki, sarsılmayan ne varsa kalımlı olsun. 28Bize sarsılmaz bir hükümranlık sağlandığı için şükranla dolalım. Bunu bilerek Tanrı’yı hoşnut eder kapsamda tapınalım: Tanrısayarlıkla ve tanrısal korkuyla. 29Çünkü Tanrımız tüketen ateştir.

 

E. İMANLA KOŞUT UYGULAMALAR

 

Tanrı Önünde İnanlının Özel Yaşamı 1-6

13

Kardeşlik sevgisi kalıcı olsun. 2Yabancılara konukseverlik göstermeyi unutmayın. Bunu yapmakla bazıları bilmeden melekleri ağırladı. 3Sanki kendiniz de onlarla birlikteymişsiniz gibi, cezaevinde bulunanları anımsayın. Kendinizin de bu dünyada yaşadığınızı düşünerek, düşmanca davranışa uğrayanları anımsayın.

 4Herkes evliliğe saygıyla baksın, evlilik yatağını da lekesiz tutsun. Rasgele cinsel ilişkiye ve evlilik dışı cinsel bağlantıya girenleri Tanrı yargılayacaktır.

 5Tutumunuz para sevgisinden ırak olsun; elinizdekiyle yetinin. Çünkü Tanrı şöyle demiştir:

 “Hiçbir koşul altında seni bırakmayacağım.

 Ne de herhangi bir durumda senden el çekeceğim.”

   6Öyleyse tam güvenle şunu diyebiliriz:

 “Rab yardımcımdır, korkmayacağım.

 İnsan bana ne yapabilir ki?”

 

Mesih’e ve Sözü’nü Bildirenlere Bağlılık 7-17

 7Tanrı Sözü’nü size bildiren önderlerinizi anın. Yaşamları nasıl başladı nasıl sona erdi; bunları düşünerek onların imanını örnek tutun. 8İsa Mesih dün, bugün ve sonsuzlara dek O’dur. 9Çeşitli ve yabancı öğretilerin etkisiyle çalkalanmayın. Çünkü yüreğin yiyecek, içecekle değil, tanrısal kayrayla pekiştirilmesi yararlıdır. Yiyecek, içecekle gününü gün edenlere hiçbir yarar sağlanmadı. 10Öyle bir sunağımız var ki, Çadır’da [g] ruhsal hizmet sunanların o sunaktan yemeye yetkileri yoktur.

 11Çünkü başrahip tarafından kanı günah bağışlamalığı olarak ‘Kutsal Yer’e getirilen hayvanların bedenleri, toplumun konut kurduğu yer dışında yakılır. 12Bunun içindir ki, İsa da kendi kanı aracılığıyla halkı kutsal kılsın diye, kent kapısının dışında işkence çekti. 13Bu nedenle, O’nun aşağılanmasını yüklenerek toplumun konut kurduğu yer dışında O’na gidelim. 14Çünkü burada kalımlı bir kentimiz yok. Tersine, gelecek olanı aramaktayız. 15Öyleyse, Tanrı’ya İsa aracılığıyla her an övgü sunusu yükseltelim; yani O’nun adını kutsayan dudakların ürününü belirtelim. 16İyilik etmeyi, sahip olduklarınızı başkalarıyla paylaşmayı savsaklamayın. Çünkü Tanrı bu tür kurbanlardan hoşnut olur.

 17Önderlerinizi dinleyin, onlara bağımlı olun. Bunlar hesap verecek kişiler olarak, canınızın yararı için uyanık duruyorlar. Bu durumda yaptıkları işi inleyerek değil, sevinerek yapabilsinler. Yoksa kendiniz zararlı çıkarsınız.

 

Selam ve Esenlik Dileği 18-25

 18Bizler için dua edin. Temiz vicdanlı olduğumuza güvenimiz var. Her ilişkide erdemli davranışı özlemekteyiz. 19Sizi öğütlerim; duanızın ağırlığı tezinden sizlere kavuşmama yönelik olsun.

 20Koyunların Yüce Çobanı’nı, Rabbimiz İsa’yı, sonsuzu kapsayan antlaşma kanıyla [h] ölüler arasından geri getiren esenlik kaynağı Tanrı, 21isteğini uygulamanız için sizi her çeşit iyilikle donatsın. Kendisini hoşnut eden tutumu İsa Mesih aracılığıyla sizde oluştursun. Yücelik çağlar çağı O’nundur. Amin.

 22Kardeşlerim, sizleri öğütlerim: Size ilettiğim şu kısa, yüreklendirici sözü katlanışla değerlendirin. 23Bilmenizi isterim ki, kardeşimiz Timoteos serbest bırakıldı. Yakında gelebilirse, kendisiyle birlikte sizleri göreceğim.

 24Önderlerinize ve kutsal yaşamlıların tümüne selam. İtalya kökenliler size selam eder.

 25Kayra hepinizle olsun. Amin.



[a] Oikoumeni

[b] Mesih adının açıklanışı için bakınız, Matta 1:1

[c] İki kanıt: Vaat 13, ant 17’de.

[d] Antlaşmanın.

9:20 Mısır’dan Çıkış 24:6-8 9:28 Yeşaya 53:12

[e] Bakınız, Matta 26:2.

[f] Tanrı’nın Musa’ya On Buyruğu verdiği Sina Dağı’nın ürkütücü görünümü.

[g] Bakınız, 8:4,5

[h] İsa’nın çarmıhta akan kanı.


© Copyright incilturk.Com